ARTVİN

“Ramazanı Ailece İhya Edelim”

Artvin İl Müftülüğü Şube Müdürü Ali Türkmen, Ramazan ayının aileyle birlikte ihya edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aileyi huzur ve bereket kaynağı olarak görmenin bu mübarek ayın manevi faydalarını artıracağını belirtti.

Abone Ol

Türkmen, Ramazan boyunca ailecek yapılan ibadetlerin hem bireysel hem de toplumsal huzuru sağladığını ifade etti.
Artvin İl Müftülüğü Şube Müdürü Ali Türkmen, Ramazan ayının ailecek ihya edilmesi gerektiğini vurguladı. 
Türkmen, Ramazan ayının önemine değinerek, “İnsanoğlunun dünyaya gelme sebebi, yaratanına hakkıyla kulluk yapmaktır. Ramazan da bu kulluğun en güzel tecelli ettiği, rahmet ve mağfiretin bolca indiği mübarek bir aydır” dedi. Zariyat suresi 56. ayetini hatırlatarak, Allah’ın insanları kulluk için yarattığını belirten Türkmen, Ramazan’ın ibadetleri en iyi şekilde yerine getirerek Allah’a yaklaşmanın fırsatını sunduğunu söyledi.
Ailenin, hem dünyevi hem de uhrevi kazanç için en önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Türkmen, “Ailemizi göz aydınlığımız olarak görmek, onlar ile birlikte bu rahmet ayını ihya etmek bizim için önemli bir görevdir. Ailemiz, sadece dünyadaki huzurumuz değil, ahiretimizin de ilk basamağıdır” şeklinde konuştu.
Türkmen, “Dinimizin en kutsal zamanlarından bir tanesi olan ramazanı ihya etmeye başlayalı 4 gün oldu Şimdi kendimize birkaç soru soralım. Bu dört günlük zaman diliminde kendimizi ve sorumlu olduğumuz ailemizi tüccar misali muhasebe ettik mi? Yani kulluğumuzu gözden geçirdik mi? Daha başında olduğumuzu hatırlar isek “öncesi rahmet” müjdesine nail olabildik mi? Acaba Rabbimizin “affına-mağfiretine” mazhar olduk mu? Ramazanın sonu itibariyle “cehennemden azad” olabilecek miyiz? Yani bayram bizim için gerçek bayram olacak mı? Bu sorulara olumlu cevap verebilmek ümidiyle” dedi. 
“Aileyi Koruma ve Allah’a Yaklaşma”
Ailelerin, Ramazan boyunca sabır, sevgi ve anlayış içinde olmasının, Allah’ın rahmetini ve mağfiretini kazanmada önemli bir adım olacağına dikkat çeken Türkmen “ Müslüman olarak Rabbimizden en büyük dileğimiz bu ramazan ayını hakkıyla ihya edebilmek olmalıdır. Ne de olsa gelecek ramazanlara garantimiz yok. Bu ramazanımızı son ramazanmış gibi ihya etmeliyiz. Tuttuğumuz orucu son oruç, kıldığımız teravih namazını son teravih, yaptığımız diğer ibadetlerimizi de son ibadetimiz gibi ifa etmeliyiz. Elbette sadece bizim için değil ailemiz için de böyle olmalıdır.
Ramazan ilahi rahmetin bolca tecelli bulduğu faziletli bir ay,  aile ise hem rahmete vesile hem de cenneti kazanma yolumuzun ilk basamaklarından bir tanesi diye biliriz. Nasıl ki Ramazan “on bir ayın sultanı” diyoruz ve onun kıymetini bilme gayreti içerisindeyiz, rahmet ayı ramazanı vesile kılıp rahmet vesilesi ailemizin de kıymetini bilmeliyiz. Ramazan orucu bizlere Rabbimizin, “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara, 2/183) ayeti ile emri, tüm ibadetlerde olduğu gibi Peygamberimizin (sav) bir emanetidir.  Ailemiz de öyledir.
Ailemiz, “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için eşler yarattık...” (Rûm, 30/21) ayeti ile huzur bulduğumuz, “Kadınlar sizlere Allah’ın emanetidir” hadisi ile bizlere emanet edilen, yine “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl” (Furkân, 25/74) ayeti ile göz aydınlığımızdır. Dinimizin korunmasını istediği beş temel değerlerimizden bir tanesi olan neslimizin devamını sağlayan toplumun en küçük birimi ama en güçlü olması gereken kurumudur aile” şeklinde konuştu. 
Türkmen, Ramazan’da aile ile birlikte yapılan ibadetlerin manevi değeri hakkında şöyle konuştu: “Doğruyu ve doğrunun eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kadir gecesinde indirilmeye başlanan Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah, Ailemizi bizlere bir taraftan göz aydınlığımız, sevincimiz, geleceğimiz; diğer taraftan da “iyi bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız (çoluğunuz) imtihan sebebidir” (Enfâl, 8/28) diyerek dünya ve ahiretimizi kazanma veya kaybetme sebebimiz olarak görmüştür. Öyle ise bizlere düşen bu imtihanı kazanmaktır. Orucun farz kılındığı “umulurki korunursunuz” (Bakara, 2/183) ayetinde olduğu gibi en büyük görevlerimizden bir tanesi “kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyunuz” (Tahrim, 66/6) ayetini  kendimize düstur edinmektir. Ailecek ramazanın feyiz ve bereketinden istifade edebilmek için hep birlikte aynı sofrada “Allahım senin rızan için oruç tuttuk. Sana iman ettik, sana güvendik. Senin verdiğin rızıkla orucumuzu açıyoruz” duasıyla iftar yaptıktan sonra çocuklarımıza seccadelerimizi serdirip namazlarımızı mümkünse cemaatle kılmalıyız. Sahurun bereketinden çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz. Peygamberimizin gecesini nafile ibadetle geçirin sözünün tezahür ettiği teravih namazlarıyla hem ailecek hem de toplum olarak huzura ermenin hazzını birlikte yaşamalıyız. İnşallah ramazan sonunda Allahın rahmetini, mağfiretini kazanmış; günahlardan arınmış, cehennemden azad olmuş şekilde bayram yapmaya hak kazanmış oluruz.”
Türkmen, “Sonuç olarak Teğabun süresi 15. ayetinde de belirtildiği şekilde “Mallarımızın ve çocuklarımızın bizler için bir imtihan vesilesi” olduğunun farkında olarak Rabbimize gereği gibi kulluk yapmalıyız. Bu kullukta en çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz ailemiz, bizleri Allah’a kulluktan alıkoymamalı tam aksine Allah’a yaklaştırmalıdır. Çünkü Rabbimiz bizlere  Münafikun süresi 9. ayetinde mallarımızın ve çocuklarımızın Allah’ı anmaktan alıkoymaması gerektiğini bildirmiştir. Yüce Allah, Âl-i İmrân Suresi103. ayetinde “Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamız” gerektiğini belirterek hem aile hem de toplu olarak dini yaşamamızı emretmektedir. Ramazan ayını fırsat bilerek günümüzde büyük aile yapısından uzaklaşıp yalnızlaşan ailemizi, yukarıdaki ilahi emre uygun olarak, hem birlikte iftar ve sahur sofralarına bereket vesilesi hem de imsak-iftar-teravih ile rahmet ve mağfiret vesilesi olarak görmemiz gerekiyor” dedi.