İl merkezinde Atapark önünde toplanan yaklaşık bin kişi, trafiğe kapatılan Cumhuriyet Caddesi üzerinde sloganlar atarak, afişlerle yürüdü. 1 Mayıs tertip komitesi tarafından organize edilen kutlamalara birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü destek verdi. Polis kontrollerinden geçerek alana giren gruplar kutlamalarına Halitpaşa Meydanında devam etti.
Eğitim Sen Artvin İl Şube Başkanı Köksal Gümüş 1 Mayıs programında gerçekleştirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
“Bugün bizim günümüz! Bugün emeğin, alın terinin, üreticinin günü!
Bugün; sarayların lüks içinde yaşayanların ve onların işbirlikçilerinin değil, evine yiyecek ekmek götürebilmek için ömrünü harcayan milyonların günü!
Bugün; Cemaat ağlarıyla, siyasal bağlantılarla, akrabalık ilişkileriyle makam sahibi olanların değil; onuruyla, gururuyla, kendi ayakları üzerinde duranların günü.
Bugün; yalan satan yandaş medya patronlarının değil; halkın doğru haber alabilme hakkını savundukları için cezalandırılan, hapse atılan gazetecilerin günü.
Bugün; sahip oldukları devlet gücüne dayanarak halka zulmedenlerin, zorbaların değil;
Bugün umudun günü, bugün kardeşliğin günü, bugün sevginin günü.
Umut ile hüznün iç içe geçtiği bir 1 Mayıs yaşıyoruz.
On binlerce kardeşimizin canını kaybettiği, milyonlarca kardeşimizin hayalini alt üst eden depremin acısını yüreğimizde hissediyoruz.
İktidarin kar hırsı nedeniyle büyük bir yıkım yaratan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile aniyoruz. Doğal bir olay olan depremi, büyük bir toplumsal felakete, insanlik trajedisine dönüştürenleri, sorumluları asla affetmeyeceğiz. yıkımların er ya da geç hesabı sorulacaktır!
Korkuyorlar çünkü kaybedecek çok şeyleri var. Sarayları, saltanatları çökecek diye korkuyorlar. Yağmalayıp yok ettikleri ormanlarımızın, kıyılarımızın, Cerattepe’nin hesabını sormamızdan korkuyorlar. Katarlı dostlarına, cemaatlere, tarikatlara, yandaşlara peşkeş çektikleri varlıklarımızın hesabını ödemekten korkuyorlar. Yargıdan korkuyorlar, yargılanmaktan, adaletten korkuyorlar en çok.
Mustafa Kemal'in yarattığı; anti emperyalist kurucu irade heyecanı ile yıktığınız, sattığınız her şeyi yeniden kuracağız. Biliyoruz ki, böyle bir dünya ve ülke mümkündür.
Bizler karanlığın zifire döndüğü zamanlarda bile yarına dair umudumuzu hiç yitirmedik.
Bugünden yarına hep umut biriktirdik.
Biz dünyanın ve ülkenin tüm güzelliklerini ortaya çıkaran en yüce değerin emeğin sahipleriyiz.
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
Bu kavga eşitlik, özgürlük, kardeşlik, barış, adalet, laiklik ve demokrasi kavgasıdır.
Yaşasın 1 Mayıs. Birlikte değiştireceğiz.”
TMMOB Artvin İl Şube Başkanı Hakan Yavuz konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
“Şubat ayında yaşadığımız tarihimizin en büyük felaketlerinden olan Maraş Depremleri, Tek adam rejimi altında, devlet kurumlarının yaşadığı çürüme, idarecilerin liyakatsizliği, yönetim anlayışındaki yozlaşma depremle birlikte, iyot gibi açığa çıkmış, bu dejenerasyon, on binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olmuştur.
Depremin yarattığı yıkımın ve kayıplarımızın büyüklüğü, ülkemizin depreme hazırlıklı olmadığını bir kez daha, çok acı biçimde yüzümüze vurdu. Kayıplarımızı ve acımızı daha da büyütense, deprem sonrasında arama-kurtarma ve yardım konularında yaşanan organizasyon eksikliği ve zafiyetler oldu.
21 yıldır ülkeyi yöneten iktidar partisinin ülkemizin afetlere hazırlanması, halkımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması, yurttaşlarımızın huzur içinde yaşayabilmesi için, hiçbir görev ve sorumluluğunu yerine getirmediğini, açık biçimde ortaya koydu. Bir deprem ülkesi olan ülkemizde deprem gerçeği siyasi iktidarlarca umursanmamaktadır. Deprem gerçeğini sürekli gündemde tutmaya yönelik çalışmalar etkin olarak yapılmalı, konunun bütün aktörlerinin katıldığı “Ulusal Deprem Konseyi” yeniden kurulmalıdır.
Pek çok mühendis, mimar ve şehir plancısı arkadaşımız; mesleki yetersizlik sorunları, fazla mesailerde ücret verilmemesi, fazla çalıştırma, iş saatleri ihlali; sosyal hak ihlalleri ve özlük haklarına yönelik sorunlarla yüz yüzedir.
Nitelikli bir eğitim alan, köklü üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmuş birçok genç meslektaşımız, mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurtdışında aramaktadır.
Piyasacı, dinci, baskıcı, diktacı, özelleştirmeci uygulamalar tüm alanları olduğu gibi, meslek alanlarımızı, özlük haklarımızı ve örgütlü yapılarımızı da hedef almaktadır. Yıllardır sistematik olarak uygulanan politikalar ve ekonomik tercihler nedeniyle, mesleki faaliyetlerimiz değersizleştirilmekte, yeni mezun olan meslektaşlarımız işsizlik sorunuyla karşı karşıya bırakılmaktadır.
Yurdumuzun emekçileri artık biliyor ki, yan yana geldikleri zaman, bu ülkenin doğusuyla batısı bir olduğu zaman, üstesinden gelemeyecekleri hiç bir zorluk, yıkamayacakları hiç bir saltanat yoktur!
Toplumumuzu kuşatan karanlığa karşı aydınlıktan, savaşa karşı barıştan, dinci gericiliğe karşı laiklikten, faşizme karşı özgürlüklerden, ırkçılığa karşı eşitlikten, linç kültürüne karşı bir arada yaşamdan, rant ve sömürüye karşı emekten, yağma düzenine karşı kamusallıktan ve elbette emperyalizme karşı bağımsızlıktan yana bir ülke içindir mücadelemiz…Ülkemizin gerçek sahipleri olarak geleceğimize sahip çıkacağız.
Alanlarda Nazım ustayı anmadan olmaz, Çaresi yok usta, biz kazanacağız”
DİSK Genel İş Sendikası Artvin İl Temsilcisi Selim Bilgin yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
Sizleri 1 Mayıs meydanından devrimci işçi sendikaları konfederasyonu adına sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Sözlerime başlamadan önce arkadaşlarımız bir pankartla çıkmışlar "işçi ve emekçinin hakkını vermeyene, oy verilmeyecek" doğru mu? 14 Mayıs'ta sandıkta hesap sormaya hazır mıyız Artvin.
hastalıklara çare bulmak için hastanelerde tedavi olması mümkün müdür? Deprem oluyor diyorlar ki kader planında var biz buraya afiş asmışız plan program olarak yoksulluk Kader değildir diyoruz, işsizlik Kader değildir diyoruz, bu düzen değişecek diyoruz yalana ve talan'a son vereceğiz diyoruz arkadaşlar. Bizim memleketlerimizde biz ne ile övünürdük arkadaşlar burada anneler babalar var, ne ile övünürlük çocuklarımızı okutmakla yememizden içmemizden kısarak çocuklar eğitim alsın diye uğraşırdık bunun bir klasik sözü vardı "ceketimi satarım çocuklarımı okuturdum" derdi Artvinliler. Şimdi ceket satmakla Artvinli çocuklar okuyamıyor arkadaşlar. Emekçinin milli gelirden aldığı pay %38'de %25'e düştü gelir adaletsizliği büyüdü sermayenin milli gelirden aldığı pay %44'ten %57'ye yükseldi. Mevcut hükümet sermaye seviyor, emekçiyi yok sayıyor ve açıklıyorlar diyorlar ki açlık sınırı 10.500 TL, yoksulluk sınırı 33 bin TL, asgari ücret kaç lira 8.506 lira geçinmek mümkün mü. Biz üretiyoruz, biz çalışıyoruz, evdeki işsiz insanlara bakıyoruz emekçiler işçiler geçinemiyor, mutfaklarda yangın var her zaman söylüyorum anneleri ağlatmayın, çocuklar yatağa aç girmesin derdimiz bu bizim, siyaset değil. Arkadaşlar sizden bir ricam var hep birlikte şunu söylememiz lazım "birleşe birleşe kazanacağız".
Değerli arkadaşlar vakit tamam, Abbas yolcu. Emekliye ağlatan, çocukları ağlatan, anneleri ağlatan sandıkta tıpış tıpış gitmek zorunda.
Türkiye'nin 2. yüzyılında laik demokratik sosyal hukuk devletini hep birlikte yeniden inşa etmeye var mısınız? Kadınlarımızın, gençlerimizin, işçilerin, işsizlerin, köylülerin, esnafların özlemiş olduğu kardeş içinde, huzur içinde yaşanılan layık, demokrat Türkiye Cumhuriyeti'ni yeniden kurmak için el ele vereceğiz hep birlikte çalışacağız yeni baharlara uyanacağız. 15 Mayıs'ta Türkiye'ye Bahar gelecek arkadaşlar.”
Program konuşmaların ardından horonlar oynanarak devam etti.
Ali Eray ÇELİK