Su ve toprak kaynaklarının korunması ve nihayetinde Karadeniz’deki kirliliğin önlenmesi temel amacı üzerine inşa edilen projenin kirlilik kaynaklarının tespit edilmesi, derelerdeki çöplerin izlenmesi ve azaltılması, doğru yönetimsel plan ve uygulamaların ortaya konularak sel ve erozyon riskini azaltma ve zararlarını en aza indirme yollarının araştırılması gibi hedeflere sahip olduğuna dikkat çekildi. 11 Temmuz Salı günü düzenlenen konferansa Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, Doç. Dr. Mustafa Tüfekçioğlu, Doç. Dr. Mehmet Yavuz ile Artvin Çoruh Üniversitesi akademisyenleri ve basın mensupları katıldı.
Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesinden Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Mustafa Tüfekçioğlu; projenin bütçesi, paydaşlar ve finanse eden kuruluşlar hakkında bilgilere yer verdi.
Doç. Dr. Tüfekçioğlu, ülkemizin yanı sıra Yunanistan, Romanya, Ermenistan ve Moldova’dan katılımcı üniversitelerin yer aldığı bu projede Artvin Çoruh Üniversitesi olarak ülkemizi paydaş kuruluşlar arasında temsil ettiklerini açıkladı.
Doç Dr. Tüfekçioğlu, projenin Doğu Karadeniz bölgesinde en yüksek finansmana sahip projelerden biri olması bakımından Artvin, Arhavi ve çevresine önemli maddi katkı sağladığını böylelikle bölge insanının refah düzeyindeki artışa dolaylı olarak katkı sağladığını belirtti. Ayrıca Arhavi Havzasında sel ve erozyonlar ile proje kapsamında yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aktardı.
Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, konferansta yaptığı konuşmasında: " Avrupa Birliği Başkanlığının ulusal otorite görevini yürüttüğü Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı 2014-2020 birinci teklif çağrısı kapsamında 20/07/2020 tarihinde başlamış olan BSB963 sayılı “Doğaya uygun önlemler ve ortak yenilikçi izleme ve kontrol teknikleri ile daha temiz bir Karadeniz için çöplerin ve erozyonun azaltılması” isimli projenin uygulama ve raporlama faaliyetleri 19/07/2023 tarihinde tamamlanacaktır. Projenin ana ortağı Uluslararası Hellen Üniversitesi−Yunanistan'dır. Diğer proje ortakları; Buzau-Ialomita Su İdaresi İşleri-Romanya, Genç Ormancılar Birliği-Ermenistan, Eco-TIRAS Uluslararası Çevre Koruma Birliği-Moldova ve Artvin Çoruh Üniversitesi-Türkiye'dir.
Projenin en güçlü ve en önemli yönlerinden bir diğeri ise; farklı ülkelerden çok sayıda ortağın bir araya gelerek sahada uygulamaya dönük işbirliği içerisine girmiş olmalarıdır. Ayrıca, Doğu Karadeniz bölgesinde yürütülen en yüksek finansmana sahip projelerden biri olması bakımından da proje ön plana çıkmaktadır. EU INTERREG IV'ün "Karadeniz Havzası Ortak İşbirliği Programı" tarafından karşılanan projenin toplam bütçesi 907.135,00 € olup, bu miktarın 834.543,41 €’su Avrupa Birliği tarafından sağlanmıştır. Artvin Çoruh Üniversitesi’nin bütçesi ise 207.866,00 €'dur. Bu miktarın 16.650,00 €'su eş finansman desteği olarak Üniversite tarafından karşılanmıştır. AÇÜ ayrılan 207.866 Avro’luk bütçenin büyük bir kısmı (%80) çalışma alanı olarak seçilen Artvin, Arhavi ve çevresine 3 yıl boyunca önemli maddi katkı sağlamıştır. Böylelikle bölge insanının refah düzeyindeki artışa dolaylı olarak katkı sağlamıştır.
Projenin yasal sorumlusu AÇÜ rektörü Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, AÇÜ adına yürütücülüğü Doç. Dr. Mustafa Tüfekçioğlu tarafından yapılmaktadır. Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, Doç. Dr. Mehmet Yavuz, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Duman, Arş. Gör. Oğuzhan Bilgili, Öğr. Görevlisi Caner Satıral, Orman Yük. Müh. Cengizhan Yıldırım ve Olgun Yağcı da proje ekibinde yer almaktadırlar. “Deniz için nehirleri koruyalım!” ana hedefine sahip projenin sonunda; çevrenin korunması için gerekli doğaya uygun yöntem ve önerilerin ortaya konması ve Karadeniz'deki kirliliğin azaltılması planlanmaktadır. Sonuç alabilmek için Karadeniz'e dökülen dereler ve bu derelere ait alt-havzalardaki çöp ve diğer kirletici unsurlara odaklanılmıştır.
Projede COVID-19 pandemisi nedeniyle bir takım aksaklıklar ve kısıtlamalar yaşanmış olsa da şu aşamada bütün aktiviteler ve raporlamalar tamamlanmış ve performansıyla önemli başarılara imza atmıştır. Projede şu ana kadar gerçekleştirilen iletişim faaliyetlerini şu şekilde sıralayabiliriz; 1 adet çevirim içi proje başlangıç toplantısı, AÇÜ’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 1 adet uluslararası çalıştay, 15 adet ulusal ve uluslararası konferanslarda yayımlanan bildiriler, 4 adet farkındalık etkinliği, 6 adet çevrimiçi proje paydaş toplantıları ve yine paydaş gruplarla proje çıktılarının paylaşıldığı 6 adet haber bülteni, 4 adet basın bildirisi ve son olarak şu an gerçekleştirilen toplantıyla birlikte toplam 3 adet basın konferansı. Yapılan bütün bu faaliyetlerdeki ana hedef çevrenin korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik farkındalık oluşturmak, ilgili kurum ve kuruluşların ve tüm halkın çevreye olan duyarlılığını bir üst seviyeye yükselterek değişime öncülük etmek. Bu bağlamda, çevrenin korunması adına ortak bir izleme programı oluşturulmuş ülkeler-arası koordinasyon sağlanmaktadır. Böylelikle en iyi yönetim faaliyetlerinin gerçekleşeceği ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanacağı düşünülmektedir.
Proje kapsamında gerçekleştirilen saha çalışmalarında önemli bir takım sonuçlar elde edilmiştir. Kısaca özetlemek gerekirse;
Hatalı ve yanlış arazi kullanımına bağlı ortaya çıkan sorunlar;
-Fındık bahçeleri ve mera alanlarında ölçülen yüksek yüzeysel akışlar sel oluşum riskini artırmakta
-Çay bahçelerinde ki fazla infiltrasyon/su emilimi özelliklede eğimli alanlardaki heyelan riskini ciddi derecede artırmaktadır
-Tarımsal faaliyetlerin daha yoğun yapıldığı alt havzalarda cöp, sediment, azot ve fosfor gibi kirletici unsurların daha yoğun olduğu tespit edilmiştir.Çöpler içersindi %68 ile plastik atıklar birinci sırada yer alarak insan ve çevre sağlığına zarar vermektedir
-Çay bahçelerinde ki toprak asitlilik derecesi son 60 yılda yaklaşık 100 kat artmıştır.pH değeri 5,4 den 3,3 inerek “çok şiddetli asit” toprak reaksiyon sınıfındadır
Diğer önemli bir husus ise, özellikle havzanın çıkış yani mansap bölümündeki akarsu morfolojik ve hidrolojik yapısının değiştirilmesidir;
- Akarsu yatağın eğimi, genişliği, menderes yapısının bozulup düzleştirilmesi, su hızı ve yüksekliğinin değiştirilmiş olması akarsuyun maksimum sel debisiyle içine düşebilecek olan potansiyel rüsubat miktarı arasındaki dengenin bozulmasına sebep olmuş buda taşkın riskinin ciddi derecede artırmıştır.
- Gelecekte risk oluşturabilecek sellerden korunma bağlamında, kanal morfolojik yapısının iyileştirilmesi ve dere taşkın düzlüklerinin acilen imar planında çıkartılması gerekmektedir.
- 22 Temmuz 2021 Arhavi taşkının da gerçekleşen toplam kanal/şev erozyonu 2075 ton/km dir (havza genelinde 548 000 ton). 2 yıllık (730 gün) diğer ölçüm süresindeki şev erozyonu ise 400 ton/km dir (havza genelinde 105 000 ton)
- Akarsu su sisteminin belli segmentlerinde 2 yıllık bir sürede yapılan yanal/yatay değişim ölçümlerinin ortalama 3,6 m gibi yüksek bir değer olduğu tespit edilmiştir.
Ayşe ÖZDER