Yusuf Dikeç, yaptığı açıklamada Osijek kentindeki organizasyonda 4 altın, 2 gümüş ve 2 bronz olmak üzere 8 madalya elde eden milli takımın, genel klasmanda 40 ülke arasında zirvede yer aldığını hatırlattı.
Cumhuriyet ile yaşıt Türkiye Atıcılık Federasyonunun tarihinde ilk kez bu kadar çok madalya alarak hasretle beklediği başarıya ulaştığını belirten 52 yaşındaki Dikeç, bundan dolayı çok mutlu ve gururlu olduklarını dile getirdi.
Başarının ekip işi olduğunu vurgulayan Dikeç, "Çalışmanın sonucunda ancak başarıya ulaşabiliyorsunuz. Benim daha önce de dünya, Avrupa, Akdeniz Oyunları ve İslami Dayanışma Oyunları şampiyonluğum olsa da hep yalnızdık ama şimdi kendimi daha güçlü hissediyorum. Çünkü etrafımda başarılı takım arkadaşlarım, daha yetenekli gençler var. Bunlar, bayrağımızı daha ileriye taşıyacak. En büyük motivasyon kaynağım bu ülke için çalışmak ve kazanmak." ifadelerini kullandı.
Ailelere çağrı
Yusuf Dikeç, ailelere "Atıcılık gerçekten çok güzel ve elit bir spor. Gençleri mutlaka atıcılık sporuna gönderin." çağrısında bulundu.
Atıcılık sporunun hem bedeni hem de ruhu olgunlaştırdığını söyleyen Dikeç, "Baktığınız zaman konsantrasyonu, odaklanmayı, ani karar vermeyi, bunların hepsini geliştiren bir spor. Özellikle küçük yaştaki çocukların ders çalışırken odaklanma konusunda çok daha yol kat ettiklerini göreceklerdir." diye konuştu.
Dikeç, atıcılığın bazen şiddet ile anıldığını ve buna asla katılmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Genelde şu örneği veriyorum. Voleybolcular için voleybol topu ne anlama geliyorsa, atış sporunu yapanlar için de tabanca o anlama geliyor. Voleybol takımındaki arkadaşlar, yarışmanın ve antrenmanın dışında o topla sokakta oynamıyordur. Antrenman yapacağı zaman salonuna gidiyor, müsabakasını yapıyordur. Bizim atıcılar için de bu aynı. Bu eğitimi almış, bu sporu yapmış gençlerin hiçbiri düğünde, bayramda, maçta silah atmıyordur. Çünkü bunun gerçekten tehlikeli olduğunu biliyorlar. Bu sporla uğraşanlar antrenmanını yapar, silahını kapatır ve deposuna koyar."
Altyapıda yetenekli atıcıların bulunduğunun altını çizen Dikeç, "Bu ülkede tabii ki başarılı birçok spor dalı var. Bunları inkar edemeyiz. Özellikle güreş, halter Türkiye'de lokomotif branşlar olmuştur. Ama ben şuna inanıyorum, bundan sonra yetenekli gençler çıktıkça atıcılık da Türkiye'nin lokomotif spor branşlarından biri olacak. Bundan sonraki olimpiyatlarda gençler bizi geçecektir, daha çok madalya alacağımıza inanıyorum." yorumunu yaptı.
Başarının sırrı soğukkanlı olmak
"Atıcılıkta başarılı olmak için gereken en önemli özellikler nelerdir?" sorusuna Dikeç, "Kendinizi kontrol edebilmeniz, soğuk kanlı olabilmeniz gerekiyor. Her ne kadar içinizde fırtınalar kopsa da duygularınızı ve hislerinizi spora karıştırmamanız lazım. Kendinizi kontrol edebilmelisiniz." yanıtını verdi.
Milli atıcı, normal hayatta da genelde sakin ve soğukkanlı bir yapıya sahip olduğunu aktardı.
Kariyerini 2028'de noktalayacak
"The Day Of The Jackal" dizisinin tanıtımında yer alan Yusuf Dikeç, bölümlerde oynaması için de teklif geldiğini ancak Los Angeles 2028 Olimpiyatları'nı hedeflediği için spora yoğunlaşmak adına bunu kabul etmediğini vurgulayarak, "Çok istediler. 12 bölümlük bir diziydi. Gidip ayda 12 gün orada yaşamam gerekiyordu. Benim en iyi yaptığım iş atıcılık sporu. O zaman atıştan uzak kalacaktım, o yüzden sıcak bakmadım. En çok sevdiğim iş atış. 2028'e kadar devam edeceğim. Allah ömür verirse de 2028'de artık bu işi noktalayacağız." şeklinde görüş belirtti.