Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte Artvin halk pazarında fiyatlar vatandaşların cebini yakıyor. Sebze, meyve, bakliyat ve temel gıda ürünlerindeki artış, özellikle emekli yurttaşları derinden etkiliyor. Pazar tezgahlarında kışlık ürünlerin yerini almasına rağmen fiyatların yüksekliği, alışverişe gelen vatandaşların tepkisine neden oluyor. Pazarda mikrofon uzatılan birçok kişi, artan yaşam maliyetleri karşısında emekli maaşlarının yetersiz kaldığını belirterek geçim sıkıntısından yakındı.

Artvin’de her hafta kurulan halk pazarı, son aylarda hem satıcıların hem de alıcıların ortak derdine sahne oluyor: alım gücünün düşmesi. Pazara alışveriş için gelen vatandaşlar, fiyatların neredeyse her hafta arttığını, maaşların ise yerinde saydığını ifade etti. Özellikle emekliler, “Bir fileyi doldurmak bile lüks haline geldi” diyerek yaşadıkları ekonomik zorlukları dile getirdi.

PTT’nin 185. Yılına Özel Kutlama
PTT’nin 185. Yılına Özel Kutlama
İçeriği Görüntüle

Gündem Artvin’e konuşan bir emekli, geçmişle bugünü karşılaştırarak yaşadığı geçim sıkıntısını şu sözlerle anlattı:

“150 lira fasulye, 80 lira domates, maaşlar sıfır... Sekiz maaş alanla gider kalemi artmıyor da, asgari ücret yükselince mi gider kalemi artıyor? Ben 30 sene çalıştım, 26 sene iş makinesi kullandım. Emekli olduğumda o kötülükleri Ecevit vardı ya, Allah makamını cennet etsin, o Ecevit döneminde 2,5 asgari ücret alıyordum. Şimdi ise bir asgari ücretin biraz farklisini alıyorum. O zaman evimizi geçindiriyorduk, çocuğumuzu okutabiliyorduk. Şimdi pazara çıkınca ne alacağımızı düşünüyoruz. Her şey ateş pahası, maaşlar yetersiz.”

Pazarda aynı sıkıntıları yaşayan bir başka emekli kadın, kış öncesi hazırlıklarını bile yapamadığını belirterek çaresizliğini dile getirdi:

“Kışlıkları almaya çalışıyoruz ama alamıyoruz. Ben emekliyim, maaşım belli. Fiyatlar çok pahalı. Soğan, patates, fasulye... Hepsi el yakıyor. Kışa hazırlık yapmamız lazım ama elimiz kolumuz bağlı. Sonumuzu hayır görmüyorum ama inşallah düzelir diye ümit ediyoruz. Artık pazara gelmek bile insanın içini karartıyor. Eskiden torbamız dolu çıkardık, şimdi üç şey alıp dönüyoruz.”

Artvin halk pazarında sadece vatandaşlar değil, esnaflar da zorluk çekiyor. Satışların azaldığını belirten bir simit satıcısı, işlerin durgunluğundan yakındı:

“İşler durgun abi. 50-60 tane ancak satabiliyorum. Eskiden 150 tane satıyordum, şimdi düştü. İnsanlar artık simit bile almadan geçiyor. Herkes hesabını kitabını yapıyor. Eskiden çocuklara, torunlara simit alırlardı, şimdi o da lüks oldu. Allah sonumuzu hayır etsin.”

Pazarda gözlenen tablo, ülke genelinde yaşanan ekonomik daralmanın küçük bir yansıması. Artvin gibi küçük ve dağlık bir şehirde, ulaşım maliyetleri, nakliye giderleri ve üretim masraflarının artması da fiyatların yükselmesine neden oluyor. Pazarcılar, “Biz de yüksek fiyata alıyoruz, düşük fiyata satamıyoruz” diyerek kendilerini savunuyor. Üreticiler ise mazot, gübre ve yem fiyatlarındaki artıştan şikayetçi.

Vatandaşların cebini yakan fiyatların bazı örnekleri ise şöyle: bir kilo kuru fasulye 150 lira, domates 80 lira, biber 100 liraya kadar çıkıyor. Meyve fiyatları da benzer şekilde yüksek; elma 50 liradan, mandalina 60 liradan satılıyor. Temel gıda maddeleri dışında kışlık sebzelerde de fiyatlar el yakıyor.

Emekliler, özellikle son aylarda artan faturalar, kira bedelleri ve gıda fiyatları karşısında maaşlarının eridiğini dile getiriyor. Artvin’de ortalama bir emekli maaşıyla ay sonunu getirebilmek neredeyse imkânsız hale gelirken, birçok kişi artık pazara listeyle değil, “ne kadar alabilirsek” düşüncesiyle çıkıyor.

Pazarda tezgâhların önünde uzun uzun fiyat etiketlerini inceleyen vatandaşların yüzündeki ifadeler, yaşanan ekonomik tabloyu en net şekilde yansıtıyor. Kimisi poşetini yarı dolu, kimisi ise boş ellerle pazardan ayrılıyor. “Eskiden pazara gezmeye giderdik, şimdi dertlenmeye gidiyoruz” diyen bir vatandaşın sözleri, Artvin halkının içinde bulunduğu durumu özetliyor.

Artvin halk pazarı, bir zamanlar şehrin renkli, neşeli buluşma noktalarından biriydi. Ancak artık o renklerin yerini endişe, hesap ve umut dolu bakışlar aldı. Vatandaşın ortak dileği ise aynı: “Fiyatlar düşsün, maaşlarımız nefes aldıracak hale gelsin.”

Muhabir: Ali Eray ÇELİK