Ocaklı, hem Rize hem de Malatya'daki depremlerin, "büyük tehlikeyi" yeniden gündeme getirdiğini vurgulayarak, bölgedeki depremlerle ilgili alınması gereken önlemleri sıraladı. Yaşanan depremlerin ardından Ocaklı, “Deprem gerçeği ile ilgili önlem alınması için uyarılarda bulunuyoruz. Bölgedeki tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun” dedi.

Ocaklı, depremlerin bölgedeki tehlikeyi gözler önüne serdiğini belirterek “Rize’nin dördüncü derece deprem bölgesi olduğunu unutmamalıyız. Bu yaşananlar, burada da deprem gerçeğiyle yüzleşmemizi ve önlemler almamızı zorunlu kılıyor” ifadelerini kullandı.

Rize’deki maden sahalarının risk oluşturduğunu belirten Ocaklı, “Eğer bu maden sahalarında işletme devam etseydi, bölge büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilirdi. Siyanürle altın ayrıştırma işlemi yapılması, doğal afetlerle birleşince büyük bir felakete yol açabilir” dedi.

Ocaklı, toprak yapısının ve depremlerin yeni heyelanlara yol açabileceğini belirterek, “Bu bölgedeki yer hareketleri, yeni heyelanları tetikleyebilir. Zemin etüdü yapılmalı ve bu konuda vatandaşlar uyarılmalıdır. Aksi takdirde artçı sarsıntılar çok daha büyük felaketlere neden olabilir” şeklinde konuştu.

Ocaklı, Türkiye genelindeki deprem yatırımlarının öncelikli olarak gündeme alınması gerektiğini vurgulayarak, “Depremle mücadelede alınacak önlemler için gerekli kaynakların ayrılması gerekiyor. Bütçelerde, depremin olası etkilerini en aza indirecek yatırımlar için mutlaka bir pay ayrılmalıdır” dedi.

Ocaklı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı

“Güne deprem haberleriyle başladık. Bu sabah Malatya’dan gelen 4,9 büyüklüğündeki deprem haberinin ardından Rize’de de iki ayrı noktada, biri 4,7, diğeri 4,8 büyüklüğünde iki deprem yaşandı. Bölgeden aldığım bilgilere göre, herhangi bir can kaybı yaşanmamış. Hemşin ilçemizde bir metruk binada çökmeler meydana gelmiş. Çamlıhemşin ilçesinde ise ciddi şekilde vatandaşlarımız depremin şiddetini hissetmiş. 4-5 saniye süren bir uğultunun ardından büyük bir patlama sesiyle irkilmişler ve herkes depreme tanık olmuş.

Büyük bir şans, can kaybı yaşanmamış. Ancak bu, başka bir durumu yeniden gözden geçirmemizi gerektiriyor. Çünkü Rize, dördüncü derece deprem bölgesi olmasına rağmen, bu yaşanan deprem, burada da deprem gerçeğinin varlığını ve yaşanabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Komşu illerden de hissedilen bu deprem sarsıntısı, büyük tehlikeyi yeniden önümüze getirdi.

Bu büyük tehlike, aslında şurada değerli vatandaşlar; Rize’nin %70’inin maden sahası olarak ilan edildiğini daha önce anlatmıştım. Eğer bu maden sahaları işletilmiş olsaydı, şu anda çalıştırılıyor olsaydı ve siyanürle altın ayrıştırma işlemi devam etmiş olsaydı, bölgenin yaşayabileceği tehdidi görebiliyor musunuz? Bizim bölgemiz, heyelanlarla, sellerle ve diğer doğal afetlerle ünlü bir yer. Yumuşak toprak, bu yer hareketleriyle çok ciddi biçimde yeni heyelanlara neden olabilir. Şu anda orada bir potansiyel enerji duruyor. Bu enerjinin yeni artçı sarsıntılarla yeni heyelanlar meydana getirme olasılığı var.

Türkiye’nin İlk Şehir İçi Downhill Yarışı Başlıyor Türkiye’nin İlk Şehir İçi Downhill Yarışı Başlıyor

Bir inşaat mühendisi olarak buradan ilgilileri uyarıyorum: Özellikle bölgesel ve hatta parsel ada bazında mutlaka heyelan tehdidi oluşturabilecek zemin etüdü incelemeleri yapılmalı ve bu bölgedeki vatandaşlar da uyarılmalıdır. Aksi halde, yaşanacak olan artçı depremler büyük tehlikelere yol açabilir; Allah korusun, can kaybı dahi yaşanabilir.

Bu yüzden umarım ilgililer, bu konuda gerekli tedbirleri alırlar. Ayrıca, Karadeniz’in denizin içinde de diri olan fay hatlarının olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu bölge için, Türkiye genelinde de, meclisteki bütçede yer alması gereken pay, deprem gerçeğiyle ilgili, özellikle depremin hasarlarını engelleyecek yatırımlara yapılmalıdır. Bazı şirketlere tanınan ayrıcalıklar, bir okul öğrencisi için bir öğün yemek verememiş olmamız dahi göz ardı edilebilir, ancak göz ardı edilemeyecek tek şey deprem gerçeğidir. Deprem gerçeği ve tehlikeleri karşısında mutlaka gerekli kaynaklar oluşturulmalı ve önlemler alınmalıdır.

Bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum."

Editör: ALİ ERAY ÇELİK