Artvin’de halk pazarında fiyatlar el yakıyor. Hayat pahalılığı kırsalda da etkisini her geçen gün daha fazla gösteriyor. Pazara ürününü getiren üreticiden, dışarıdan mal getiren pazarcıya kadar herkes aynı noktada birleşiyor: Geçim zor, satış yok. Vatandaş ise çoğu zaman pazardan eli boş dönüyor. Her hafta kurulan halk pazarında hem pazarcılar hem de vatandaşlar yüksek fiyatlardan şikâyet ediyor. Pazarcı Serpil Bahar, “Vatandaş sadece bakıyor, alamadan gidiyor. Böyle satış mı olur?” sözleriyle çaresizliğini dile getiriyor. Bahar, satışların neredeyse durma noktasına geldiğini söyleyerek, “Bu pahalılık nereye kadar sürecek? Sayın başkanımıza mı, Cumhurbaşkanımıza mı söyleyelim? Kime derdimizi anlatalım, kimi suçlayalım? Suçlu arıyorum ama bir çare de bulamıyorum. O yüzden konuşuyorum ama boşuna... Vatandaş geliyor, ürünün fiyatını duyunca ‘Ayy, ne kadar pahalı’ diyor, alamadan gidiyor. Böyle satış mı olur? Memura zam veriliyor ama geri alınıyor. Bir yandan bana zam yapılıyor, diğer yandan başka yerden geri alınıyor. Sonuç yine aynı: geçim yok” ifadelerini kullandı.
Artvin’deki pazarlarda dikkat çeken bir diğer durum ise yerli ürünlerin dışarıdan gelen sebze ve meyvelerden daha pahalı olması. Bahar, bu çelişkiye dikkat çekerek, “Ankara’dan ya da dışarıdan gelen sebzeler daha ucuz, köylünün ürünleri ise çok pahalı. Bu yüzden vatandaş yerli malı yiyemiyor. Elbette maliyetlerden dolayı pahalı; zaten bunu anlatmaya çalışıyorum. Sebzeler uzaktan geliyor, çürüğü bile para ediyor. Buradaki köylü organik ürününü satamıyor, ürün çürüyor. Anlayacağınız, satış yok” diye konuştu.
Pazarcılardan Perize Tosun da aynı sıkıntıları yaşıyor. Kendi yetiştirdiği ürünleri pazara getirdiğini söyleyen Tosun, “Domates, biber, patlıcan, fasulye, mısır, kızılcık, erik satıyorum. Ama mısırın kilosu 100 lira, tanesi 20 liraya geliyor. Vatandaş doğal olarak tepki gösteriyor. Ama biz bu ürünleri dağdan getiriyoruz. Bunun mazotu var, taşıması var. Petrol istasyonuna gidince kimse bize indirim yapmıyor. Ama pazarda fiyat söyleyince herkes tepki gösteriyor” dedi. Daha önce ev hanımı olduğunu, pazarcılık yapmadığını belirten Tosun, “O zamanlar ben de pazarcılara fiyatlar için kızardım. Ama işin içine girince öyle olmuyormuş. Elimizden bir şey gelmiyor. Saat bu oldu, hâlâ satış kötü. Günü kurtarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Pazarda müşteri yoğunluğu göze çarpsa da, hem pazarcılar hem de vatandaşlar “kalabalığın cüzdanlara yansımadığını” söylüyor. Serpil Bahar, “Pazar kalabalık gözüküyor ama halkın parası yok. Maaşlar yatar yatmaz gidiyor. Kirasını mı ödesin, yiyecek mi alsın? Bu halkın sonu ne olacak, bilmiyorum. Rica ediyorum, yazın, yetkililere bildirin” diyerek yaşanan sıkıntıları dile getirdi.
Vatandaşlar da pazardaki fiyatlardan şikâyetçi. Birçok kişi, geçen haftaya kıyasla bile ciddi fiyat artışları yaşandığını belirtiyor. Pazarda alışveriş yapan bir yurttaş, “Vallahi pazarda fiyatlar çok yüksek, inanılmaz yüksek! Geçen hafta mısır 50 liraydı, bu hafta 75-100 lira arasında değişiyor. Vallahi ne olacaksa, artık baştakiler düşünsün” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Ürünlerini pazarda satışa sunan köylüler ise fiyatların yüksek bulunmasına karşı çıkıyor. Bir köylü, “Fiyatlarımızı yüksek buluyorlar, ‘Bağdan geliyor, niye bu kadar pahalı’ diyorlar. Ama emeğimizi gören yok. Ben de diyorum: Gelin siz getirin de ucuza satın! Düşünün, Ardanuç’tan arabayla geldik. Bazen biz köylüleri rencide ediyorlar. Ne yapalım abi, elimizden bir şey gelmiyor” diyerek yaşadığı sıkıntıyı paylaştı.
Artvin pazarlarında yaşanan tablo, hem üreticinin hem pazarcının hem de vatandaşın ortak derdini gözler önüne seriyor: Yükselen maliyetler ve alım gücünün düşmesi, hem kırsalda hem de şehir merkezinde hayatı giderek zorlaştırıyor.