Sağlık Bakanlığı bünyesinde Türkiye'deki 263 Sağlıklı Hayat Merkezinin 29'u İstanbul'da yer alıyor.
Merkezlerde, fiziksel aktivite, ağız ve diş sağlığı, enjeksiyon-pansuman hizmetleri, kadın ve üreme sağlığı, kanserin erken teşhisi ve taraması, enfeksiyon hastalıkları ile sigarayı bırakma, psiko-sosyal ve beslenme danışmanlığı gibi birçok hizmete ücretsiz ulaşılabiliyor.
Kilo problemi bulunan birçok kişi, uzman kontrolü yerine internette gördüğü ya da bir başkasından duyduğu yöntemleri uygulayarak zayıflamaya çalışırken sağlık problemleri de yaşayabiliyor.
Ümraniye İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı Dudullu Sağlıklı Hayat Merkezi'nde görevli diyetisyen Amine Aydın, yanlış uygulanan diyetler ve merkezdeki beslenme danışmanlığı hizmetine ilişkin açıklamada bulundu.
Obezite, diyabet, hipertansiyon, yeme bozukluğu ve kilo sorunu olanlar başvurabiliyor
Danışanların merkezi arayarak, gelerek ya da aile hekimleri üzerinden randevu alabildiğini belirten Aydın, "Başlıca obezite, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıkları olanlar veya yeme bozukluğu bulunanlar, kilo almak isteyen bireyler bu hizmetten faydalanabiliyor. Ayrıca 7 yaş ve üzeri çocuk danışanlarımıza da sağlıklı beslenme programları hazırlıyoruz ve takiplerini yapıyoruz." dedi.
Danışanlara özel diyet planladıklarını anlatan Aydın, düzenli takipler sonucunda da güzel sonuçlar elde ettiklerini aktardı.
Özellikle kronik hastalığı olanlarda uzman eşliğinde beslenme takibinin hastalığın seyri açısından önemli olduğunu dile getiren Aydın, şöyle devam etti:
"Sağlıklı Hayat Merkezlerinde verdiğimiz bu hizmeti ne yazık ki birçok kişi bilmiyor ancak ulaşması oldukça kolay. Tek yapılması gereken başvurup, randevu alarak gelinmesi. Ücretsiz olarak Sağlık Bakanlığı bünyesinde bu hizmeti veriyoruz. Çocuk danışanlarımızın da sağlıklı beslenmesini planlıyoruz. Obezite gibi bir sorunu varsa ona yönelik beslenme programı uyguluyoruz, fiziksel aktivitesini artırmaya yönelik tavsiyelerde bulunuyoruz. Böylece çocuklarda ileriki yaşlarında oluşabilecek hastalıkların önüne geçmeyi hedefliyoruz."
"Sosyal medyada görüp, bir umut olsun diye yeniliklere tutunmaya çalışıyorlar"
Sosyal medyada büyük bir bilgi kirliliği olduğunu ve destek almadan yapılan diyetlerin birçok hastalığı tetiklediğini vurgulayan Aydın, aralıklı oruç, glütensiz beslenme gibi popüler diyetlerin bilinçsizce uygulanmaya çalışıldığını, özellikle glütensiz beslenmenin herhangi bir intolerans olmadığı sürece uygulanmaması gerektiğini ifade etti.
Aydın, hastalarının yanlış diyet uygulamalarından örnekler vererek, "1 sene boyunca aralıklı oruç yaptığını söyleyen, buraya 100 kilo, yüzde 45 yağ oranıyla gelen danışanlarım oluyor. 'Bir sene boyunca uyguladım, hiçbir işe yaramadı' diyorlar. Bilinçsizce, böyle davranışlarla karşılaşabiliyoruz. Sosyal medyada görüp, bir umut olsun diye yeniliklere tutunmaya çalışıyorlar. Halbuki burada önemli olan sağlıklı, yeterli ve dengeli bir beslenme alışkanlığı kazanmak." değerlendirmesinde bulundu.
Sağlıklı kilo vermede yaşam tarzının önemine dikkati çeken Aydın, şöyle konuştu:
"Kısa sürede hızlı kilo verip kas kaybı, sıvı kaybı yaşayabiliriz ama uzun vadede yağ kaybıyla birlikte kalıcı kilo kaybı sağlamış oluruz. Bu da sağlıklı olandır. Burada doyarak, herhangi özel bir şey yapmadan, sağlıklı beslenerek zayıflıyoruz. Olması gereken ayda 4 ila 6 kilo aralığında kilo verilmesi. Hızlı vermenin hiçbir manası yok. Haftada 500 gramla 1 kilo arasında da vermek normal."
"19 kilo damacanayı üstümde taşımışım gibi"
Koronavirüs salgınında 80 kilodan 110 kiloya ulaşınca sağlık problemleri yaşamaya başlayan 59 yaşındaki Ali Beyer de dizlerindeki kireçlenme ve uyku problemi artınca özel bir diyetisyene gitmeyi maddi olarak fazla bulduğu için internette gördüğü diyetleri uyguladı.
Popüler olan birçok diyeti deneyen ancak bunların da sağlıklı olmadığını öğrenen Beyer, Dudullu Sağlıklı Hayat Merkezi'ne başvurdu.
Eşiyle merkeze gelen Beyer, "Müsait diyetisyen olunca geldiğimiz gün hizmet almaya başlamış olduk. 110 kiloyla başladım. Yaklaşık 3 ay oldu, şu an 95 kilodayım. Hedefim yine eski kiloma gerilemek. 80 kiloya geldikten sonra nasıl bu kiloyu koruyacağımızla ilgili diyetisyen önerilerini takip edeceğiz." dedi.
Merkezde ölçümlerinin yapıldığını, nereden kilo verdiğinin takip edildiğini ve 2 haftada bir düzenli kontrole geldiğini anlatan Beyer, "Merdivenden çıkarken, yürürken, uyurken zorlanıyordum. Şimdi 15 kilo verdim, 19 kilo damacanayı üstümde taşımışım gibi... " ifadelerini kullandı.
Verdiği kilolardan dolayı çok mutlu olduğunu anlatan Beyer, artık diyetisyeninin sabah kahvaltısı için önerdiği 3 dilim ekmeği bile güçlükle yediğini söyledi.
Beyer, "Burada sağlıklı beslenmeyi öğrenmiş olduk. Şimdi daha rahat uyuyabiliyorum, diz ağrılarım geçti. Kilolu olduğumdaki bütün kıyafetlerim boşa çıktı. Diyetisyenim kiloluyken giydiğim elbiselerimi saklamamam, ilerde yine giyerim diye düşünmemem gerektiğini söyledi. O yüzden hepsini verdim. Gittikçe daha da iyi olacak." diye konuştu.