YUSUFELİ

Şehidin Hatırası Küplüce’de Yaşıyor

15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen Emniyet Müdürü Dursun Acar’ın Yusufeli’ndeki ailesi, evlerinin bir odasını oğulları anısına müzeye dönüştürdü

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı’na düzenlenen saldırıda şehit düşen Emniyet Müdürü Dursun Acar’ın ailesi, sekiz yıldır acıyı, özlemi ve gururu aynı anda yaşıyor. Yusufeli’nin Küplüce köyünde yaşayan anne Fatma ve baba Nebi Acar, oğullarının anısını yaşatmak için evlerinin giriş katında bir odayı tamamen Dursun Acar’a ait eşyalara ve 15 Temmuz gecesine dair belge, fotoğraf ve yazılara ayırdı. Müze niteliği taşıyan bu özel oda, ziyaretçilerini hem derin bir hüzne hem de tarifsiz bir gurura ortak ediyor.
Şehidin babası Nebi Acar, oğlunun şehit olduğu geceyi hala dün gibi hatırlıyor. O gece oğluyla herhangi bir temas kuramadığını ve olan biteni tam olarak anlayamadığını anlatan baba Acar, şehadet haberinin polis ve jandarma tarafından kendilerine ulaştırıldığını söyledi. Acılarını anlatmakta zorlanan Acar, “9 yıl geçmesine rağmen özlemimiz dinmedi, aksine arttı. Her fotoğraf, her sohbetle acılar tazeleniyor, katlanarak büyüyor” sözleriyle yaşadığı derin hüznü dile getirdi.


Oğlunun daha önce birçok terör operasyonuna katıldığını ve bu nedenle korku hissetmediğini belirten baba Acar, FETÖ’nün ise ülkenin bağrına sokulmuş bir hançer olduğunu söyledi. O gece Türkiye’nin büyük bir tehdit altında olduğunu belirten Acar, “Oğlum bu vatan için canını verdi. Şehidimi yere sığdıramıyorum, ancak kalbime sığdırabiliyorum. Bu gururun tarifi yok. Acı tarifsiz, ama oğlumun makamı en yücesi. Böyle bir evladın babası olmak bize büyük bir onur.” diye konuştu.
Acar ailesi, evlerinin giriş katındaki eski bakkal dükkanını Yusufeli Belediyesinin desteğiyle bir anı odasına dönüştürdü. Bu odada şehidin üniformaları, botları, madalyaları ve özel eşyaları yer alıyor. Aynı zamanda, 15 Temmuz gecesinin farklı anlarına dair fotoğraflar ve yazılar da sergileniyor. Baba Acar, bu odanın ziyaretçilere açık olduğunu belirterek, “Gelmek isteyenler bize söylüyor, kapımız açık” dedi.
Nebi Acar, her cuma günü oğlunun mezarını ziyaret ettiğini ve mezarlığın daha iyi bir görünüme kavuşması için yetkililerden destek beklediğini de sözlerine ekledi. Mezarın ışıklandırılması ve çevre düzenlemesinin tamamlanması için çağrıda bulundu.
Şehidin annesi Fatma Acar ise oğlunun ardından geçen yıllara rağmen acının hiç dinmediğini, aksine arttığını belirtti. Şehit annesi olmaktan büyük gurur duyduğunu ifade eden anne Acar, “FETÖ annesi olsaydım ne yapardım? Allah’a şükür kahraman bir şehit annesiyim” dedi. Gözyaşlarının tükendiğini, uykularının kaçtığını anlatan Acar, “9 yıldır gözyaşım kurumadı. Oğlumu çok özlüyorum. Süleyman Soylu kapıma kadar gelip bana oğlumun kahramanlığını anlattı. Bu da bizim için bir teselli oldu.” ifadelerini kullandı.
Fatma Acar, gelini ve torununun kendisini hiç yalnız bırakmadığını söyleyerek, “Onları görünce sanki Dursun’umu görmüş gibi oluyorum. Torunum babasının emaneti. Onlar bana oğlumdan kalan en kıymetli yadigârlar” dedi.
Şehidin 11 yaşındaki kızı Elif Naz Acar da babasına duyduğu özlemi her cümlesine yansıttı. Babasını sık sık hatırlamaya çalıştığını, yanında fotoğrafı varsa ona baktığını söyledi. Duygularını anı defterine yazdığını belirten Elif Naz, “Babam bu vatan için canını verdi. Bu büyük bir gurur. Ama yine de çok üzülüyorum. Çünkü sevdiğim birini kaybettim. Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz, onlar diridirler. Bu söz benim için çok kıymetli” dedi.
Babasının şehit olduğu geceden kalan eşyaların sergilendiği odanın kendisi için huzur kaynağı olduğunu söyleyen Elif Naz, “15 Temmuz gecesi babamın giydiği botlar burada. Bombaların atıldığı yerden alınan toprak var. Babamın kıyafetleri, fotoğrafları… Onlara dokunmak bana iyi geliyor” diyerek duygularını paylaştı.
Şehit Dursun Acar’ın ailesi, sekiz yıldır yaşadıkları tarifsiz acıya rağmen, onun adını ve kahramanlığını yaşatmaya devam ediyor. Küçük bir köy evinde, bir odaya sığdırılan bu büyük anı, aynı zamanda Türkiye’nin hafızasında yer eden 15 Temmuz gecesinin de unutulmaması için verilen sessiz ama güçlü bir mücadeleye dönüşüyor.