Diyetisyen Tekin, yaptığı açıklamada kanser hastalarında hem hastalığın kendisinin hem de uygulanan tedavilerin beslenme bozukluğuna yol açtığını ifade etti. Bu bozukluğun gelişmesinin ve derecesinin tedaviden alınan yanıt, hastanın hayat kalitesi ve sağ kalım ile yakından ilişkili olduğunu ekledi.

Tekin, şöyle örnek verdi: “Bu hastalarda gelişen malnütrisyon, bağışık yanıtını bozar,  yara iyileşmesini geciktirir,  ciddi enfeksiyonların gelişmesine zemin hazırlar ve uygulanan tedavilerin yan etkilerine karşı toleransı azaltır.”

Vitaminlerin bağışıklık fonksiyonuna etkisinden söz eden Tekin, şöyle anlattı:

“A vitamini: Balık, karaciğer, yumurta sarısı, havuç, patates, balkabağı, ıspanak ve kayısI da  bulunan A vitamini nötrofil olgunlaşmasını kontrol eder. Vitamin A eksikliğinde; solunum yolu enfeksiyonlarına, diyare ve şiddetli kızamıklara neden olur. Enfeksiyona duyarlılık artar.

Soğuk Havaların Vazgeçilmez İçeceği “Ihlamur” Soğuk Havaların Vazgeçilmez İçeceği “Ihlamur”

D vitamini: Düşük D vitamini sahip bireylerin, solunum yolu viralenfeksiyon riskleri daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Okul çağındaki Japon çocuklara 4 ay boyunca vitamin D takviyesi yapılmış ve influenza riskinin yaklaşık % 40  azaldığı  görülmüştür. Yüksek D vitamini içeriği olan besinlere örnek olarak;morina yağı, somon, uskumru, sardunya, yılan balığı, sığır karaciğeri veyumurta sarısı verilebilir.

E Vitamini: E vitamini, immün yanıtı korumak, hatta arttırmakla görevlidir.”

Probiyotik ve prebiyotiklerin, bağışıklık fonksiyonuna etkisinden söz eden Tekin, şöyle anlattı:

“Fiziksel bir bariyer oluşturmanın yanı sıra, probiyotik bakterilerin metabolizmasının ürünlerinden bazıları, patojenlerin büyümesini doğrudan engelleyebilir. Probiyotik bakteriler ayrıca patojen bakterilerle besin maddeleri için rekabet eder. Bazı probiyotik organizmalar doğuştan gelen bağışıklığı (özellikle fagositoz ve doğal katil hücre aktivitesi) artırdığı görülmektedir.”

Tekin, immünnütrisyon kavramı hakkında, “Standart beslenme ürünleri; Arjinin, Glutamin, OMEGA-3 Yağ Asitleri ile zenginleştirilir ve modifiye edilirse o besinlere immünnütrientler denir. Enfeksiyonu kontrol ettiği,hastanede kalış süresini ve ölüm ortalamasını azalttığı saptanmıştır” dedi.

Tekin, şunları anlattı:

“Arjinin: Kollajen sentezini artırarak yara iyileşmesine katkıda bulunmaktadır.

Arjinin Kaynakları: Dana eti , Nohut, Dana pirzola ,Somon,Yer fıstığı ,Badem , Yumurta,Ceviz, Fındık, Susam, Ayçiçeği, Esmer Pirinç, Kuru Üzüm, Hindistan Cevizi, Badem, Kaju, Tahıllar, Tavuk, Çikolata, Mısır, Yulaf zengin arginin kaynaklarıdır.

Glutamin: Antioksidan olan glutatyonun öncül maddesidir. Sağlıklı kişilerde kas dokusunda bolca bulunur. Strese yanıt olarak vücutta glutamin ihtiyaci artar. Destek yapılmazsa kas dokusunda yıkım başlar. Enerji kaynağı olduğu için bağırsak fonksiyonlarının korunması yardımcı olur. Glutamin, kemoterapi tedavisi sonrası kanser hastalarının yaşamış oldukları kemoterapi yan etkilerinin iyileşmesine yardımcı olmaktadır ve enfeksiyon kapmaları riskini de azaltmaktadır.

Öte yandan glutamin, yoğun ve ağır antrenmanlar sonucu vücudu aşırı stres altında kalan sporcular için de etkilidir. Çünkü bu gibi yoğun fiziksel stresler, vücuttaki glutamin stoklarının azalmasına neden olmaktadır.”

Glutamin içeren besinler ile ilgili şunları söyledi:

“Kırmızı Et: Sakatat Etleri: Balık ve Deniz Ürünleri: Kümes Hayvanları: Yumurta: Süt ve Süt Ürünleri.

Yeşil Yapraklı Sebzeler: Çiğ olarak tüketilen yeşil yapraklı sebzelerin glutamin değerleri daha da fazladır.

Çünkü glutamin, ısıya karşı dayanıklı olmayan ve yüksek ısı ile karşılaşınca etkisini kaybeden bir amino asit türüdür. 

Buğday, Kinoa, Esmer pirinç, Darı, Kabuklu kuru yemişler, Badem, Antep fıstığı, Ceviz,Kabak çekirdeği, Ay çekirdeği, Fıstık ve fıstık ezmesi.”

OMEGA-3 Yağ Asitleri hakkında, “Omega-3’ün kalp hastalığı ve ani ölüm riskini azalttığını gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Pıhtı oluşum riskini azaltıyor, damar duvarı (endotel) fonksiyonlarını sağlıklı yürümesine yardım ediyor, insülin direnç gelişimini ve kalp yetmezliği riskini azaltıyor. En çok balık, ceviz ve keten tohumunda bulunur” dedi.

Ayşe ÖZDER

Editör: AYŞE ÖZDER