SAĞLIK

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, rutin, sıradan olaylar karşısında dahi aşırı kaygı ve bunaltı hissinin yoğun şekilde yaşandığı rahatsızlığına denir.

Abone Ol

Yaşamın çeşitli alanlarındaki meselelere (finansal meseleler, mesleki performans, aile/arkadaşlık ilişkileri, günlük hayatla ilgili ufak tefek meseleler, vb.) yönelik sıklıkla, aşırı derecede ve kontrol edilemez şekilde endişelenme, kaygı duyma ve fiziksel gerginlik yaşama durumu, Belirsizliğe karşı toleranssızlık ve güvence arayışı, “Ya olursa” tarzı düşünme ve olumsuz sonuçların olasılığını olduğundan yüksek görme ve endişelenme durumları yaygın anksiyete bozukluğunda sıkça karşımıza çıkan unsurlardır.

Yaygın anksiyete bozukluğu ile ilgili detaylı açıklamalarda bulunan Psikolog Tunas Merttük, “Endişe, tekrarlayıcı ve kontrol edilemeyen düşünceler zinciri olarak tanımlanabilir. Yaygın kaygı sorunu olanların endişelendikleri konular normal nüfustan farklı değildir. Ancak, bu kişiler diğerlerine göre endişelenme sürecini daha kontrol edilemez algılarlar” dedi.

Endişelerin bireye özgül olduğunu ve yaşamın değişik alanlarında çeşitlilik gösterdiğini belirten Merttürk, “Tipik endişe alanları; aile ve kişilerarası ilişkiler, kişisel yetersizlik, sağlık, iş/okul, finansal meseleler, günlük ev işleri gibi konulardır. Panik bozukluk tanısı alan kişilerle yapılan karşılaştırmalarda panik olguları daha çok olumsuz bir fiziksel sonuçtan endişelenirken, yaygın kaygı olguları daha çok kişilerarası/sosyal tehditlerden, özsaygı ve özyeterlilik algılarına tehdit içeren durumlardan ve güncel ufak tehditlerden endişe ettikleri görülüyor” ifadelerini kullandı.

Endişe çoğu zaman belirsiz ya da kesin olmayan bir tehdide tepki olarak başladığını ve danışanların endişenin belirsizliği gidermeye yardımcı olduğunu düşündüğünü ancak, endişelenme soruna odaklanmadığını ve hiçbir zaman çözüme götürmeyeceğinden bahseden Merttürk, “Danışanlar endişeyi durdurmakta zorlanırlar ve endişelerini kontrol edilemez bulurlar” dedi.

Merttük şu ifadeleri kullandı;

“Rastlanılan belirtiler; belirsizliğe tahammülsüzlük, artmış tehdit algısı, kontrol edilemezlik ve kestirilemezlik algısı, olumsuz duygulanım, fiziksel gerginlik, pasif kaçınma (erteleme, davranışsal eylemsizlik), aktif kaçınma (aşırı tedbir, kontrol etme, güvence arayışı), bilişsel kaçınma (olumsuz düşünceyi bastırma, dikkat dağıtma, olumlu şeyler düşünmeye çalışma).

Peki, bu durumlarda neler öneriyoruz? Tabi ki öncelikli önerim profesyonel destek almaları yönünde. Çünkü yaptıkları her şey kaçınmaya dönüşebilir ve kaçınmalar öncelikle durumla doğru baş etme yöntemleri gibi algılansa da uzun vadede bu kaygıları sürdüren davranışlardır. Sürecin detaylıca incelenip düşünce yapısı keşfedildikten sonra daha farklı nasıl düşünülebileceği üzerine çalışılır. Bunların dışında aşırı kaygı anlarında nefes ve gevşeme egzersizleri önerilir. Yoga da bedeni rahatlatan önemli bir egzersiz biçimidir. Bu yüzden bütün danışanlarımla kesinlikle tavsiye ediyorum.”

Ali Eray ÇELİK