HOPA

Yaşam Nöbetleri Devam Ediyor

Çifteköprü Kırsal Kalkınma Kooperatifinin çağrısı ile Hopa Parkında yaşam nöbeti tutan Artvinliler taleplerini dile getirdiler

Abone Ol

Cankurtaran bölgesinde yapılmak istenen mesire alanı projesine karşı ağaçlarını korumaya çalışırken katledilen Reşit Kibar için yaşam nöbetleri tutulmaya devam ediyor.
Cankurtan'da Çifteköprü Kırsal Kalkınma Kooperatifi çağrısı ile Artvinliler "yaşam nöbeti" için Hopa Parkında toplandı. Cankurtaran'da yaşam nöbetine katılan Artvinliler, Artvin'in doğa ve yaşam alanlarını talana açan tüm ruhsat ve projelerin iptal edilmesi, Cankurtaran Orman alanının "Reşit Kibar Ormanı" ilan edilmesi, tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılması ve Reşit Kibar'ın ölümünden sorumlu olanların yargılanması çağrısında bulundu.


“Ormanlarımızın, Ağaçlarımızın Katilisiniz”
Çifteköprü Kırsal Kalkınma Kooperatifi adına konuşma yapan Cavit Altınkaya, 4. kez yaşam nöbeti için toplandıklarını söyledi. 

Yaşam alanlarına sahip çıkarak tüm insanlığa dertlerini anlatacaklarını söyleyen Altınkaya,  “Bu amaç doğamıza sahip onuruna sahip çıkmaktır. Cankurtarana sahip çıkmak Reşitin yaşam nöbetlerinin amacı bilgi vermek, bilgi almak biraz hüzün biraz isyan ve serzeniştir. Pazar günü yaptığımız cankurtaran da ki yaşam nöbetinde tüm Türkiye’de doğasını ve çevresini seven, ormanlarına derelerine sularına sahip çıkan tüm dostlarımızla birlik olup Reşitin onuruna ve başlatmış olduğumuz bu mücadeleye destek verdiler. Arkadaşlar yaşam nöbetlerimizi, biraz daha genişleterek farklı alanlar yaratarak, farklı etkinlikler yaparak, farklı söyleşilerle devam edeceğiz. Bizler bu yaşam alanlarımıza sahip çıkarken bütün insanlarımıza derdimiz anlatacağız. Evet, serzenişten bahsettim, dostlar, bizler cankurtaran ve Çifteköprü olarak, halen istediklerimizi, yerine getirilmemiş olarak görmekteyiz. Reşitin katilleri halen aramızdalar, kendilerine yer edinmek için meydanlarımızda dolaşmaktadırlar. Esnaflarımızla halen ilişki kurarak suçluluklarını örtmek istemektedirler. Evet, bahsettiğim kişiler katilin ailesi, Reşit Merttürk, Bünyamin Merttürk, Fikret Merttürk ve Yunus Merttür tür. Bizler bunların önünü kesmesek bunlar daha çok can yakacaklar. Bunlar sermaye darlar, bunlar parasal güçleri olanlardır. Bunlar engerekler ve çiyanlardır, bunlar ormanlarımıza ağaçlarımıza derelerimize göz koyan yaşam alanlarımızı elimizden almak isteyenlerdir.
Bunlar kapitalist sistemi savunanlardır. Bunlar gölgesini satamadığı ağacı kesmek isteyenlerdir biz cankurtaranda tamda bunu yasarken canımızı verdik. Halen o kapital güçler içimizde yer edinmek istemektedirler. Tanıyorsunuz bunları bunlarla ilişki içerisine giriyorsanız sizlerde Reşit’in katilisiniz. Çağrıda bulunuyorum sizlerde ormanlarımızın ağaçlarımızın katilisiniz. Dostlar Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz tehdit altında. Bu sermayeciler artık şehirlerde satacak bir şey bulamadılar. Doğamıza dadandılar. Bir sürü maden projeleri yaptırarak, ruhsatlar alarak, talana başladılar. Artvin, cankurtarandan başlayıp, Arhavi, Rize, Trabzon, Ordu illerimizle devam etmektedir. Yani başımızda, Arhavi ve çifteköprü vadisinde çed raporu onaylanmış ve kepçeler sokularak orası da talan edilecek, o vadide bildiğim kadarıyla 9 köy yok olacak. Evet dostlar, köyler yok olacak, düşünün insanlar şehirlere kentlere göç ettirilecektir. Sizden bunu istiyorlar, bizler köylerimizden edileceğiz ki, köyde tarlalarımızı ekmeyeceğiz; mısır fasulye salata ekmeyeceğiz; kısacası arkadaşlar köy tarımı tamamıyla yok olacaktır. Her zaman temel ihtiyaçlarımızı parayla satın alacağız, artık öyle bakkalarımızıda yok. Onları da sermayedarlar yuttu, büyük süper marketler ve avmler var, yani 24 saat köleleşip çalışacağız ama bir şey kazanamadan sermayedarlara harcayacağız, işte bunların olmaması için dur demeliyiz. Bu uğurda herkes bilinçlenmeli bilgilenmeli” dedi.

Yaşam nöbetine katılarak konuşma gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Zencir “Şunu unutmayalım ve ekolojik yıkım her tarafta sürüyor. İşte burada karşımıza madenler olarak çıkıyor ve mevcut madenlerin kapasitelerini artırmak için çıkıyor ve önce HES olarak çıkmıştı, taş ocakları olarak çıkmıştı ama sermaye biliyorsunuz depremin arkasından Hatay'da taş ocakları için ÇED gerekli değildir kararı verdiler. ÇED'i yapmadan doğrudan taş ocakları ile ilgili santreller çıktı ve biz bunları nerelerde gördük tamda yaşamın içinden mahallelerden çıktı. Sağlık açısından tehlikeli olan beton satralleri biliyorsunuz ve bunların yaşam alanlarının uzağında olmaları gerekiyor ve bunu herkes biliyor ama kamunun devletin buna sessiz kalması ise tehlikenin büyüklüğünü ve saldırının büyüklüğünü gösteriyor. Bu saldırın en büyüğü Reşit Kibar'a yapıldı ve direnişin olduğu yerlerde katliamlara kadar gidileni de gördü ve saldırıyı püskürtecek olanları da biliyoruz. Tamda burası yaşam nöbetlerinin toplumsal muhalefetle birleşmesiyle ancak engelleyeceğiz. Çünkü maden aramalarının hız kesmeden devam ettiğini görüyoruz. Krize giren sermaye yaşamı yok ederek bizlerin karşısına çıkıyor. Buradaki en ağırlıklı saldırısı buradaki yaşayanların çok farklı hastalıkları olarak ortaya çıkıyor. Kalp hastalığından tutunda kansere kadar böyle hastalıklara yol açtığı bilindiği halde, dünyadaki sermaye gurupları da tıpkı Türkiyede ki sermaye gurupları da dur durak bilmiyorlar. Bu aç gözlülüklerinden öte krize çare bulma noktasında doğayı yok ediyorlar. Doğanın yetmediği noktada artan savaşları görüyorsunuz ve bu savaşlarda krizlere can suyu vermek için yapılan bir şey.”

Yaşam nöbetinde Prof. Dr. Mehmet Zencir’in konuşmalarının ardından müzik dinletisi eşliğinde Hopa parkında yaşam nöbeti tutuldu.