İnsanların, stres, endişe, ruh hali değişimleri ve diğer ruhsal sıkıntıları yaşadığı dönemleri olabilir. İş ya da okul hayatında sorunlar, romantik ilişkilerde anlaşmazlıklar, kayıp ve yas süreci veya herhangi başka sorunlar sebebiyle psikolojik sorunlar yaşayabilir. Peki, İnsanlar profesyonel olarak terapiye ihtiyacı olup olmadığını nasıl anlar? Psikolog Tunas Merttürk bu konuya açıklık getirdi.
Psikolog Tunas Merttürk konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Öncelikle tetiklenmeye bir örnek vermek istiyorum. Bu konuyu ne zaman anlatmak istesem hep bu örneği veriyorum çünkü bu örneğin bu konuyu anlamayı kolaylaştırdığını düşünüyorum.
Bu örnekteki kişi biri onun hakkında herhangi bir yorum yaptığında aşırı derecede sinirleniyor ya da üzülüyor. Eleştirinin normal bir şey olduğunu düşünmesine rağmen kendisine yapılan bu yorumları o an bozuntuya vermese bile kaldıramadığını veya karşı tarafın söylediği bir yorumu kötü bir eleştiri olarak algıladığını fark ediyor.
Yani bu örneğe göre bu kişi hem eleştirileri olduğundan kötü algılıyor hem de bundan aşırı derecede rahatsız oluyor. Bunun birçok sebebi olabilir. Terapide bunun sebepleri araştırılır yani aslında temel inançları bulmaya çalışırız.
Peki, bu temel inanç nedir? Temel inançlar, bireyin kişisel ve çevresel bilgiyi nasıl düzenleyeceğini belirleyen bireyin kendisi diğerleri ve dünyayla ilgili temel varsayımlarını içeren geçmiş yaşantı ve deneyimler sonucunda oluşmuş bilişsel yapılardır. Yaşamın daha ileriki yıllarındaki benzer deneyimlerle ve öğrenmelerle pekişir. Kişiliğimizi oluşturan inançlardır. ’Yetersizim’ ‘sevilmiyorum’ gibi koşulsuz mutlak önermeler şeklindedir. Katı ve geneldirler. Kişi kararlarını bu düşüncelerine göre verdiğinin farkında değildir. Hatta bu düşüncelerinin bile farkında olmayabilir.
Verdiğim örnekteki kişinin temel inancı “Yetersizim”. Yapılan eleştiriler onun yetersiz hissetmesine sebep oluyor ve bu durum kendi yaşam kurallarına (ara inançlarına) uymadığı için bundan büyük rahatsızlık duyuyor.
Peki, bu ara inanç nedir? Ara inançlar, kişinin dile getirmemesine rağmen inanmakta olduğu sayıltılar ve kurallardır. Söze dökülmeseler bile davranışın soyut düzenleyicileridir. Hayata ve durumlara dair kurallarımızdır (-meli, -malı ifadeler). İnançlar ve sayıltılar doğrudan yaşantılardan, gözlemlerden veya diğerlerinden alınan bilgilerle öğrenilenlerden kaynaklanır.
Bu eleştiriden rahatsız olan insanlar aslında kendini yetersiz görüyordur demek değil. Burada anlatmak istediğim şey eğer kendinizde anlam veremediğiniz veya rahatsız olduğunuz şeyler varsa bir psikolog desteği alabileceğinizdir. Psikolog ile yürüteceğiniz terapi sürecinde otomatik düşüncelerin bulunmasının ardından ara inanç ve temel inançlarınıza ulaşabilirsiniz. Sonrasında ise alternatif düşünmeyi öğrenerek hayatınıza yeni bir yol çizebilirsiniz.”
Ali Eray ÇELİK