Genel

“Şehirlerimizi Milletin Seçtiği Belediye Başkanları Yönetmelidir”

Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kayyım atamalarına karşı yol haritasının belirlenmesi çerçevesinde Ankara’da temaslarda bulundu.

Abone Ol

Başkan İmamoğlu’na ziyaretlerde TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız eşlik etti.
“Mansur Başkan ile iki yol arkadaşıyız”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Parti Genel Merkezinde ziyaret eden Ekrem İmamoğlu, görüşme sonrasında açıklamalarda bulundu. Bugünkü Ankara programı kapsamında, ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı ziyaret ettiğini hatırlatan İmamoğlu, Yavaş ile aralarındaki dayanışma ve iş birliğinin altını çizdi. İmamoğlu, Yavaş ile görüşmesi için şu ifadeleri kullandı:
“Mansur Başkan ve ben aynı ilkeleri paylaşan iki belediye başkanıyız ve iki yol arkadaşı olarak her zaman iş birliği ve dayanışma içinde olduk ve olmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin en büyük iki şehrine belediye başkanlığı yapıyoruz; nüfusun tam dörtte biri. Adaletle hizmet ediyoruz, milletin kaynağını sadece milletimize hizmet için harcamakta kararlı iki belediye başkanıyız. Şehrimizde geçmişten bugüne artarak devam eden israf dönemini bitirdik ve tarihe gömdük.
Bizler 2019’da büyük bir umudu başlatan başarılara imza atmış iki belediye başkanıyız. Elbette bizimle beraber bir kısım büyükşehir belediye başkanımızı da burada anmaktan ve onlara da teşekkür ve minnet duymaktan geri durmam.”
“Koltuğa, makama, rollere değil sadece ama sadece milletin menfaatlerine odaklanıyoruz”
2023 ve 2024’te yapılan seçimlerde milletin umudunu ortaya koyduğunu, iktidarın ise milletin tercihlerine saygı duymak yerine çeşitli saldırılar başlattığını kaydeden İmamoğlu; “2023’te milletimizin sarsılan hayallerini, yine 2024’te umutla ayağa kaldırdık. Bugün iktidarda olanların milletin tercihlerine saygı duymak yerine, kendi gündelik çıkarları ve kendi fikrine hizmet etsinler bakışı, anlayışı uğruna bizlere yönelik fütursuzca saldırılar başlattığını görüyoruz. Bu saldırılarla ne amaçladıklarının da farkındayız. Siyasi münafıklık yaparak, fitne ateşini yakarak çalışanlara söyleyecek sözümüz yok. Ancak milletimizin elbette bilgilendirilmeye ihtiyacı vardır. Milletimiz bilmelidir ki bizim aramızda; koltuğa, makama, rollere değil sadece ama sadece milletin menfaatlerine odaklanan bir yol arkadaşlığı vardır ve bundan asla vazgeçmeyiz.” dedi.

“Biz kutuplaşmanın değil beraberliğin tarafındayız”
İmamoğlu, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak “Biz kutuplaşmanın değil beraberliğin tarafındayız. Birlikte güçlü olduğunun ve birlikteyken kazandığının bilincinde olan siyasetçileriz, belediye başkanlarıyız. Bize yapılan saldırıları tesadüf asla bulmuyoruz, tekil olarak asla değerlendirmiyoruz. Bunlar bizim ortak paydamız olan ve ülkemizin tek güçlü ve en önemli lokomotifine, yani partimize, çatısı altında bulunduğumuz Cumhuriyet Halk Partisine yönelik topyekün bir saldırı boyutuna ulaştığını da tespit ediyoruz ve halkımızla paylaşıyoruz. Bu saldırıları ilk genel seçimde tecelli edecek millet iradesini engelleme girişimi olarak da görüyoruz. Bir nevi bugünden saldırıların başlamasının altında yatan gerçek budur.” diye konuştu.
“Tüm saldırılara karşı partimizle ve milletimizle tek yumruğuz.” diyen İmamoğlu, “Karşımızdaki kesinlikle, geçmişten bugüne tariflediğim şekliyle organize kötülüktür. Ancak bu kötülük adına şunu ifade edeyim; ardına milletin iradesini alan bizlerle birlikte mücadele edemediğini ve açıkçası biçare olduklarını da yaşıyoruz. Mertçe bir mücadele için ne ahlaka ne kapasiteye sahip olmadığını ne yazık ki bize yaşatıyorlar. Her seçimden önce avaz avaz bağırarak “Mertçe mücadeleye sizi davet ediyorum” demiş bir kişiyim.” ifadelerini kullandı.
“Bizden beklenen görevlerin farkındayız”
Meseleye asla kişisel pencereden bakmadığının altını çizen İmamoğlu, “Milletimizin bize bağladığı umutların, bizden beklenen görevlerin farkındayız. Millete karşı görevlerimizi her zaman, her koşulda, bugünkü kardeşlik ve dayanışma duygularımızla ve tam bir sorumluluk içerisinde, el ele yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü biz davaya hizmet eden insanlarız. Biz meseleye asla kişisel pencereden bakmayan ve bakmayacak insanlarız. Bizim bu yürüyüşümüzde CHP bünyesinde bulunan her arkadaşımız böyledir ve böyle davranmalıdır.” dedi.
İmamoğlu, Ankara temasları hakkında bilgiler vererek “Mansur Başkanla buluşmamızdan; Birliğimizi ve dayanışmamızı tazeleyen samimi sohbetten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine geçtim ve partimizin grup başkan vekilleriyle buluştum. Partimizin grup başkan vekilleri ile yaptığımız toplantıda önemli bir hususu değerlendirdik.” şeklinde konuştu.

“Tüm siyasi parti liderlerine bir kez daha huzurunuzda öncelikle teşekkür ederim”
Geçen hafta siyasi parti liderlerini ziyaret eden İmamoğlu, genel başkanlara teşekkür etti. İmamoğlu, “Biliyorsunuz iki hafta önce Ankara’ya gelmiş ve siyasi partilerin liderlerine ziyarette bulunmuştum. Bu kapsamda sırasıyla Mecliste temsil olan partileri ziyaret ettim. Elbette önce Cumhuriyet Halk Partimizi, Sayın Genel Başkanımızı ziyaret ederek, bilgilendirerek sürece başladım. Demokrat Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEM Parti, Yeniden Refah Partisi ve Türkiye İşçi Partisi genel başkanlarını, ama aynı zamanda Mecliste temsil edilmeyen Zafer Partisi ve Memleket Partisi Genel Başkanlarını ziyaret ettim veya görüşmeler yaparak sürecimi tamamladım. Tüm siyasi parti liderlerine bir kez daha huzurunuzda öncelikle teşekkür ederim.” açıklamasında bulundu.
“Kayyım iktidarın yönetim sistemine dönüştü”
Bu ziyaretlerdeki temel amacının; kayyıma karşı ortak bir tutum geliştirmek olduğuna işaret eden İmamoğlu şöyle dedi;
“İktidarın giderek bir yönetim sistemine dönüşen -ne yazık ki- kayyım sürecine dair ortak bir tutum geliştirmek ve ülkemizi milletin iradesine darbe vuran bu antidemokratik yaklaşımdan kurtarmak için bir süreç aydınlatması yapmaktı. Ayrıca, Türkiye Belediyeler Birliği çerçevesinde bu süreci tamamen bu ülkenin üzerinden kaldırabilecek adımları Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerinden atabilmenin tarifini yapmaktı. Bu manada bu yaptığımız çalışmalar çok değerli karşılık buldu ve açıkçası bu oluşan fikir birliği zemini de beni ziyadesiyle memnun etti.
Bu kapsamda partimiz, Mecliste bir kanun tasarısı hazırlamak ve tüm partilerin katılımıyla ülkemizi bu kötü yükten kurtarmak üzere bir çalışma başlattı. Grup Başkan Vekillerimizle bu çalışma süreci hakkında görüş alışverişi yapma fırsatını bu vesileyle yakalamış olduk ve çok değerli bir sonuca doğru evrilmek üzere. Elbette tümden bazı hususları değiştirmek ya da dönüştürmek mümkün olmuyor bugünkü Meclis çatısı altında. Bir yerden başlamak ve makul ölçüde sorunları en azından bir bölümünü antidemokratik bir noktadan demokratik bir noktaya evirmek adına adımların atılması ile ilgili süreç tarifinin öncü fikirlerini kendilerinden almış oldum.”
“İktidarın izlediği kumpas politikalarını, vesayetçi düzeni konuştuk”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüştüğünü hatırlatan İmamoğlu şunları söyledi;
“Genel Başkanımızla iktidarın izlediği kumpas politikalarını, vesayetçi düzeni, iktidarın başta ekonomi olmak üzere halkın gerçek gündemini görünmez kılan hileli adımlarının nasıl büyüdüğünü konuştuk. Bunlara karşı halkın gündeminden kopmadan, halkımızla gerçek gündemi yakalayan ve kumpaslara da boyun eğmeden nasıl bir yol izlememiz gerektiği konusunda çok kıymetli görüş alışverişlerinde bulunduk.
TBB Başkanı ve İstanbul Belediye Başkanı olarak Genel Başkanımızla belediyelerin iktidarın saldırıları karşısındaki dirençli, özgüvenli tutumlarını, milletin iradesini vesayetçilere kurban etmeme konusundaki kararlılığını anlattım.
Bu doğrultuda izleyeceğimiz adımları ortak akılla tespit etmeye ve hayata geçirilmesi için sonuna kadar birlikte mücadele etmeye kararlı bir süreç gördüğümü ve bütün ülkenin her noktasından yerel yöneticilerin bu kararlılıkta olduğunu kendilerine ifade ettim. Bu vesileyle Genel Başkanımızla bu kapsamda ve bu çerçevedeki geniş anlamda görüşlerimi paylaştım.”
İmamoğlu süreçle ilgili kararlılığını ise “Bundan sonra da Genel Başkanımızla bir bütün olarak bu sürece partililerimizle birlikte belediyelerimizle birlikte çalışmaya kararlılıkla da devam edeceğiz.” cümleleriyle ifade etti.
“Şehirlerimizi milletin seçtiği belediye başkanları yönetmelidir”
İmamoğlu, kayyım uygulamasının Türkiye’yi itibarsızlaştırdığını ve millet iradesine zarar verdiğine vurgu yaparak “Şehirlerimizi ve ülkemizi iktidarların atadığı şahıslar değil, milletin seçtiği siyasetçiler ve belediye başkanları yönetmelidir. Hükümetin yargı ve kayyumlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikası ne yazık ki demokrasimizi, kardeşliğimizi, birliğimizi baltalıyor, boynumuzu büküyor, başımızı öne eğdiriyor. Bugün hükümetin en büyük, ülkemizi en derinden sarsan ekonomi politikalarındaki süreçteki yetersizlik, kapasitesizlik ve sıkıntıları çözme adına atmak istedikleri bir kısım adımları dahi dünya ölçeğinde itibarsızlaştıran bir sürece taşıyor.” dedi.
“Kendi iktidarını milletin menfaatinin üstünde görenlerin çaresizliği”
Milletin egemenliğini kayıtsız, şartsız sağlamak için acilen hukuki adımlar atılması gerektiğini söyleyen İmamoğlu şunları söyledi:
“Milleti hiçe sayan bu anlayış yüzünden ifade ettiğim gibi; ekonomiden eğitime, sağlıktan adalete her alanda çürümeler ve gerilemeler yaşanıyor. Bugün demokrasi ve hukuk için mücadele etmek, milletin iradesine sahip çıkmak kesinlikle ve kesinlikle aslında ülkemizin bugününe değil, geleceğine sahip çıkmaktır. Yerel yönetimleri kayyumcu, vesayetçi anlayıştan kurtarıp milletin egemenliğini kayıtsız şartsız sağlamak için acilen atılması gereken demokratik ve hukuki adımlar vardır.
Anlaşılıyor ki bugün iktidarda olanlar, ilk seçimlerde ortaya çıkacağı belirginleşen milletin kararını engellemek üzere her türlü hukuksuzluğa tenezzül eden adımlar atmaya karar vermiştir. Ne yazık ki bu adımları atma konusunda belli hazırlıklar artık sokakta, kahvehane dedikodusuna kadar ulaşmıştır. İşte yaşıyoruz konser tartışması, SGK borcu tartışması, müfettişler, kayyumlar, her biri birbirinden trajikomik hamleler… Kendi menfaatini, kendi koltuğunu, kendi iktidarını milletin menfaatinin üstünde görenlerin çaresizliğini gösteren detaylardan ibarettir bu çalışmalar.”
“Bu organize kötülüğe karşı yanıtımız da topyekün olmalıdır”
İmamoğlu basın açıklamasını şu sözlerle noktaladı:
“Dolayısıyla biz belediyelerimize, millet iradesine karşı atılan adımları birbirinden kopuk tekil vakalar olarak görmüyoruz. Milletimiz de bunu böyle görmemelidir. Bunlara karşı mevzi direnişiyle de yanıt veremeyiz. Bu organize kötülüğe karşı yanıtımız da topyekün olmalıdır. Milletimiz bu konuda en ciddi şekilde bilinçlendirilmelidir. Çünkü milletin iradesine karşı devletin imkanlarıyla düşmanlık yapmanın karşılığı ancak milletin topyekün gücünü arkasına alan topyekün mücadeleyle verileceğini bilen bir ekibiz. Bu yönüyle vatandaşlarımızla milletimizle ama pazarda ama çarşıda ama vatandaşlarımızı birebir evlerinde ziyaret ederek, hizmetlerimizi yaparken onları bilinçlendirerek, birlik ve beraberliğimizi her zamankinden daha güçlü bir seviyeye taşıyarak, kesinlikle güçlü bir millet cephesi tahkim edilecektir. Milletin oluşturduğu demokratik ve güçlü cephesi bugünkü organize kötülüğe karşı mutlak bir zafer elde edecektir. Ben de her zaman ifade ettiğim gibi kendisini bu yola adamış hem partimizin bir evladı hem bir cumhuriyet vatandaşı ama bir yanıyla da kendi görevlerim itibarıyla yılmaz bir mücadeleyi vermeye devam edecek bir siyasetçiyim.”
İmamoğlu TBMM’de
İmamoğlu, CHP Grup Başkan Vekilleri Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır ile de TBMM’de yaptığı görüşmede, Türkiye Belediyeler Birliğinin kayyım atamaları ile ilgili yapılan çalışmasını paylaştı.
Görüşme sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İmamoğlu, kayyımın Türkiye gündeminden kalkmasını arzu ettiklerini belirtti. İmamoğlu, “Demokrasi adına, hukukun üstünlüğü adına, seçme ve seçilme hakkını zafiyete uğratması adına kayyım sürecine dair çok tepkili bir pozisyondayız. Bu noktada arayışlarımız var.” dedi. Konunun çözüm yerinin TBMM olduğunu vurgulayan İmamoğlu, siyasi partilerin genel başkanları ile yaptığı görüşmeleri hatırlatarak, kayyım uygulamasının dayanağı olan düzenlemenin, “OHAL KHK”sı şeklinde gündeme girdiğine dikkat çekti. İmamoğlu, görüşmede TBB’nin konu ile ilgili çalışmalarının ve bundan sonraki süreçlerin müzakere edildiğini anlattı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a ilettiği görüşme talebine dönüş olup olmadığı sorusuna yanıt veren İmamoğlu, “Bize dönüş olmadı şu anda. Olursa memnuniyetle görüşürüz.” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görüşme talebini reddetmesi üzerine de “Talebimizi geri çekmiş değiliz.” karşılığını veren İmamoğlu, “MHP olsun, TBMM’mizin değerli Başkanı olsun görüşmeye hazırız. Sonuçta konuştuğumuz şey, Türkiye’deki yerel yönetim demokrasisinin, yerel yönetim gücünün daha iyi bir seviyeye ulaşması konusunda atacağımız adımlar meselesi.” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi