Artvin’in simgelerinden biri olan Kafkasör Yaylası’nın geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir hukuk mücadelesi sonuçlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Ekim 2021 tarihinde imzaladığı ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Artvin Kafkasör Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırlarının daraltılmasına ilişkin karar, Danıştay tarafından iptal edildi. Kararın iptali, bölgedeki çevre mücadelesi açısından tarihi bir kazanım olarak nitelendiriliyor.
Yeşil Artvin Derneği tarafından 2023 yılında açılan dava sonucunda, Danıştay 4. Dairesi söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının iptaline hükmetmişti. Ancak bu iptal kararına karşı maden şirketi, Cumhurbaşkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na itiraz başvurusunda bulunuldu. Türkiye’de idari yargı sisteminde temyiz merci olarak işlev gören bu kurul, 15 Mayıs Perşembe günü Danıştay 4. Dairesi’nin kararını onayladı. Böylece Kafkasör Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi’nin daraltılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı kararı kesin olarak iptal edilmiş oldu. Bu karar, artık başka bir yargı merciine götürülemeyecek kadar kesin nitelik taşıyor.
Yeşil Artvin Derneği Avukatı Bedrettin Kalın, kararın önemine dikkat çekerek yaptığı açıklamada, “Cerattepe bölgesinde madencilik faaliyetinin başlamasından sonraki süreçte maden şirketi aynı zamanda Kafkasör’deki su kaynaklarımıza da el atmıştı. Bununla ilgili ayrı davalar açıldı. 2021 yılında alınan turizm koruma ve geliştirme bölgesinin daraltılması kararına karşı da Danıştay’da dava açtık. Dava sonucunda 4. Daire Cumhurbaşkanlığı kararını iptal etti. Buna karşı yapılan başvuru da Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından reddedilerek karar kesinleştirildi” dedi.
Kalın, madencilik faaliyetlerinin yalnızca Cerattepe ile sınırlı olmadığını vurgulayarak, “Cerattepe’de 32 hektarlık bir alanda maden çıkarılıyor. Ancak bu alanın altına doğru inen galeri sistemleri Kafkasör seviyelerine kadar uzanmış durumda. Şirketin madencilik faaliyetini tüm Artvin coğrafyasına yaymak istediğini başından beri söylüyoruz. Maden ruhsat alanı 4 bin 406 hektar. Bu sadece başlangıçtı. Şirket 32 hektardaki rezervin tükenmeye başlamasıyla birlikte Genya’dan başlayarak Artvin’in üst sınırlarına doğru yeni sondaj girişimlerinde bulundu” diye konuştu.
Sondaj faaliyetlerinin Kafkasör’ü de kapsadığını belirten Kalın, bölgenin turizm alanı olarak ilan edilmesi nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu başvuruları uygun bulmadığını, ancak sonrasında Cumhurbaşkanı’nın ikna edilerek turizm alanının daraltıldığını ifade etti. Kalın, “Kafkasör bölgesinde 96 ayrı sondaj başvurusunda bulunuldu. Bakanlık bunları reddettiği için, turizm bölgesi olan alanı daraltarak sondaj yapılabilir hale getirdiler. Bu iptal kararıyla bu plan boşa düşmüş oldu” dedi.
Artvin halkının ve çevre savunucularının yıllardır sürdürdüğü mücadelenin önemine dikkat çeken Kalın, bu kararın yalnızca bir idari işlemin iptali olmadığını, aynı zamanda bölgenin geleceğini koruma adına kritik bir eşik olduğunu söyledi. “Cerattepe mücadelesi hiçbir zaman bitmedi, bundan sonra da sürecek. Bu karar son dönemde alınmış en önemli kararlardan biri. Çünkü madencilik faaliyetinin Artvin’e yayılmasının önünü kesebilecek bir nitelik taşıyor” ifadelerini kullandı.
Bölge halkının, doğa savunucularının ve hukukçuların yıllar süren ısrarlı mücadelesi sayesinde kazanılan bu karar, yalnızca Kafkasör ve Cerattepe’yi değil, Artvin’in tüm ekosistemini ilgilendiren bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.