Belediye binası önünde toplanan kadınlar, ellerinde taşıdıkları dövizlerle kadına yönelik cinayetlere, taciz ve tecavüzlere tepki gösterdiler. Eylem boyunca ses çıkarmadan durarak, şiddete karşı güçlü bir mesaj verdiler.
Kadınların ellerinde taşıdığı dövizlerde, "Kızlarımızın güvenle gezeceği sokaklar istiyoruz", "Ölmek değil yaşamak istiyoruz", "Sayenizde tesadüfen yaşıyoruz", "Kadın insan erkek insanoğludur", "Ben kırmızıyı canlıyken giymek istiyorum; ölünce kırmızıya boyanmak istemiyorum" gibi sloganlar yer aldı. Bu mesajlar, ülkede her geçen gün artan kadın cinayetlerine ve kadınların sokakta bile güvende hissetmediklerine dikkat çekti.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet, son yıllarda kamuoyunun en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Özellikle kadın cinayetlerindeki artış ve devletin kadın haklarını korumada yetersiz kalışı, büyük bir toplumsal tepki doğurdu. Kadınlar, sadece fiziksel şiddete değil, aynı zamanda cinsel saldırı, taciz, mobbing gibi çeşitli şiddet biçimlerine de maruz kalıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesiyle birlikte, kadın hakları savunucuları daha da büyük endişeler taşımaya başladı.
Protestoda yer alan kadınların, "İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlar mutlu musunuz?" yazılı dövizi, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine duyulan tepkiyi açıkça ortaya koydu. Kadın hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, sözleşmeden çekilmenin kadınların yaşam hakkını tehlikeye attığını savunuyor.
Protestodaki en dikkat çekici mesajlardan biri olan "Ölmek değil yaşamak istiyoruz", Türkiye’deki kadınların sadece hayatta kalma mücadelesi verdiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Her geçen gün medyada yer bulan kadın cinayetleri, toplumda büyük bir öfke ve korku yaratıyor. Kadınlar, yaşam haklarının güvence altına alınmasını ve daha güçlü hukuki önlemler alınmasını talep ediyorlar.
Son yıllarda yapılan birçok protesto, miting ve kampanya, kadın cinayetlerinin durdurulması ve faillerin ağır cezalara çarptırılması çağrısı yaptı. Ancak tüm bu çağrılara rağmen, hala yeterli adımlar atılmadığı için kadınlar, seslerini duyurmak adına her platformda direnmeye devam ediyor.
Eylemde taşıdıkları "Kızlarımızın güvenle gezeceği sokaklar istiyoruz" dövizi, kadınların toplumdaki güvenlik endişesini gözler önüne seriyor. Özellikle gece saatlerinde, kadınlar sokaklarda özgürce yürüyebilmek için temel bir güvenlik talebinde bulunuyorlar. Ancak ne yazık ki, birçok kadın hem kamusal hem de özel alanlarda cinsel taciz ve saldırıya maruz kalma korkusuyla yaşıyor.
Kadınların sesini duyurmak için gerçekleştirdikleri bu tür protestolar, toplumu şiddetle mücadele konusunda daha duyarlı hale getirmeyi ve yetkililerin kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik adımlar atmasını sağlamayı hedefliyor. Kadınlar, artık "ölüm değil yaşam" istiyor ve bu taleplerini her fırsatta dile getirmeye kararlılar.
Türkiye’de kadın cinayetlerine, taciz ve tecavüzlere karşı toplumsal farkındalığı artıran bu tür eylemler, kadınların yaşam hakkını savunma mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Kadınlar, seslerini duyurmak ve haklarını savunmak için sessiz ama etkili bir direniş sergiliyor.