Ülke yönetimi vat olan sorunlara vaatlerde bulunduklarını ama vaatleri yerine getirmediklerini belirten Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan “Söz gelimi enflasyonun tek haneli rakamlara indirileceğine dair sözlerde olduğu gibi. Bunun da ötesinde yetkililerin açıklamalarında da çelişkiler otaya çıkıyor. Bir yetkili bu senenin ortalarında enflasyonun düşeceğini söylemesine karşılık bir süre sonra bir başka yetkili düzelmenin tarihini önümüzdeki senenin ortalarına erteliyor. Bazı konularda var ki, söz gelimi konut fiyatlarının düşeceğine dair hiçbir yetkiliden inandırıcı bir açıklama gelmiyor” ifadelerini kullandı.
Soydan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Ülkeyi yönetenler her fırsatta var olan sorunların çözümü konusunda geleceğe dönük vaatlerde bulunuyorlar. Vaatlere bakarsak ülkenin tüm sorunları birkaç sene içinde çözüme kavuşturulacak. Ancak, vaatlerin tarihi gelip geçiyor olmasına rağmen ülkenin şartlarında ciddi gelişme görülmüyor.
Söz gelimi enflasyonun tek haneli rakamlara indirileceğine dair sözlerde olduğu gibi. Bunun da ötesinde yetkililerin açıklamalarında da çelişkiler otaya çıkıyor. Bir yetkili bu senenin ortalarında enflasyonun düşeceğini söylemesine karşılık bir süre sonra bir başka yetkili düzelmenin tarihini önümüzdeki senenin ortalarına erteliyor. Bazı konularda var ki, söz gelimi konut fiyatlarının düşeceğine dair hiçbir yetkiliden inandırıcı bir açıklama gelmiyor. Çünkü konut sorunun kısa zamanda çözüme kavuşturulacağına yöneticiler de inanmıyor olsalar gerek. Hemen belirteyim ki, ülkemizde kısa bir süre öncesine kadar ne konut fiyatları, ne de kiralar böylesine altından kalkılmaz bir durumda değildi. Ancak, birdenbire konut fiyatları ve kiralarda izahı mümkün olmayan artışlar meydana geldi. Mesela 25-30 sene önce dar ve sabit gelirliler aldıklar ücret ile ev sahibi olabilmekteydiler.
Bunun ötesinde çalışırken ev sahibi olamamış ücretliler emekli olduklarında emekli ikramiyeleri ile başlarını sokacak bir yuva sahibi olabiliyorlardı. Böylece insanımız emekliliğinde bu günlerde olduğu gibi bir konut sorunu ile karşılaşmıyordu. Ancak ne olduysa birdenbire dar gelirliler altından kalkamayacakları konut sorunu ile karşılaştılar. Bu sorunun biteceği de görülmüyor. Şimdilerde deprem sebebiyle bir dönüşüm sorunu ortaya çıkınca, o da yöneticiler tarafından çözümsüzlüğe terk edilince insanımızın en önemli sorunu sanki kendi haline terk edilmiş bir görüntü veriyor. Hâlbuki bu ülkede kısa bir süre öncesine kadar ne konut, ne de kira sorunu vardı. Böyle olunca ülkeyi yönetenlerin uzayı yeniden keşfetmesine gerek kalmıyor.
Yıllar boyu yürütülen konut politikalarının yeniden ele alınması sanıyorum soruna çözüm getirecektir. Bu köşede daha önce de belirttiğim gibi belediyede işçi olarak çalışan bazı dostlarım kurdukları bir kooperatife beni de davet ettiler ve o günün şartlarında ödediğim bir miktar peşinat ile kooperatife üye oldum ve 5-6 sene sonra inşaat biterek kura çekimi ile üyeler evlerine kavuştular. Benzer bir durumu o yıllar Sağlık Bakanlığı'nda çalışan eşim yaşadı. İş arkadaşları ile oluşturdukları kooperatifin inşaatı sanıyorum 1985 yılında tamamlandı ve kura çekimi ile üyeler ev sahibi oldular. Bu durum hiçbir üyeyi de altından kalkamayacağı bir borca da sokmadı. Bu bakımdan yıllar önce uzunca bir süre kooperatifler yoluyla ev sahibi olunmasını sağlarken ne oldu da birdenbire bu uygulamaya son verildi.
Diyelim ki söz konusu uygulamaya son verilmesinin bir takım gerekçeleri vardı. Olabilir. O zaman uygulanmakta olan bir sistem devre dışı bırakılmadan önce onun yerini dolduracak bir uygulamanın hayata geçirilmesi gerekmez miydi? Hemen belirteyim ki geçen süre içinde TOKİ devreye girdi ve önemli işlevler de yaptı. Ancak nedense konut sorununun her geçen gün artması engellenemedi. Hemen belirteyim ki, özellikle dar ve sabit gelirlilerin konut sahibi olması sağlanamadığı sürece toplumun büyük kesiminin refah seviyesinin istenen noktaya getirilmesi mümkün olmayacaktır. Çünkü özellikle büyük şehirlerde öncelikli çözüm bekleyen sorun konut meselesidir. Bu soruna dar ve sabit gelirlilerin kendi gayretleri ile çözüm bulmaları mümkün değildir. Aksine konut sorununun çözümü insanımıza bırakıldığında sorun sürekli olarak büyüyecek, altından kalkılmaz bir hâl alacaktır. Şu anda yaşadığımız sıkıntı bunun göstergesidir.”
Ayla ALKAN