Artvin Devlet Hastanesi önünde toplanan HAK-İŞ Konfederasyonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Saat 10.00’da başlayan etkinlikte, Sendika temsilcisi Bülent Kaşıkçı, şiddetin her türüne karşı net bir duruş sergileyerek kadın cinayetlerinden istismara, eşitsizlikten yoksulluğa kadar pek çok toplumsal soruna dikkat çekti.
Bülent Kaşıkçı, konuşmasında şiddetin yalnızca fiziksel olmadığını belirterek, günümüzde cinsel, psikolojik, ekonomik ve dijital şiddetin de yaygınlaştığını ifade etti. Kadınların bu şiddet türlerinden en fazla etkilenen grup olduğunu vurgulayan Kaşıkçı, “Son beş yılda ülkemizde 1.585 kadın katledildi. Sadece 2024 yılının ilk 10 ayında 357 kadın öldürüldü. Bu acı verici tablo, kadına yönelik şiddetin çözülmesi gereken en öncelikli sorunlardan biri olduğunu gözler önüne sermektedir” dedi.
Şiddeti “insanlığın acizliği” olarak nitelendiren Kaşıkçı, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Kadına yönelik şiddet, fiziksel bir eylemin ötesinde, toplumun temel yapı taşlarını sarsan bir durumdur. HAK-İŞ olarak kadına yönelik şiddeti durdurmanın yalnızca kadınların değil, toplumun tamamının görevi olduğuna inanıyoruz. Kadınların hak mücadelesini destekliyoruz ve erkeklerle dayanışma içinde yanlarında yer alıyoruz.”
Kaşıkçı, kadına yönelik şiddetin yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olduğunu ifade ederek Gazze başta olmak üzere çatışma bölgelerindeki kadın ve çocukların maruz kaldığı zulme dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı;
“Bütün dünyanın gözleri önünde Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Kadınlar, çocuklar ve masum siviller katlediliyor. Gazze’de sadece son bir yılda 18 bin çocuk, 12 bin kadın olmak üzere toplamda 45 bin insan hayatını kaybetti. Siyonist İsrail’in işlediği savaş suçlarına karşı sessiz kalmayacağız.”
Kaşıkçı, aynı zamanda Yemen, Ukrayna, Suriye, Doğu Türkistan gibi pek çok bölgede kadınların cinsel şiddet, etnik temizlik, yetersiz beslenme ve hastalık gibi insanlık dışı koşullarla mücadele ettiğini belirtti.
Basın açıklamasında, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için atılması gereken adımlar da sıralandı. HAK-İŞ’in talepleri arasında şunlar yer aldı:
Sendikal örgütlenmenin güçlendirilmesi ve örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması,
Kadınlara yönelik şiddet ve tacizle mücadelede ILO C190 sözleşmesinin onaylanması,
İş yerlerinde “şiddete sıfır tolerans” politikalarının uygulanması,
Kadın dostu iş yerlerinin teşvik edilmesi,
Kadın-erkek ücret eşitsizliğinin giderilmesi için kamu organlarının denetim yapması,
Çalışanlara yönelik şiddet ve taciz vakalarında esnek çalışma hakkı ve kıdem tazminatı güvencesi verilmesi,
Bakım yükümlülüğünün yalnızca kadınların omuzlarına bırakılmaması ve bu konuda toplumsal çözümler üretilmesi.
HAK-İŞ’in verilerine göre sendikalı kadın çalışanlar, sendikasız meslektaşlarına kıyasla şiddetin çeşitli türlerine daha az maruz kalıyor. Yapılan araştırmalar, sendikaların yalnızca çalışma koşullarını iyileştirmekle kalmayıp iş yerinde güvenliğin sağlanmasına da katkı sunduğunu gösteriyor. Kaşıkçı, bu doğrultuda tüm emekçi kadınları HAK-İŞ çatısı altında toplanmaya çağırdı.
Basın açıklamasını “Kadına yönelik şiddet; kadın ve erkeğin birlikte mücadele etmesiyle sona erebilir” sözleriyle sonlandıran Kaşıkçı, HAK-İŞ’in kadın hakları mücadelesinde öncü olmaya devam edeceğini belirtti.