20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali kapsamında Artvin’de özel bir gösterim ve söyleşi programı düzenlendi. Festival çerçevesinde, “Maden” adlı kısa film Artvinli sinemaseverlerle buluştu.
Yeşil Artvin Derneği Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, Maden filmin gösterimi yapıldı.
Gösterimin ardından filmin yönetmeni, senaristi ve oyuncularının katılımıyla bir söyleşi düzenlenerek izleyicilerle buluşuldu.
Söyleşide, filmin üretim süreci, işçi emeği ve emek mücadelesinin sinemaya yansımaları ele alındı.
Katılımcılar, hem filmle ilgili merak ettikleri soruları yöneltme fırsatı buldu hem de emek temalı sinemanın toplumsal etkileri üzerine görüşlerini paylaştı.
Artvin Halk Evi iş birliğiyle gerçekleştirilen ve Artvin özel gösterimi olarak düzenlenen etkinlik, izleyicilerden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamındaki tüm gösterimlerin ücretsiz olması da katılımı artıran önemli etkenlerden biri oldu.
Festival tertip komitesi adına konuşan Uğur Karakuş, 20 yıldır emek, dayanışma ve toplumsal mücadele temalarını sinema aracılığıyla görünür kıldıklarını belirterek, “Bu festivalde tüm gösterimleri ücretsiz yapıyoruz. Yönetmenlerimiz ve oyuncu arkadaşlarımız büyük bir dayanışma gösteriyor. Geçen yıl Art Film’de ayrı bir program yapmıştık. Bu yıl ise mekân sıkıntıları nedeniyle Reşit Kibar’a ithafen çekilen ‘Maden’ filminin gösterimini Artvin’de gerçekleştirmek istedik. Katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Filmin çıkış noktasına değinen Maden Filmi Senaristi Avukat Haktan Özkan ise, “Dünyada ve Türkiye’de çok az örneği bulunan çevre cinayetlerinden biri bu bölgede yaşandı. Reşit Kibar’ın öldürülmesi, filmin senaryo fikrinin temelini oluşturdu” ifadelerini kullandı.
Trabzon’daki gösterimlerde filmin gerçekçiliğine yönelik sorularla karşılaştıklarını aktaran Özkan, yaşanan adli süreci örnek göstererek şunları söyledi: “Reşit Kibar 3 Eylül’de öldürüldü. 5 Eylül’de dosya hakkında gizlilik kararı alındı. İddianame Ocak ayında tamamlandı. Bu süreçte defalarca Borçka Adliyesi’ne gittik. Savcıyla görüşme hakkımız olmasına rağmen bizimle görüşmekten kaçınıldı. Buna karşın, dosyanın geldiği aşamadan savcının şirket yetkilileriyle çeşitli görüşmeler yaptığını anlıyoruz.”
Özkan, filmin temel amacının yalnızca bir cinayeti anlatmak olmadığını vurgulayarak, “Maden projelerinde ve çevrenin yağmasına yol açan uygulamalarda hukukun sorumluluğunu, görevini yerine getirmeyen ya da sürece dolaylı katkı sunan mercileri görünür kılmak istedik. Yıllardır bölgede yaşanan çevre mücadelelerinde yargıyla kurulan ilişkiyi, bir ölüm vakası üzerinden daha derin ve çarpıcı bir biçimde anlatmayı hedefledik” dedi.
20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, emek, dayanışma ve toplumsal mücadele temalarını sinema aracılığıyla görünür kılmaya devam ediyor.