SİYASET

“Müslümanlar uyanmadan yeryüzüne huzur gelmez”

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan “Müslümanlar Uyanmadan Yeryüzüne Huzur Gelmez” başlıklı bir açıklama yayınladı

Abone Ol

Dünyada adelet olması için Müslümanların Haçlı-Siyonist ittifakının oyunlarını görmesi gerektiğini belirten Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan “Müslümanlar çok yönlü bir hileyle karşı karşıya bulunuyorlar. Aslında Haçlı-Siyonist ittifakının hilelerini görmek çok zor değil. Yeter ki, içine sürüklendiğimiz uykudan uyanalım. Sergilenen ikiyüzlülükler, dost görünenlerin oluşturduğu düşman cephesinin farkına varmak için eğer okumayı tamamen unutmamış isek biraz olsun neler oluyor sorusunun cevabını araştırdığımızda, bunun da ötesinde günlük gazetelerde neler var, dünyada neler oluyor gözüyle baktığımızda sergilenen tüm münafıklıkları görmek ve anlamak mümkün” şeklinde konuştu.

Soydan yapan açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Yeryüzünde adaletin hâkim olması, huzur ve barışın yerleşmesi için öncelikli olarak Müslümanların Haçlı-Siyonist ittifakının oyunlarını görmesi ve karşı tedbirler geliştirmesi gerekiyor. Kısacası uyanmamız şart. Uyanamadığımız sürece Haçlıların parasını bizden aldıkları savaş araç ve gereçlerini Siyonistlere bize karşı kullandırıyorlar. Müslümanlar çok yönlü bir hileyle karşı karşıya bulunuyorlar. Aslında Haçlı-Siyonist ittifakının hilelerini görmek çok zor değil. Yeter ki, içine sürüklendiğimiz uykudan uyanalım. Sergilenen ikiyüzlülükler, dost görünenlerin oluşturduğu düşman cephesinin farkına varmak için eğer okumayı tamamen unutmamış isek biraz olsun neler oluyor sorusunun cevabını araştırdığımızda, bunun da ötesinde günlük gazetelerde neler var, dünyada neler oluyor gözüyle baktığımızda sergilenen tüm münafıklıkları görmek ve anlamak mümkün.

Söz gelimi dünkü birkaç gazeteye bir göz attığımızda bizim ABD'den isteyip parasını ödediğimiz savaş uçaklarının İsrail'e ücretsiz verilmiş olduğu haberi bile yeryüzünde yaygın olan İslam ve Müslüman düşmanlığını görmek mümkün. Bir başka gazetede yer alan, "Mülteci kampında İsrail katliamı" başlıklı haberde Batı Şeria'daki mülteci kampına yönelik İsrail'in havadan ve karadan saldırılarında kullandığı uçakların da parasını verdiğimiz halde bize verilmeyen, vermeleri için ileri sürülen şartları kabul etmemiz gerektiğini hatırdan çıkarmamamız gerekiyor. Bu arada yeryüzünde her gün akan kan, dökülen gözyaşı varsa, bunun sorumlularının Haçlı-Siyonist ittifakı olduğunun bilinmeyen bir yanı kalmadı. Bunun ötesinde Haçlı-Siyonist ittifakının Müslümanlara karşı terör örgütlerini kullandığı, ne yazık ki, bunun finansmanında da Müslümanların kullanıldığı, bir bakıma Müslümanların katlinde kullanılan her türlü silahın parasının da Müslümanlardan alındığı sim gerçeği karşısında hiç olmazsa bundan sonra kendi kedimizi sorgulamanın zamanının gelip geçmekte olduğunu gördüğümüzde sanıyorum öncelikli olarak artık şu gavur hayranlığından kurtulmamız gerektiğini anlarız. Çünkü İslam dünyası celladına aşık bir idam mahkumu görüntüsünden kurtulmak durumunda. Bu gafletten kurtulmak için harekete geçmediğimiz sürece, zalimlere kızmanın bir işe yaramadığı ortada.

Bu arada sanıyorum özellikle Akdeniz'de yaşanan mülteci cinayetlerinin hatırlanması da gerekiyor. Kisa bir süre önce Akdeniz'de ölüme itilen 500'ü aşkın mültecinin de Müslüman olduğu, bu insanları ölüme Yunan Sahil Güvenlik güçlerinin attığı, Fransa'da polis tarafından öldürülen 17 yaşındaki gencin de Müslüman olduğunu hatırladığımızda sanıyorum söylediklerimizin bir temele oturduğu anlaşılır. Bu arada İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırı ve cinayetlerinin devam edip geldiği ve bu cinayetler karşısında medeni(!) Batı'nin bir kınama açıklaması bile yapamadığı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu konuda bir karar alıp uygulamaya koyacak yetkisi olmadığı da düşünüldüğünde dünyanın zalimlerin hükümranlığına terk edildiği kolayca görülür.

Yine dünkü gazetelerde yer alan bir başka haberde İngiliz askerlerin Afganistan'daki askeri operasyonlarda 2010-2013'te gerçekleşen en az 30 şüpheli olayda 80'den fazla Afgan sivilin katledildiği bilgisi birlikte değerlendirildiğinde yeryüzünde nerede bir karışıklık ve katliam varsa, karışıklığı çıkartan ve katliamı yapanların Haçlılar, katledilenlerin Müslüman olduğunu söylemek yanlış olamayacaktır. Sonuç olarak uzun lafın kısası artık sadece Haçlı-Siyonist ittifakından şikâyet ederek zulmü önlememizin mümkün olmadığının farkına vararak, tüm Müslümanlar birlik oluşturma.”

Ayşe ÖZDER