Artvin, Türkiye'nin kuzeydoğusunda, zengin biyolojik çeşitliliği ve doğal güzellikleriyle tanınan bir il olmanın ötesinde, son yıllarda maden projelerinin odağı haline gelmiştir. Son olarak, Şavşat ilçesinde Agara Madencilik tarafından planlanan açık maden ocağı projesi, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporuyla birlikte tartışmaları yeniden gündeme getirmiştir.
Agara Madencilik'in Şavşat'ın Dereiçi ve Çukur köyleri sınırlarında, yaklaşık 20 hektarlık alanda planladığı açık maden ocağı projesi, yılda 75 bin ton bakır, kurşun ve çinko kompleks cevheri üretmeyi hedeflemektedir. Projenin yatırım bedeli 43,5 milyon TL olarak açıklanmıştır. Ancak, proje alanı, çevre düzeni planı ve tapu kadastro verilerine göre tamamen orman arazisi olarak belirlenmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, ladin, gürgen ve meşe ormanlarıyla kaplı bu bölge, kayalık ve taşlık alanlarla birlikte önemli bir ekosistem barındırmaktadır. Ayrıca, proje alanı ve çevresinde dereler ile mevsimsel kuru dere yatakları bulunmakta olup, kuş uçuşu 600 metre doğuda Olgara Deresi ve 1,5 kilometre güneyde Meydancık Çayı yer almaktadır.
Bunun yanı sıra, Koza Altın İşletmeleri A.Ş., Artvin'in Maden ve Bazgiret köylerinde toplam dört yeni maden sahası için ÇED süreci başlatmıştır. Bu projeler, çevre ve yerel halk tarafından endişeyle izlenmektedir.
Artvin ilinin topraklarının yaklaşık %71'i, çeşitli maden şirketlerine ruhsatlandırılmıştır. Bu durum, bölgedeki doğal yaşamı ve tarımsal üretimi tehdit etmektedir. TEMA Vakfı tarafından hazırlanan "Artvin ve Çevresinde Madencilik" raporunda, IV. grup madenlerin yaratacağı riskler vurgulanmış ve maden ruhsatlarının önemli doğa alanlarıyla örtüştüğü belirtilmiştir.
Artvin halkı ve çevre örgütleri, maden projelerine karşı uzun yıllardır mücadele etmektedir. Bu projelerin çevresel etkileri ve su kaynaklarının kirlenme riski nedeniyle çeşitli protestolar düzenlenmiş ve hukuki süreçler başlatılmıştır. Örneğin, Cerattepe projesiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, ancak mahkeme özel hayata saygı hakkı ihlali iddiasını kabul etmemiştir.
Artvin'deki maden projeleri, ekonomik kalkınma ile çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik arasındaki dengeyi sorgulamaktadır. Yerel halkın ve çevre örgütlerinin tepkileri, bu projelerin çevresel etkilerinin ve uzun vadeli sonuçlarının daha dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Artvin'in doğal zenginliklerinin korunması, sadece bölge halkının değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur.