SOL Parti Artvin İl Örgütü, yaptığı açıklamada Orta Doğu'da tırmanan savaşlara ve Türkiye'nin bu süreçteki konumuna ilişkin sert değerlendirmelerde bulundu. ABD ve İsrail’in bölgedeki emperyalist hedeflerine dikkat çeken SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Deniz Coşkun Çoruh, AKP-MHP iktidarını bu planların "sadık taşeronluğunu yapmakla" suçladı.
Çoruh, İran’a yönelen baskıların Orta Doğu’da uzun yıllardır süren emperyalist yıkım zincirinin bir halkası olduğunu belirterek, Afganistan ve Irak işgalleriyle başlayan, Libya ve Suriye üzerinden ilerleyen müdahalelerin bugünkü hedefinin İran olduğunu ifade etti. Bu müdahalelerin bölgedeki halkları yoksulluğa, göçe ve savaşlara sürüklediğini belirten Çoruh, “AKP-MHP iktidarı, ABD ve İsrail’in izlediği saldırgan hattın sadık bir parçasıdır” dedi.
İktidarın bölgede ABD-İsrail politikalarına hizmet ederken, bu süreci iç politikada da fırsata çevirmeye çalıştığını vurgulayan SOL Parti İl Sözcüsü, “İktidar, kendisini bir ‘milli mutabakat hükümeti’ gibi sunarak, gerici rejimin ömrünü uzatmak için yeni baskı planları hazırlamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Deniz Coşkun Çoruh, iktidarın dış politikadaki çelişkilerine de dikkat çekerek, İsrail’e yönelik sert söylemlerle iç kamuoyuna mesaj verildiğini ancak öte yandan İsrail’le ticaretin hız kesmeden sürdüğünü vurguladı. “En çok övündükleri silah sanayi için İsrail’e silah satan şirketlerle ortaklık kurmaktan çekinmemektedirler” diyen Çoruh, Türkiye’deki Amerikan üslerinin İsrail’in askeri gücünün doğrudan bir parçası haline geldiğini ileri sürdü.
AKP’nin dış politikasının, ABD güdümünde şekillendiğini savunan Çoruh, Libya’da NATO bombalarıyla yapılan yıkımda AKP’nin rolü olduğunu, Suriye’de emperyalist müdahaleler sonucu kurulan İslamcı rejimlerin bölgeyi emperyalist denetim altına soktuğunu belirtti. İsrail’in bölgedeki saldırganlığını “uzun yıkım sürecinin ürünü” olarak tanımlayan Çoruh, AKP’nin bu süreçte her aşamada aktif rol aldığını iddia etti.
Orta Doğu’daki savaşların artık yalnızca emperyalist müdahalelerle değil, aynı zamanda bir “din savaşına” dönüştüğüne dikkat çeken Çoruh, barışın ancak laik devlet yapısının korunmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı. Din temelli mezhepçilik ve fetihçi anlayışların bölge halklarını felakete sürüklediğini belirten Çoruh, Türkiye'nin “tek adam rejimi” altında bu karanlığa mahkûm edilmek istendiğini söyledi.
SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Deniz Coşkun Çoruh, açıklamasını şu çağrıyla tamamladı:
“Bağımsızlık, laiklik ve bölge halklarının özgürlüğü için mücadeleye çağırıyoruz. İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm ABD ve NATO üsleri derhal kapatılmalıdır. İsrail’le tüm askeri, ekonomik ve ticari ilişkiler kesilmelidir. Türkiye, emperyalizmin ve Siyonizmin operasyon üssü haline getirilemez!”
Çoruh yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“ABD ve İsrail’in Ortadoğu’da tam hakimiyet kurma hedefi bugün İran’a yönelmiş durumda. Afganistan ve Irak işgalleriyle başlayan, Libya ve Suriye üzerinden ilerleyen emperyalist yıkım zincirinin son halkası İran oldu. AKP-MHP iktidarı, ABD ve İsrail’in izlediği saldırgan hattın sadık bir parçasıdır.
İktidar bölgede ABD-İsrail planlarının taşeronluğunu üstlenirken, bu süreci içerde ise “iç cephe” tahkimatı adı altında kendisi için bir fırsata dönüştürmeye çalışmaktadır. Azınlık iktidarı şimdi kendisini bir “milli mutabakat hükümeti” gibi sunarak, gerici rejimin ömrünü uzatmak üzere yeni baskılar eşliğinde bir oyun planlamaktadır. Ama bu ikiyüzlü dış politika, emperyalizmle kurdukları kirli iş birliğini gizleyemez!
AKP, Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) doğrudan ABD tarafından dahil edilmiştir. Erdoğan’ın "eş başkan" sıfatıyla yürüttüğü dış politika, cihatçılıkla iç içe geçmiş bir savaş stratejisine dönüşmüştür. NATO bombalarıyla yerle bir edilen Libya’da AKP iktidarının onayı vardır. Bir yılı aşkın süredir Filistin’den Lübnan’a halkın üzerine yağan bombalara sessiz kalan da bu iktidardır. İsrail, suikastlar ve katliamlarla bölgede yeni bir yıkım süreci başlatmıştır. ABD ve İsrail’in yürüttüğü operasyonlar sonucu Suriye’de İslamcı bir rejim kurularak fiilen emperyalist denetim altına alınmıştır. İsrail’in pervasız saldırganlığı, bu uzun yıkım sürecinin ürünüdür. AKP, her aşamada bu yıkımın taşeronluğunu yapmış, bölgeyi ABD ve İsrail hegemonyası için temizlemiştir!
Bugün bir yandan İsrail’i “tehdit” ilan edilirken, diğer yandan ticaret tüm hızıyla sürmekte; ekonomik ilişkiler yeni rekorlar kırmaktadır. En çok övündükleri silah sanayi için İsrail’e silah satan şirketlerle ortaklık kurmaktan çekinmemektirler. İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere ülkemizdeki Amerikan üsleri, İsrail’in askeri gücünün doğrudan bir parçası olarak işlemektedir. Ülkemizin emperyalizmin ve Siyonizmin operasyon üssü haline getirilmesine ve Batı’nın göçmen deposu yapılmasına asla razı olmayacağız! İsrail’in Filistin saldırısından başlayarak, son İran savaşında da olduğu üzere, Orta Doğu’daki savaşlar, emperyalist müdahalelerin yanı sıra, bir din savaşına bürünmektedir. Bu da barış imkanının aynı zamanda laik devlet yapısının varlığına bağlı olduğunun bir göstergesidir. Din temelli mezhepçiliğe ve fetihçiliğe dayalı devletlerin yıkımdan kurtulmayacağı açıktır. Ülkemizin, tek adam rejimi altında ABD güdümlü dinler-mezhepler savaşının karanlığında yeni felaketlere sürüklenmesini izin vermeyeceğiz.
İsrail’le Ticaret Kesilsin Bağımsızlık, laiklik ve bölge halklarının özgürlüğü için acil taleplerimiz etrafında birleşmeye ve mücadeleye çağırıyoruz: -İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm ABD ve NATO üsleri derhal kapatılmalıdır! -İsrail’le tüm askeri, ekonomik ve ticari ilişkiler kesilmelidir.”