Artvin’in kıyıdaki güzel ilçesi Hopa, yalnızca doğasıyla değil; içinde barındırdığı güçlü, dirençli ve umut dolu insanlarıyla da özel bir yer. Bu insanlardan biri de, son dönemde hem yaşama bağlılığıyla hem de iyilik dolu kalbiyle herkesin gönlünde yer edinen Nurgül Güngör Bağdatlı. Onun hikâyesi, bir kadının hastalıkla mücadelesini, insanlara umut olma çabasını ve içinden iyilik taşan bir yolculuğu anlatıyor.

Geçtiğimiz yıl Aralık ayında, 4. evre meme kanseri teşhisi konduğunda hayatı bir anda değişti Nurgül Güngör Bağdatlı’nın. Tedavisi Ankara’da başladı, ancak teşhisin hemen ardından metastaz nedeniyle ciddi bir beyin ameliyatı geçirdi. Süreç kolay olmadı; hem fiziksel hem de ruhsal olarak ağırdı. Ama o, yılmadı. Umudunu kaybetmedi, çevresine örnek olacak kadar güçlü durdu.

“Bir buçuk yıldır tedavi görüyorum. Her 21 günde bir kemoterapi alıyorum. Zor bir süreçti. Asla kolay olmadı. Umudumu hiç kaybetmemeye çalıştım ama elbette çok zorlandım. Yoruldum. Düştüğüm çok zaman oldu ama kalkmayı bildim” diyor Nurgül Güngör Bağdatlı, gözlerinin içindeki parıltıyla.

“Hopa'da Umudu ve Dayanışmayı Büyüttük” “Hopa'da Umudu ve Dayanışmayı Büyüttük”

Whatsapp Görsel 2025 04 09 Saat 13.54.02 6Cd7B69EBu zorlu süreçte yalnız değildi. Ailesi, akrabaları, arkadaşları hep yanındaydı. “Ekonomik anlamda bir sıkıntım yoktu belki ama çevremdeki insanların sevgisi, manevi desteği beni hayatta tuttu” diyor. En büyük manevi destekçilerinden birinin “elti” diye tanımlanan ama kendisinin “kardeşim” dediği yakını olduğunu dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

“Benim bu kadar çevrem olduğu hâlde bu kadar zorlanıyorsam, hiç kimsesi olmayan insanlar ne yapıyor diye düşündüm hep. Kalbim onlar için attı. Sadece kendim için değil, başkaları için de yaşamaya başladım.”

Bir noktadan sonra yaşadığı sürecin ruhuna ağır gelmeye başladığını söyleyen Nurgül abla, kendine iyi gelen bir şeyler aramaya başladı. Bu arayış onu hobilerine yöneltti. Terapi niyetine el emeğiyle kalıplar, figürler yapmaya başladı. Renkli, neşeli, umut veren küçük objelerdi bunlar. İlk zamanlarda bunları yakın çevresine hediye olarak veriyordu. Ama kısa sürede bu küçük el işleri büyük bir anlam kazandı.

Her figür, onun hayata tutunuşunun bir simgesi haline geldi. Bir yandan kendi içindeki karanlığı aydınlatırken, bir yandan da bu çalışmalarıyla başkalarına da ışık olmak istiyordu. Bu düşünce onu bir karar almaya götürdü.

Whatsapp Görsel 2025 04 09 Saat 13.54.01 900Ce7A2Nurgül Güngör Bağdatlı, yaptığı kalıp ve figürleri hiçbir ticari kazanç gözetmeden, SMA hastası çocuklara destek sağlamak için kullanmaya karar verdi. Ürünleri satarak elde edilen tüm geliri doğrudan bir SMA hastası çocuğun hesabına aktaracak. Bu süreçte arkadaşları da yanında olmuş, bu iyilik hareketine omuz vermişler. Bağdatlı bu süreci şu şekilde anlattı:

“Her gün SMA ile mücadele eden çocuklar ve onların anneleri gözümün önünden gitmiyor. Onlara yardım edebilmek, acılarını bir nebze azaltabilmek için böyle bir karar aldım. Bu işin manevi hazzı, bana ilaç gibi geliyor. Yaşamın içinde gerçekten iyileştiren şeyin paylaşmak olduğunu anladım.”

Bugünlerde hem hastalıkla mücadelesini sürdürüyor hem de el emeği göz nuru figürlerini üretmeye devam ediyor. Her yeni figür, onun bir çocuğa umut olma çabasıyla şekilleniyor.

Şimdilerde yaptığı ürünleri tanıtıyor daha fazla insana ulaşmayı hedefliyor. En büyük isteği ise bu iyilik hareketinin daha geniş kitlelere ulaşması. Bağdatlı Artvin halkına seslenerek “Sizlerden ricam, yaptığım ürünleri paylaşmanız, destek olmanız. Bir figür bile bir çocuğun hayata tutunmasına vesile olabilir” dedi.

Nurgül Güngör Bağdatlı’nın hikayesi, aslında hepimize şu soruyu sorduruyor: “Hayatta başımıza ne gelirse gelsin, biz başkaları için ne yapabiliriz?” O, yaşadığı ağır süreci bir umuda dönüştürmüş, kendi acısından iyilik üretmiş bir kadın.

Editör: ALİ ERAY ÇELİK