Borçka Cankurtaran mevkiinde yapılması planlanan orman parkı projesine karşı çıkan Dursun Ali Koyuncu, geçen yıl silahlı saldırıya uğrayarak Reşit Kibar’ın hayatını kaybetmesine sebep olan olayda gösterdiği tepkiler nedeniyle 90 gün tutuklu kalmıştı. Bugün ise, çevre hakkı mücadelesinin simgelerinden biri haline gelen Koyuncu’ya yönelik açılan ceza davasının ilk duruşması, Hopa 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Dursun Ali Koyuncu, 7 Eylül 2024’te halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, kamu görevlisine hakaret etmek, görevi yaptırmamak için direnmek ve kamu malına zarar vermek gibi suçlamalarla tutuklanmıştı. Koyuncu’nun tutukluluğu 3 ay sürdükten sonra 6 Aralık 2024’te serbest bırakıldı. Bugün saat 10.00’da, Hopa 1.Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davasının ilk duruşması gerçekleşti. Yapılan duruşmada Koyuncu’nun suçlamalarıyla ilgili savunmalar yapıldı.
Davanın bir sonraki duruşmasının 22 Nisan 2025 tarihine yapılmasına karar verildi.
Davanın ardından Adliyenin önünde yapılan basın açıklamasında konuşma yapan Avukat Haktan Özkan, Dursun Ali Koyuncu’nun gözaltına alındığı yerin mahkemeye sadece 500 metre mesafede olduğunu ancak ifadesinin alındığı yerin Artvin olduğunu belirtti. Koyuncu'nun, yıllardır Doğu Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilen talan projelerine karşı çıktığı için tutuklandığını ve özgürlüğü için verilen mücadelenin süreceğini vurguladı. Özkan, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Bu dosyada Dursun Ali Koyuncu’nun gözaltına alındığı yer buraya 500 metre mesafedeydi. Fakat ifadesini burada almak yerine müvekkilimizi gece yarısı bir operasyon ile Artvin’e kaçırdılar. Bugün burada bu yargılamayı yapanlara müvekkilimizi segbis aracılığı ile bağladılar ve müvekkilimizin ifadesini bu şekilde aldılar. Müvekkilimiz tutuklandı yetmedi Artvin cezaevinden bir gece yarısı Kars’a gönderildi. Biz aylarca Kars’a gittik, geldik bu dosya için Dursun Ali Koyuncu’nun özgürlüğü için mücadele ettik. Bugün gelinen noktada mahkeme salonunda da az önce ifade ettik, bu dosya hazırlanmış bir dosyadır.
Müvekkilimiz sanık değildir. Müvekkilimiz yıllardır Doğu Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilmek istenen bütün talan projelerine karşı çıktığı için Hopa, Borçka, Rize ve Trabzon halkı ile mücadele ettiği için tutuklanmıştır. Aynı zamanda 3 Eylül 2024 tarihinde Reşit Kibar’ı öldürenlerin kimliklerini bürokrasi ile ilişkilerini devlet görevlilerin ihmallerini küfrettiği için tutuklanmıştır. Tek maksatları Dursun Ali Koyuncu’yu 90 gün daha konuşturmamaktır. Fakat biz 90 gün boyunca mücadelemize devam ettik. Önce Dursun Ali Koyuncuyu arkadaşımızı aldık şimdide arkadaşımızın sanık olmadığını arkadaşımızın bir operasyon ile buralara getirildiğini bu mahkeme salonunda ifade ettik. Buradan bir mesaj göndermek istiyoruz Reşit Kibar dosyasında bir iddianame geldi ayalar sonra. Bu iddianameye göre biz anlıyoruz ki olay günü şirketin tetikçisi ve yardımcısı oraya sanki gökten zembille indirilmişler sanki bu cinayetin işlenmesinde şirketin sahiplerinin parmağı yokmuş gibi bir iddianame düzenlendi. Bu iddianame doğrultusunda Reşit Kibar’ın öldürülmesinden dolayı Muhammet Ustabaş kasten öldürmeden yargılanıyor. Fikret Merttürk Reşit Kibar kasten öldürme fiiline yardım etmekten yargılanıyor. Adı geçen şahıs değil şirketin sahibi başta olmak üzere görevini ihmal eden kamu görevlileri dahil olmak üzere ne yazık ki bu suça iştirak etmişlerdir. Cankurtaran Borçka’da talan olmasın, yağma olmasın diye mücadele ettikleri için öldürüldüler, yaralandılar, tutuklandılar ve yargılanıyorlar. Ama esas yargılanması gerekenleri layıki ile yargılamaktan uzak duran bütün yetkililere sesleniyoruz biz bu cinayetin peşinde olacağız. Bütün sorumlular ortaya çıkarılana kadar Borçka ve Hopa halkı ile mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Hopa halkı adına yapılan açıklamalarda ise, Atakan Aslıbey, Dursun Ali Koyuncu’nun yargılanmasının, doğayı ve yaşam alanlarını savunanların davası olduğunu ifade etti. Aslıbey, “Aslında bu dava Dursun Ali nezninde doğasını ve yaşam alanlarını savunanların davasıdır. Bu dava Bolu’da ihmal sonucu ölenlerin davasıdır. Çünkü bürokrasi, devlet görevini yapmadığı sürece bizler doğamızı savunduğumuz için her an her yerde katledilebiliriz. Bizler aslında bunun önüne geçebilmek için mücadele ediyoruz. Bugün gelinen noktada aslında Reşit Kibar’ın katillerini yargılanması gerekirken bugün yargılananlar doğasını ve yaşam alanlarını savunanlar oluyor. Reşit Kibar’ın katledilmesini aylar geçmesine rağmen iddannameyi yeni hazırlayan ve gizlilik dosyasını kaldırmayan savcılar ve hakimler arkadaşlarımızı yargılıyor. Aslında hukuk açıkça zenginin yanındayım bu talanın yanındayım diyerek tarafını belli ediyor bizde bu tarafın karşısında mücadele etmeye doğamızı ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.