At yarışı dünyası, sadece hız ve rekabetin ötesinde, tutku, emek ve özveri gerektiren bir alan. Bu dünyada, genç yaşta adını duyuran ve başarılı bir kariyer inşa etmeye devam eden bir isim var: Şavşatlı Ali Yıldız. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen, jokeylik mesleğinde kazandığı zaferler ve sergilediği başarılarla dikkatleri üzerine çeken Yıldız, mesleğe nasıl başladığını, yaşadığı zorlukları ve gelecekteki hedeflerini Gündem Artvin ile yaptığı samimi bir röportajda anlattı.
Ali Yıldız, jokeylik mesleğine nasıl başladığını anlatırken, aslında ne kadar tesadüfi ve aynı zamanda anlamlı bir yolculuk olduğunu vurgulayarak "Bu mesleği hiç bilmiyordum. Atlarla ilgisi olan bir akrabamız böyle bir meslek olduğunu söyledi. O zamanlar küçük boylu ve zayıftım, apranti okulundaki çocukları görünce bana bu meslekten bahsettiler. Başta hiç bilmiyordum, böyle bir meslek ve okul olduğunu araştırdım. Sonra hoşuma gitti, çünkü hayvanlara ilgim vardı" dedi.
Yıldız, araştırma ve çabaları sonucunda apranti okuluna girmeye hak kazandı ve burada 2 yıl süren zorlu bir eğitim sürecini başarıyla tamamladı. Bu eğitim, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel olarak da jokeyliğe hazırlık anlamına geliyordu. Ali Yıldız’ın kariyerine attığı ilk adımlar, her birinin emekle şekillendiği bir yolun başlangıcıydı.
"İlk padoka çıkmak çok heyecanlıydı. Çevremizde insanlar vardı, atlar dönüyordu. Ancak starta girdikten sonra daha önce eğitim almışım gibi hiçbir heyecan hissetmedim."
Yıldız’ın kazandığı ilk yarış ise onun için bir dönüm noktasıydı. İzmir’de, "Cihan Gür" isimli atla kazandığı yarış, Ali Yıldız’ın hem yeteneğini hem de kararlılığını gösteren bir anıydı. "Atın bazı problemleri vardı, ama o yarışta hiçbir sorun yaşamadık. Gerçekten potansiyelini gösterdi. Bu zafer, benim için çok önemli bir adımdı" diyen Yıldız, bu yarışın kariyerinde bir kilometre taşı olduğunu belirtiyor.
İstanbul’daki ilk zaferi, Yıldız’ın kariyerinde özel bir yer tutuyor ve o yarışı şu sözlerle anlattı;
"Koca Seyit yarışında Bakırköy Kaymakamlığı adına kazandım. O an, İstanbul’daki ilk yarışımda kazandığım zafer bana ayrı bir özgüven ve mutluluk kattı. Hem İstanbul’da yarış kazanmak hem de kazandığım yarışın adı çok değerliydi"
Bu zafer, sadece bir yarışın ötesinde, Ali Yıldız’ın başarısının ve özverisinin simgesiydi.
Jokeylik mesleği, sadece yarış pistlerinde değil, aynı zamanda kişisel mücadelenin de olduğu bir yolculuktur. Yıldız, mesleğin zorluklarından ve bu zorluklarla başa çıkma yöntemlerinden bahsederken, azim ve çalışma disiplininin önemine değinirken şu ifadeleri kullandı;
"Kilo sorunu zaman zaman işimi zorlaştırıyor. Ama her gün daha çok çalışarak, idmanlara giderek ve at sahipleriyle, antrenörlerle ilişkilerimi güçlendirerek bu zorlukların üstesinden geleceğim."
Ali Yıldız, yarışın dışında da kendisini sürekli geliştirmeye yönelik analizler ve değerlendirmeler yaparak, jokeylikteki başarısını pekiştiriyor. Ancak bu sadece şimdiki başarıları değil, gelecekteki hedefleri için de bir hazırlık anlamına geliyor.
Ali Yıldız’ın gelecekteki en büyük hedefi ise, Türkiye’nin en prestijli yarışlarından biri olan Gazi Koşusu’nu kazanmak olduğunu belirterek "İlk hayalim, jokey olmaktı. Bundan sonraki hayalim ise Gazi Koşusu’nu kazanmak. Her jokey gibi bu büyük yarışı kazanmak istiyorum" dedi.
Ali Yıldız, 20 yaşında genç bir jokey olarak, başarıları ve kariyerindeki azmiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Şavşat’tan çıkıp, at yarışı dünyasında adını duyuran Yıldız, atlarla olan güçlü bağını ve profesyonel kariyerindeki sağlam adımlarını sürdürerek, Türk atçılığında adından daha çok söz ettireceğe benziyor. Hem mesleki açıdan hem de kişisel anlamda büyük hedeflere ulaşmak için her geçen gün daha çok çalışacak olan Ali Yıldız, yarış dünyasında ilham verici bir hikaye yazıyor.