HOPA

Kadın Cinayetlerine Tepki İçin Yürüdüler

Hopalı ve Kemalpaşalı kadınlar, İstanbul'da öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil ile tüm kadın cinayetlerine tepki için yürüdü

Abone Ol

Hopa parkında toplanan Hopalı ve Kemalpaşalı kadınlar, İstanbul’da öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil ile tüm kadın cinayetlerine tepki için Hopa sokaklarından yürüdü.

İstanbul’da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in saldırgan Semih Çelik tarafından öldürülmesinin ardından Hopalı ve Kemalpaşalı kadınların çağrısıyla birçok kadın, Hopa Parkında bir araya geldi. Kadınlar, ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle Hopa sokaklarında yürüdü. Yürüyüşte, cinayetlerle hayatını kaybeden kadınlar anılarak sloganlar atıldı.

Hopalı ve Kemalpaşalı kadınlar adına konuşma yapan Şeniz Aytaş, “Öfkeliyiz, isyandayız! Bu ülkede güvende değiliz! Bu ülkede her yer suç mahalli!” diyerek tepki verdiler.

Aytaş, kadınların güven içerisinde yaşayamadığını belirterek “Kız kardeşlerimiz için ve kendi hayatlarımız için sokaktayız. 4 Ekimde Semih Çelik isimli erkek İstanbul'da yaklaşık 1 saat içinde iki kadını katlettikten sonra intihar etti. Daha 19 yaşındaki Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner, kadınlara nefret kusan, kadın katliamlarına ön açan, 'nasılsa devlet iyi hal ya da tahrik indirimi yapar' sözünün rahatça kurulabildiği bu düzenin bir parçası olan erkek tarafından katledildi. Dün bir yıl önce Semih Çelik'in İkbal'i tehdit ettiği video basına yansıdı. Edinilen bilgilerden Semih Çelik İkbal'i 5 yıldır ısrarlı şekilde takip ediyor, taciz ediyordu. İki kadın daha göz göre göre katledildi. Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner sadece katil Semih Çelik tarafından değil, cezasızlıkla faillere ödül veren erkek yargı tarafından, kutsal aile yalanlarıyla kadını her alandan alıkoymak isteyenler tarafından, kadın düşmanı politikaları bir bayrak gibi taşıyan erkek devlet tarafından, bir gece yarısı kararıyla İstanbul Sözleşmesinden çıkan, 6284'ü tartışmaya açan, çocuklar öldürülürken araştırılmasına engel olan bu iktidar tarafından katledildi. Yani sapkınlık, canilik, hastalık değil devlet tarafından sırtı sıvazlanan erkek şiddeti. Bu katliamın hemen öncesindeki gece Beyoğlu'nda yürüyen bir kadın sokak ortasında iki erkek tarafından taciz edildi. Dakikalarca süren tacizde saldırganlar önce elini kolunu sallayarak gitti. Pek çok suç kaydı olan saldırganlar gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sosyal medya baskısı ile tekrar gözaltına alınan saldırganlar, ses çıkarılmamış olsaydı bugün sokakta dolaşmaya devam edecekti” dedi.

“Bu Ülkede Kadın ve Çocuk Güvende Değil”

Aytaş, Türkiye’de sokak ortasında kadınların taciz edildiğini söyleyerek gerekli yaptırımların biran önce yapılması gerektiğini kaydetti.

Aytaş, konuşmasının devamında “ Daha yeni İkbal'in ve Ayşenur'un katledilmesi ile sarsılmışken dün Mersin Mezitli'de bir kadının daha katledildiğini öğrendik. Uğur Araç isimli bir erkek Sonay Öztürk'ü evinde öldürdükten sonra intihar etti. Yine aynı gün Diyarbakır'da 29 yaşındaki Bedriye Işık, boşanma aşamasında olduğu uzman çavuş Muhammed Recai Işık tarafından katledildi. Dün Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 12 gündür kayıp olan Pelin Karaca Uşak sevgilisi tarafından katledildi. Ülkede kadın katliamı var! Bu ülkede hiç bir kadın ve çocuk güvende değil! 2024 yılının ilk 8 ayında 261 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 164 kadının ölümü hala şüpheli. Sadece Eylül ayında 35 kadın öldürüldü. Eylül ayında öldürülen 35 kadının büyük bir kısmı boşanmak istediği, barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddettiği için öldürüldü. Yine bu kadınların yaklaşık %80'i evinde öldürüldü. Bu veriler kadınların çoğunlukla ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğü gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. "kutsal aile” diyerek kadınları ve çocukları hapsetmeye çalıştığınız aileniz de şiddet var, istismar var! Van'da, üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş 10 gündür kayıp. 2020'de Tunceli'de kaybolan Gülistan Doku ise 4 yıldır kayıp ve hâlâ bulunamadı. Gülistan'a ve Rojin'e ne oldu? 21 Ağustos'ta Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde kaybolup 8 Eylül'de ölü bedeni bulunan Narin'e ne olduğu hala devlet tarafından açıklanmıyor. Narin cinayetinde getirilen yayın yasağının benzeri İkbal ve Ayşenur cinayeti için de getirildi. Yayın yasaklarıyla katliamlarınızın üstünü örtemezsiniz. Bu ülkeyi kayıp çocuklar ülkesine, kayıp kadınlar ülkesine, koskocaman bir suç mahalline çevirdiniz. Hesap vereceksiniz!

Bir kişi daha eksilmek istemediğimiz için, hayatlarımızdan endişe duymadan özgürce yaşamak istediğimiz için hep bu sokaklarda olduk. Bugün acımız, öfkemiz taze! Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor. Bu ülkede bir kadın iki saldırgan tarafından sokak ortasında taciz edildi. Bu ülkede, katledilen 8 yaşındaki Narin için verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Bu ülkede erkek devlet şiddeti kadınlara, çocuklara, LGBTI+lara, kendinden olmayanlara nefes aldırmıyor. Bu ülkede erkek devlet eliyle, iktidar eliyle hırsızlar, uyuşturucu baronları, çeteler, mafyalar hüküm sürüyor. Kahrolması gereken çürümüş düzenleri katledilen kadınların, kaybedilen çocukların bedenleri üzerinden yükseliyor! Günlerdir yaşananlar bu çürümüş, katliamcı düzenin en büyük göstergesidir. Ama biliyoruz, bu erkek yargı bir süre sonra çetelere, katillere, mafyalara yaptığı gibi taciz faillerini de sokağa tekrar bırakacak. Kadınların katillerini koruyanlar, çocukların katliamı araştırılmasın isteyenler, faillerin yanında işbirlikçi olarak yer almaktan vazgeçmeyecek. Biz de bu çürümüş düzeninizle, erkek devlet şiddetinizle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Kadınların yaşamlarını kıskaca alarak, yok ederek kurduğunuz katliamcı iktidarınız yıkılana dek vazgeçmeyeceğiz!

Cinayet mahali haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için elimiz yakanızda mücadele etmeye devam edeceğiz! Artık sokaklarımızda korku ve şiddet değil güvenlik ve özgürlük istiyoruz. Kadınların ve çocukların sokaklarında özgürce dolaşabileceği bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk, her bir LGBTI+ için size bu sokakları dar edeceğiz! Kaybettiğiniz, hayatını çaldığınız hiç bir kız kardeşimizden vazgeçmeyeceğiz! Sormaya devam edeceğiz! Rojin nerede? Narin'e ne oldu? Gülistan nerede? Mücadelemiz özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri sileceğimiz, erkek iktidarinizi alaşağı edeceğimiz güne kadar sürecek. Yaşasın feminist mücadelemiz! Yaşasın kadın dayanışmamız!”