Heyelanın ardından bölgeye giderek incelemelerde bulunan uzmanlar, tehlikenin sadece Petek Köyü ile sınırlı kalmayacağını ve Murgul merkezinin de ciddi bir risk altında olduğunu belirtti.
Bölgeyi yerinde inceleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Murgul İl Genel Meclis Üyesi Melik Kalyoncu, eski muhtar Ersin Toplu ve Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, yaptıkları değerlendirmelerde maden faaliyetleri sona erdikten sonra tünellerin içinin doldurulmadığını ve bu durumun ciddi bir risk oluşturduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, heyelanın temel sebebinin tünellerin doldurulmaması olduğunu belirterek, "Bu tünellerin içi doldurulmadı. Bölge, yoğun yağış alan bir coğrafyada yer alıyor ve yağışlarla birlikte tüneller suyla dolmuş durumda. Biriken su, büyük bir ağırlık ve basınç oluşturuyor. Bu da aşağıya doğru kütle hareketini engellemeyi zorlaştırıyor" dedi.
Kurdoğlu, tünellerin uzun yıllar boyunca boş kaldığını ve bu durumun heyelan riskini arttırdığını belirterek, "Burada 2008'de madencilik faaliyetleri başladı. 2011 yılından itibaren yer altı madenciliğiyle devam etti. 2018'de bu faaliyetler sona erdi ancak tüneller kapatılmadı. Bu, büyük bir hata. Biriken suyun ağırlığı arttıkça toprak hareketleniyor ve büyük bir heyelan meydana geliyor" ifadelerini kullandı.
Bölgede yapılan arıcılık faaliyetlerinin de ciddi zarar gördüğünü belirten Kurdoğlu, "Heyelan nedeniyle 100'e yakın arı peteği yok oldu. Bu durum bölgenin ekosistemine de büyük zararlar veriyor" dedi.
Kurdoğlu, heyelan nedeniyle Kabaca Deresi'nin tıkanabileceğini ve bunun ciddi bir su baskını tehlikesine yol açabileceğini söyledi: "Bölgedeki heyelan sadece burada kalmayacak. Kabaca Deresi'nin tıkanmasıyla birlikte geride büyük bir su kütlesi birikebilir. Eğer bu birikinti aniden boşalırsa, sadece Akarşen Mahallesi değil, Murgul merkezi de büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilir."
Murgul İl Genel Meclis Üyesi Melik Kalyoncu, bölgenin ekolojik ve tarımsal önemi nedeniyle yaşanan felaketin daha da büyük bir kayıp olduğuna dikkat çekti. Kalyoncu, " Burası, geçmişte tarımın bile yapıldığı, oldukça eskiye dayanan bir bölgeydi. Arıcılık popülasyonu ve ekosistemi, arıcılığa çok uygun olan bir bölge burası. Kabaca balı çok kıymetli bir baldır. Ayrıca, bu bölge endemik türler bakımından yoğun olup, kimyasalların bulunmadığı, doğal bir alan olarak arıcılık için son derece önemliydi. Ancak maalesef, Cengiz İnşaat'ın buraya girmesiyle birlikte madencilik faaliyetleri başlamış ve yer altında tünellerle maden çıkarılmaya başlanmıştır.
Maden çıkarılırken, harfiyatın dökülecek bir sahası olmadığı için, bu alanda döküm sahası oluşturulmuştur. Bu döküm sahası ve tüneller içinde oluşan çatlaklar nedeniyle aşırı yağmurlar tünelin içini doldurmuş ve döküm sahasında çatlaklar meydana gelerek, sonunda heyelan oluşmuştur. Buradaki heyelan, Murgul'u da tehdit etmektedir. Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü'nün verdiği bilgiye göre tehlike devam ediyor. Aşırı ısınmalardan dolayı kar erimeleri ve dere kabarmalarından kaynaklanan riskler var. Bu risk, sadece Salkaya Mahallesi'ni değil, Murgul ilçesini de tehdit etmektedir" dedi.
Kabaca Köyü eski muhtarlarından Ersin Toplu ise bölgedeki yıkımın büyük olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Burası aslında dere yatağı olup, Petek Köyü sınırları içerisinde yer alıyor; ancak fiziki olarak Kabaca Köyü'nün Salkaya Mahallesi'ni de ilgilendiriyor. Biz köylü çocuğuyuz ve dağ köylüsüyüz. Burada ikamet ediyoruz, özellikle yaz aylarında tarımla uğraşıyoruz. Geçmişte hayvanlarımız vardı ve bu bölgeye, diğer taraflara da gidiyorduk. Dolayısıyla burayı iyi biliyoruz. Buradaki heyelan yaklaşık iki aylık bir süreçte meydana geldi. Artvin coğrafyasını az çok bildiğim için ve geçmişte de benzer örnekler yaşandığından, açıkçası buraya gelmek istemedim. Gerçekten korkunç bir manzara var. Aynı zamanda insan sağlığını etkileyecek çok büyük bir tehlike söz konusu."
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ise Artvin halkının yıllardır madenciliğe karşı mücadele ettiğini belirterek, "Cengiz İnşaat, burada açık ocak madenciliği yerine galeri madenciliği yapılacağını söylemişti. Ancak bilim insanların uyarılarına rağmen bu felaket yaşandı. Bugün burada gördüklerimiz, gelecekte daha büyük felaketlerin habercisi olabilir. Artvin halkı olarak bu vahşi madencilik faaliyetlerinin derhal durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.