Şavşat İlçe Müftüsü Mahmut Yalabur, Ramazan ayının manevi atmosferini ve İslam’ın temel değerlerini vurguladığı bir konuşma yaptı. Yalabur, iman, ibadet ve ahlakın bir bütünlük içinde olması gerektiğine dikkat çekerek müminlerin bu değerleri yaşamlarının merkezine yerleştirmeleri gerektiğini ifade etti.
Konuşmasında, Allah’a hamdederek sözlerine başlayan Müftü Yalabur, "Bizleri İslam ile şereflendiren sayısız nimetlerle donatan, Kainatın yegane sahibi Allah’a sonsuz hamd-ü senalar olsun" diyerek, Ramazan ayının insanlara rahmet, mağfiret ve cehennem azabından kurtuluş vesilesi olduğunu belirtti. Yalabur, Ramazan’ın sonunda Bayrama ulaşmanın sevincini ve huzurunu yaşadıklarını dile getirdi.
İman, ibadet ve ahlakın birbirini tamamlayan önemli unsurlar olduğuna değinen Yalabur, şu ifadeleri kullandı: "İman, kişiyi yücelten ve Allah’a kul yapan en temel meseledir. Bakara suresinde yer alan, 'Onlar gayba iman ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar' ayeti, imanın önemini vurgulamaktadır."
Yalabur, müminlerin, inanılması gereken inanç esaslarını dil ile söyleyip kalbiyle tasdik ettikten sonra ibadetlere sarılmaları gerektiğini vurguladı. Namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadetlerin, insanı manevi kirlerden arındırarak hakiki kulluğa ulaştırdığını belirtti. "Biz müminler, ibadetlerimizi asla hafife alamayız. İbadetlerimizi hayatımızın merkezine yerleştirerek temiz kalbe ve Allah’ın rızasına ulaşmalıyız" dedi. Yalabur, konuşmasına şu sözlerle devam etti; “Nisa suresi 136 . ayette de “Ey iman edenler! Allah’a, Rasûlü’ne, Rasûlü’ne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara imanda sebât edin! Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhireti inkar ederse, koyu bir sapıklığa sapmış, haktan tamâmen uzaklaşmış olur. “ buyrulmaktadır. Kişi inanılması gereken inanç esaslarını dil ile söyleyip kalbi ile de tasdik ettikten sonra namaz, oruç zekat hac gibi ibadetlere sarılmalıdır. Mümin için ibadet etmek çok önemlidir. İbadetler hakkıyla yerine getirildiğinde insanı manevi kirler olan kibir, riya, haset, nefret gibi kalbi hastalıklardan arındırır ve hakiki kulluğun tadına ulaştırır. Biz müminler ahlakımızı güzelleştiren (Ankebut 29\45) ibadetleri asla hafife alamayız. İbadetlerimizi hayatımızın tam merkezine yerleştirmeden temiz kalbi de elde edemeyiz, Allah’ın rızasına da ulaşamayız. Hicr Suresi 99 . ayette “Kesin olan şey gelinceye kadar rabbine kulluk et” buyrulması gayet açıktır. İman ve ibadet zırhını kuşanan bir kul Muhammedi ahlaka ulaşabilir. Ahlak; İnsanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan mânevî nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya konan iradeli davranışlar bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Şunu belirtmemiz gerekir ki yaşadığımız çağda temel sorun bilginin ahlaka dönüşememesi sorunudur. Toplum olarak hep beraber bu sorun üzerinde durmalıyız. Biz inanıyoruz ki bu sorunun çözümü de yine Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) in rehberliğine uyduğumuz ölçüde çözüme kavuşacaktır. Nitekim Nur suresi 54 . ayeti kerimede “De ki: Allah’a itaat edin, resule itaat edin. Yine de (ey müşrikler!), söz dinlemezseniz onun (peygamberin) sorumluluğu ona, sizin sorumluluğunuz da size aittir. Ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz; resule düşen yalnızca apaçık bildirip anlatmaktır” buyrularak Kur’an ve Sünnet’in yol göstericiliğine vurgu yapılmaktadır. Çağımızda yaşadığımız ahlaki sorunların çözümü de yine Peygamberimizin örnekliğinde yatmaktadır. Nitekim Kalem suresi 4. Ayeti Kerimede “(Ey Peygamberim!) Sen büyük bir ahlak üzeresin” buyrulmuştur. Müslümanlar olarak “ahlak” kavramını nasıl tanımladığımızı Kur’an ve Peygamberimizin örnekliği üzerinden inşa etmek durumundayız. İslam’a uymayan tüm ahlak tanımlamalarını ve uygulamaları reddedip İslam’ın ahlak anlayışını yaşamalı ve yayma gayreti içinde bulunmalıyız. O zaman ahlaklı ve erdemli toplumu inşa edebiliriz. Aksi halde İslam’ın huzur ve hayat veren ikliminden uzaklaşmaya devam ederiz. Temennimiz ve duamız o dur ki; sapasağlam iman etmiş, ibadetlerine sarılmış ve bunların neticesinde İslam ahlakını kuşanmış, Muhammedi Ahlakın örneklerini toplumun her bireyinde müşahede edebilmek. Bu vesile ile tüm kardeşlerimiz ramazanı şerifini tebrik ediyor, iyiliğin huzurun yeryüzüne hakim olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.”