Borçka ilçesine bağlı Cankurtaran mevkiinde, "mesire alanı" projesi adı altında yürütülen doğa talanına karşı yaşam hakkı mücadelesi verirken 3 Eylül 2024’te katledilen Reşit Kibar, ölümünün birinci yılında anıldı.
Anma etkinliği Cankurtaran bölgesinde gerçekleştirildi. Etkinlikte önce konuşmalar yapıldı, ardından helva dağıtımı gerçekleştirildi. Katledildiği bölgede Reşit Kibar anısına ağaç dikimi yapılırken, daha sonra mezarı başında karanfiller bırakıldı.
Etkinlikte konuşan Dursun Ali Koyuncu, olayın ardından yürütülen yargı sürecine tepki gösterdi. Koyuncu, “O gün burada bir rant kavgası varmış gibi algı yaratıldı. Ancak biz sadece yaşam hakkımızı savunuyorduk. Reşit abimizi kaybettik, iki arkadaşımız yaralandı. Üç ay tutuklu kaldım. Ancak yargı, dosyayla ilgilenmek yerine köylüler hakkında soruşturma açtı. Olayın savcısı, olayı aydınlatmakla ilgilenmedi. Kolluk kuvvetleri de olayın failleriyle değil, köylülerle ilgilendi” dedi.
Koyuncu, yeterli güvenlik önlemleri alınmış olsaydı Reşit Kibar’ın hala hayatta olacağını belirterek, “O gün sadece 10 kişilik güvenlik önlemi alınsaydı, bugün Reşit abi aramızda olacaktı ve biz bugün burada olmayacaktık. O gün görevini yapması gerekenler görevini yapsaydı, yani halkın vergisini alanlar, halka karşı sorumluluğu olanlar şirketlere karşı sorumluymuş gibi davranmayıp şirketin, patronların çıkarlarını düşüneceğine halkın çıkarlarını düşünseydi, dönemin kaymakamı köylüyü karşısına alsaydı, “Siz ne istiyorsunuz, neye karşı çıkıyorsunuz?” deseydi, dönemin il müdürleri, ilçe müdürlükleri bizleri muhatap alsaydı, yani şirketi muhatap almayıp bizi alsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmayacaktı. Biz çok büyük bir kayıp verdik o gün. Bugün geldiğimiz noktada katil zanlısı da, silahı veren kişi Fikret Merttürk de hala ortalıkta geziyor. Ben üç ay tutuklu kaldım, gözaltına alınan arkadaşlarımız oldu. Gençlerimizin telefonlarına el koyan yargı, karşı tarafın yani o gün burada cinayeti işleyen, cinayeti işlediği iddia edilen kişinin telefonuna bile el koymadığını öğreniyoruz. Fikret Merttürk mahkemede diyor ki, "Ben jandarma ile mesajlaştım." Adalet sisteminin geldiği noktaya dün akşam da çok net tanık olduk İstanbul’da. Yargının nasıl politikleştiğini görmüş olduk. Biz bizzat yargının ne kadar politikleştiğini gördüğümüz için ülkemiz adına üzülüyoruz maalesef. Tarafsız kalması gerekenler, adil yargılamayı tesis etmesi gerekenler adil yargılama yapmayıp bizi cezalandırmaya çalışıyor. Sürekli bizi cezalandırmaya çalışıyorlar, sanki silahı çeken bizmişiz gibi.
Biz rant için o gün burada değildik. "Onlar o gün rant için oradaydı" diyen kim varsa, çevrenizde rüşvet alma iddiasında bulunan kim varsa, bilin ki şirketle iş birliği hâlindedir. Çünkü en önde mücadele edenler hakkında karalama kampanyası yapanlar demek ki şirketlerden bir şeyler nemalanmıştır. Abimizi bilen bilir, tanıyan tanır. Eğer Reşit abi şirket ile masaya otursaydı, para tekliflerine el uzatsaydı, bizim karşımızda dursaydı biz büyük bir güç kaybedecektik. Reşit abi dik durdu, Reşit abi parayı tercih etmedi. Biz tek bir şey istiyoruz: İnsan olanın vicdanlı davranmasını istiyoruz. İnsan olanın vicdanlı ve adil davranmasını istiyoruz. Adil davranıldığı takdirde zaten adalet de tecelli eder, adalet de yerini bulur.”
Anma programına; Reşit Kibar’ın ailesi, CHP Hopa İlçe Başkanı Şükrü Aydemir, Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Sol Parti, Halkevleri, Umut-Sen, Dem Parti, CHP, Tüm Emekliler Sendikası ve bölge halkı katılım gösterdi.
