Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdal Özer, yasa dışı bahisle ilgili özellikle son iki yılda açılan dava sayısının artış gösterdiğinin görüldüğünü söyledi.
Özer, Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımladığı Uluslararası Hastalık Sınıflandırması El Kitabı'nda kumar oynama bozukluğunun, davranışsal bağımlılıklar arasında yer aldığını belirtti.
Erdal Özer, kumar bağımlılığının 1980'de yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'na (DSM-3) ilk olarak psikiyatri sınıflamasına Patolojik Kumar Oynama (PKO) tanımlaması ile girdiğini ifade etti.
Yasa dışı bahis ve şans oyunları tehlikelerine dikkati çeken Özer, "Yasa dışı bahis ortamı, herhangi bir yaş sınırlamasının olmadığı, kredi kartı dahil borçlanmayı körükleyen her türlü ödeme çeşitliliğinin uygulandığı, gayri yasal para transferlerinin yapılabildiği, vergilendirmenin olmadığı kayıt dışı bir alandır. Futbol başta olmak üzere spor müsabakaları üzerinden yapılan yasa dışı bahis ve şans oyunları her geçen gün yaygınlaşmaktadır." dedi.
Özer, internet üzerinden banka ödemeleriyle şans oyunları oynandığına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Kumar bu şekli maalesef toplumda daha az tepkiyle karşılanmaktadır. Oysa asıl mağduriyet bu mecralarda meydana gelmektedir. Kumar oynanması için önceden ülke değiştirmek gerekirken, günümüzde bir telefon aracılığıyla yasa dışı bahis siteleri üzerinden çok daha kolay ve rahat bir şekilde oynanabilmektedir. Ulaşımın ve oynamanın bu kadar kolay olması insanları daha sık kumar oynamaya teşvik etmekte, toplumun her kesiminden her yaşta kişilerin rahatlıkla kumar oynamasına neden olmaktadır."
- "Dünyada 9, Türkiye'de 13-14 yaşında bağımlıların olduğunu biliyoruz"
Prof. Dr. Özer, bağımlılık yaşının iyice geriye gittiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Patolojik kumar oynama diye baktığımızda dünyada 9 yaşında bağımlıların olduğunu, Türkiye'deki literatüre bakarsak da 13-14 yaşında bağımlıların olduğunu biliyoruz. Bu eskiden olmayacak şeylerdi. Ülkemiz gibi ülkelerde kumar oynamanın yasak olduğu yerlerde 13-14 yaşında ya da 9 yaşındaki insanların kumara ulaşması mümkün değildi ancak bu son zamanlarda özellikle online oynamanın devreye girmesiyle bağımlılığın yaşı iyice geriye doğru gitti."
Bu durumun artık bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini belirten Özer, "Bu durum ailelerin ekonomisini bozarak insanları intihara, depresyona sürükleyerek, hırsızlık, cinayet gibi suçların artmasına neden olarak bir halk sağlığı sorunu olduğunu düşündüğümüz için buna artık dikkat çekmemiz lazım. Devletin bu konuda bazı yaptırımlar, bazı önlemler alması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
- Dava sayısı 4 yılda 20 kat arttı
Özer, Spor Toto Teşkilat Başkanlığının 2023 Sayıştay Denetim Raporu'na ilişkin, şu bilgileri paylaştı:
"Yasa dışı bahisle ilgili olarak açılan ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığının müdahil olarak katıldığı davaların yıllar itibarıyla seyri incelendiğinde, özellikle son iki yılda açılan dava sayısının artış gösterdiği görülmektedir. Bu konuda 2019 yılında 119 dava açılmışken, 2020 yılında 91, 2021 yılında 91, 2022 yılında 954 dava açıldığı, 2023 yılında bu sayının 1937'ye yükseldiği, derdest dava sayısının ise toplam 3 bin 732 olduğu belirlenmiştir. Yani 4 yıllık kısa sürede 20 kat artış olduğunu görüyoruz."
Son yıllarda yasa dışı bahisle ilgili davalardaki artışın göze çarptığının altını çizen Özer, "Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) araştırmasına göre, 2022-2024 yılları arasında 280 binden fazla banka hesabının yasa dışı bahis işlemlerinde kullanıldığı tespit edilmiştir." dedi.
- "Okullarda, gençleri hedef alan eğitim programlarıyla kumarın zararları anlatılabilir"
Özer, kumarın zararları hakkında bireyleri bilinçlendirmek için toplum genelinde farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi gerektiğini anlatarak, "Okullarda, gençleri hedef alan eğitim programlarıyla kumarın zararları anlatılabilir." diye konuştu.
Kur'an-ı Kerim'de de kumarla ilgili ayetlerin yer aldığını dile getiren Özer, "Bu hususta camilerde, ibadetlerde, sohbet ve benzeri durumlarda din görevlileri tarafından toplum sık sık uyarılabilir. Ayrıca Diyanet ve ilahiyat fakülteleri aracığıyla toplumsal bilgilendirmeler yapılabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Özer, kumar bağımlılığı yaşayan bireyler için profesyonel yardım, terapi ve rehabilitasyon programlarının erişilebilir hale getirilmesinin de önemli olduğunu sözlerine ekledi.