İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kuş, siyasilerin sosyal medyadaki yeni dönem reklamlarıyla ilgili bilgi verdi.
Adayların, sosyal medya platformlarının sunduğu hedefli reklam olanaklarına ek olarak bu platformların kullanıcı kültürünü ve demografisini göz önünde bulundurarak içerik üretip söylem inşa ettiğine dikkati çeken Kuş, kullanıcının bazı platformlardan onu o an mutlu edebilecek video içerikler beklerken bazı platformlardan ise bilgi almak istediğini söyledi.
Siyasilerin farklı platformlardaki farklı reklam stratejilerine dair detaylar veren Kuş, "Mesela kısa video platformlarında, paylaşılan içeriklerde adayların gündelik hayata karıştıkları, vatandaşa doğrudan temas ettikleri faaliyetlerle meşgul oldukları, seçmenle çok boyutlu bir duygusal bağ kurduğu içerikleri kullandıkları gözlemlenebilir fakat metin temelli ve kullanıcının bilgi beklediği platformlarda basın açıklamaları, miting duyuruları, ziyaretler ve vaatlere yönelik içeriklerin üretildiğini gözlemlemek mümkün. Böylece sosyal medya platformlarının kullanıcı ekosistemini siyasal iletişim kampanyalarına ustaca entegre ederek seçmenin hem duygularına temas eden hem vaat ve icraatları aktarıp bilgilendiren 360 derece bir siyasal iletişim süreci yürüttükleri kanaatindeyim." diye konuştu.
Kuş, sosyal medya platformlarının sadece gençlere ulaşılabilecek bir siyasal iletişim kanalı olarak algılanmaması gerektiğine işaret ederek, sosyal medyanın, siyasal iletişim sürecinde artık geleneksel medya kanalları kadar yaygın, gerekli ve etkili olduğunu vurguladı.
"Adaylar, icraatlarını seçmenin duygularına dokunarak aktarabilme gücüne sahip"
Sosyal medyanın spesifik bir hedef kitleye spesifik mesajlarla erişmeyi mümkün kıldığını belirten Kuş, bu durumun geleneksel kanallarda mümkün olmadığını söyledi. Kuş, sözlerine şöyle devam etti:
"Spesifik bir hedef kitleye spesifik mesajlarla erişmek propaganda sürecini daha ikna edici kılma potansiyeli taşıyor. Her siyasi parti seçim döneminde icraatlarını aktarmak ister. Yerel seçimlerde de bunu görüyoruz ancak sosyal medya platformları sayesinde adaylar, icraatlarını seçmenin duygularına dokunarak aktarabilme gücüne sahip oluyor. Çünkü sosyal medya, hedefli reklamlar yayınlayabilmeyi mümkün kılıyor. Böylece siyasi partilerin spesifik mesajlarla spesifik hedef kitlelere ulaşmaları mümkün oluyor. Sosyal medya sayesinde siyasi partiler, siyasal iletişim süreçlerinde artık hedef kitlelerden ziyade kişilere seslenebiliyor. Yani İstanbul'da yaşayan 25-34 yaş arası erkek seçmeni hedefleyen bir reklam yerine, Fatih'te yaşayan, öğrenci, 25-34 yaş arası, futbolla ilgilenen spesifik bir bireye ulaşmak mümkün oluyor."
"Yerel seçimlerde de TikTok'un önemli bir rol üstleneceğini düşünüyorum"
Kuş, DataReportal verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 66'sından fazlasının sosyal medya kullanıcısı olduğunu, bu noktada sosyal medyada yapılan siyasal iletişim çalışmalarının Z kuşağından daha geniş bir kesimi kapsadığını düşündüğünü söyledi.
Kuş, "Fakat Z kuşağı ve TikTok platformu için ayrı bir parantez açmak isterim. Z kuşağı kayda değer sayıda ilk kez oy kullanacak olan seçmen ve kararsız olan seçmen içeriyor. Diğer yandan, uluslararası trend Z kuşağının artan şekilde TikTok'ta vakit geçirdiğine işaret ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de TikTok'un siyasal iletişim noktasında bir mücadele sahasına dönüştüğünü gözlemlemiştik. Tüm bu veriler göz önünde bulundurulduğunda, Z kuşağı mensubu genç ve kararsız seçmeni ikna etmek üzere yerel seçimlerde de TikTok'un önemli bir rol üstleneceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
AA