ARTVİN

Orijinal paça çorbasının adresi

Artvin’de 30 yılı aşkın süredir esnaflık yapan İslam Avcı, 8 saat boyunca kaynattığı kemiklerin suyundan elde ettiği çorbayı müşterilerine ulaştırıyor

Abone Ol

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte paça çorbasına talepler arttı. Soğuk günlerin vazgeçilmezi çorbalar, çorbacılarda hareketlilik oluşturdu.

Soğuk havaların kendini hissettirmesiyle soğuk algınlığı ve kemik sağlığında faydalı olarak bilinen paça çorbasına da bu günlerde talepler arttı.

Merkez’de Üsküdar Paça Salonu işletmecisi İslam Avcı, yaptığı çorbanın lezzeti ile fark yaratıyor.

Çorbasının püf noktalarını anlatan Avcı, çorbaya hiçbir ek madde katmadan tamamen kemik suyundan elde ettiğini ifade ederek, “Bizim yaptığımız çorba kemik suyundan yaptığımız için diğer işletmelerdeki gibi etten yapmıyoruz. Tırnak paça yapıyoruz biz. Hayvanın ayaklarından. Kasaplardan ilik kemiği alıyoruz. İkisini beraber kazanın içinde 8 saat kaynatıyoruz.  8 saatin ardından kemiklerini çıkartıyoruz. Saf suyu ile bide ona köy yoğurdu, yumurta sarısı ve un. Her şey doğal katkısız. Kemik suyuna döküp çorbasını yapıyoruz ondan sonra ayıkladığımız etleri de sonradan su ile buluşturuyoruz ve müşteriye veriyoruz” dedi.

Faydaları saymakla bitmez

Sarımsak, elma sirkesi ve limon suyu ile çorbayı daha da sağlıklı hale getirmek için müşteriye sunduklarını belirten Avcı, “Birebir doğal, insan vücuduna birebir şifa. Bir de masada bulunan malzemelerimiz var doğal sarımsak, elma sirkesi ve limon suyu. Müşteri hangisini isterse onu katıyor. Onlar da ayrı bir ilaç. Baştan aşağı burada ilaç satıyoruz. Soğuk algınlığı, grip, nezle, dizdeki Sıvı kaybı, kireçleme oluyor ona iyi geliyor, dirsekteki, Omuzdaki Sıvı kaybı, kırıklara, çatlaklara, hepsine ilaç. Bir de bir yaşından büyük bebeği olanlar geliyorlar, kazanda kaynamış kemik suyundan, saf suyundan paketler halinde veriyoruz. Bebeğin mamalarına, yiyeceklerine katıyorlar. Kemik gelişimine, çocuk gelişimine birebir. Tamamen her yaş için bir özelliği var. Her yaş için bir faydası var” şeklinde konuştu.

İşkembe çorbası da mevcut

Mercimek ve işkembe çorbası da yaptıklarını dile getiren Avcı, “Soyulmuş işkembe getirttiriyoruz Erzurum'dan. Kendimiz temizliyoruz, kendimiz yapıyoruz, ona kemik suyu da veriyoruz paça suyu ile işkembe eti birleştiriyoruz, Onun da ayrı bir hastaları var ayırttırıyorlar akşam veya sabah geleceğiz diye paçaya göre biraz daha az alıyorum onu biraz zor şartlarda çalışıyoruz zor buluyoruz o yüzden malzemelerimizi günden güne de zorlaşıyor. Kış aylarında biraz sıkışıyoruz ama devam ettirmeye çalışıyoruz. Öğrenme sürecini hem de doğrayarak başladım işkembeyi pişirdim onu temizlemeye başladım sonra ayıkladım kemikleri etinden ayırmaya başladı suyundan malzemesini dökmeye başladım çorbasını yapmaya başladım. Şu anda bütün her şeyi ben yapıyorum içeride işkembe temizliyorum. Her şey bana ait 24 saat açığız gece patron geliyor sabaha kadar sabah ben geliyorum iki kişi çalışıyoruz yalnız olduğum için evlere servis yapamıyoruz fakat paket servisimiz var müşterilerimiz gelip buradan alıp götürebiliyorlar yakınlara götürebiliyorum uzaklara gidemediğim için gelip kendileri alıyorlar” ifadelerini kullandı.

Gençlere paça çorbası önerisi

Paça çorbasını her yaştan insana tavsiye eden Avcı özellikle gençlerin tüketmesi gerektiğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Her yaştaki müşterilerime tavsiye ediyorum. Paça kültürü günden güne azalıyor ilk başladığımda dedeler torunlarını babalar çocuklarını getiriyordu alıştırıyordu işkembeye kemik suyuna şimdi yok şimdi gelsin hep fast-food hiç tavsiye etmiyorum onları Ben hazırlayacağım onlara paça işkembe deyince ayrı bu gözle bakılıyor kötüymüş gibi ama hiç alakası yok üstüne basa basa belirtmek istiyorum hiç alakası yok. Ben yapıyorum ilk önce ben içiyorum ondan sonra müşterilerime veriyorum. İğrenilecek hiçbir şey yok kemik suyundan yoğurt çorbası olarak yapıyoruz. Zaten çoğu müşterilerimize tavuk suyu diye alıştırdık çok sevdikten sonra paça çorbası olduğunu söyledim iğrenilecek hiçbir şey yok tamamen temiz tamamen doğal gönül rahatlığı ile içebilirler.”

Ayşe ÖZDER