2025 Hizmet İçi Eğitim Semineri Başladı 2025 Hizmet İçi Eğitim Semineri Başladı

Artvin İl Vaizi Ali Yıldırım, mukabele kelimesinin Arapçadaki anlamını açıklayarak, dini bir terim olarak "birinin diğerini takip etmesi suretiyle hatim indirmek" olarak tanımlandığını belirtti. Mukabele dinlemenin, hem sünnetin ihyası hem de sevap kazanma açısından önemli olduğuna dikkat çeken Yıldırım, Kuran-ı Kerim okunurken sessizce dinlemenin farz olduğunun altını çizdi.
Yıldırım, "Mukabelede dikkat edilmesi gereken en önemli husus, Kuran-ı Kerim okunurken dikkatli bir şekilde, konuşmadan ve gürültü yapmadan dinlenilmesidir" diyerek, Araf Suresi’nin 204. ayetini örnek gösterdi. Ayette, "Kuran okunduğu zaman onu dinleyin ve susun, konuşarak gürültü yapmayın" buyrulmaktadır. Ayrıca, mukabeleyi dinleyerek büyük sevaplar kazanılacağını ancak hatim yapmak için Kuran-ı Kerim'in bizzat okunması gerektiğini ifade etti. Yıldırım, konuşmasını devamında şu ifadelere yer verdi; “Cebrail (as) her yıl Ramazan aylarında gelerek o ana kadar nazil olan ayet ve sureleri rasulü ekrem efendimize okumuş, o okuduktan sonra da Peygamberimiz Cebrail’e (as) okumuş ve bu uygulama peygamberimizin vefat ettiği son Ramazan’a kadar devam etmiştir. Adeta vahiy katipleri tarafından yazıya geçirilen kuranı kerimi tashih ve bir gözden geçirme özelliği de bulunduruyor kendisinde. Hatta bu mukabele rasulüllah efendimizin vefatından önceki son Ramazan’da iki defa gerçekleşmiştir (Buhari bedu’l-vahy, 5). O yüzden bu şekilde okunan kuranı dinlemek ve takip etmek bir sünnete ittiba babından çok faziletli ve sevaptır. 
Mukabelede dikkat edilecek hususlardan biri kuran-ı kerim okunurken çok dikkatli bir şekilde konuşulmadan dinlenilmesi ehemmiyet arz ediyor Araf-204’te “Kuran okunduğu zaman onu dinleyin” buyuruyor ve devamında da ayrıca belirterek “susun ve konuşarak gürültü yapmayın” buyuruyor rabbimiz. Bu ayeti kerimeye dayanarak alimlerimiz kuranı okumak sünnet ama dinlemek farzdır demişlerdir. Bu önemli bir husus ikinci önemli bir husus ise kişi okunan mukabeleyi sadece dinlemekle yetinirse büyük sevaplar kazanmış olur, peygamberimizin bir sünneti ihya etmiş olur, kuran-ı kerimi dinleme farziyetini yerine getirmiş olur, hatim sevabı alır ama hatim yapmış olmaz. Hatim yapmak için bizzat kuranı kerim’in tilavet edilmesi icap eder. Ramazana özel diğer bir ibadet de Sadakai Fıtr'dır. Sadaki Fıtr Ramazan ayının sonuna yetişen kimsenin ödemekle yükümlü olduğu bir sadakadır. Buna fitre de denir. Borcundan ve asli ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan kimseye hem kendisi hem velayeti altındaki kimseler için sadakai fıtr vermesi vaciptir. Bundaki zenginlik ölçüsü zekatın ki ile aynıdır (80 gr altın veya bu değerde mala sahip olmak). Yine aynı zekatta olduğu gibi usul ve füru dediğimiz alt ve üst soya ve eşine veremez. Bunun bu seneki miktarı 180 tl olarak belirlenmiştir ve ramazan’ın sonunda verilebileceği gibi başında da verilebilir. Ramazanı şerifte ibadetlerin sevabı kat kat verildiği için eğer zekat vereceksek onu da Ramazan ayında vermek daha güzel olur. Rabbim cümlemize rızasına muvafık ameller işlemeyi nasip eylesin, ramazanı hakkıyla eda edebilmeyi nasip eylesin.”

Editör: AYŞE ÖZDER