10 metreyi aşan zeytin ağaçlarına düz bir kazığa çakılmış basamaklar ile çıkılıp halatlar ile çevredeki ağaçlara bağlanıp can güvenliğinin sağlandığı meşakkatli zeytin maratonunda sona gelindi.
Artvin merkez ve Yusufeli’ne bağlı bazı köylerde yetişen ve lezzeti ile dünyaya nam salan zeytinlerin hasadı tamamlanarak sofralardaki yerini almaya başladı.
Düşük asit oranı ve kendine has aroması ile bilinen 2006 yılında Çin'de düzenlenen fuarda "Üstün Lezzet Ödülü"nü alan zeytinin hasadı aralık ayının son haftasında tamamlanıyor.
Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgede 806 dekar alanda yaklaşık 22 bin zeytin ağacından yıllık ortalama 220 ton zeytin elde ediliyor.
Sofralık zeytinin yanı sıra zeytinyağını da kendileri üreten yöre halkı, ihtiyaç fazlasını da satışa çıkarıyor.
Yusufeli’ne bağlı Yağcılar Köyünde zeytin hasadını tamamlayan 63 yaşındaki Süleyman Küçük Koçak, atadan dededen miras kalan zeytin ağaçlarına çocukları gibi baktıklarını söyledi.
Her yıl kasım ayında hasada başlayıp Aralık ayının son haftasında bitirdiklerini kaydetti.
Zeytin toplama yönteminden bahseden Küçük Koçak, “Çoruh Vadisinde dik yamaca kurulu olan zeytin bahçemizde zeytin toplamak oldukça meşakkatli bir iş. İnsanların yürümekte zorlandığı bu aslanda bizler tek ayağı olan direği merdiven formatına getirip halatlar ile güvenliğimizi sağladıktan sonra zeytinimizi topluyoruz. Şimdiye kadar yaralanma durumumuz olmadı. Zorlu coğrafyanın içine doğduğumuz için buraya adapte olmuş bir şekilde yaşıyoruz.” dedi.
Bu sene zeytin veriminden memnun olduğunu dile getiren Küçük Koçak, “Hava şartlarına göre şubat ayında sulamaya başladığımız zeytin ağaçlarının bakımını hasat zamanına kadar aksatmadan devam ettiririz. Verim zaman zaman az zaman zaman iyi olur. Bu sene verimden memnunuz. Duyumlarıma göre kilosunu en fazla 200 liradan satan da varmış. Bu emeğin karşılığı bu fiyat tabiî ki değil ama biz çoğunlukla kendi soframız için üretiyoruz. En azından kendi bildiğimiz zeytini ve yağını yiyoruz.” diye konuştu.
10 yaşından beri her yıl zeytin topladığını söyleyen 38 yaşındaki Vaiz Keleş de yaptığı açıklamada, “Bizler bu coğrafyanın içine doğmuş insanlarız. Coğrafya bize ayak uydurmadığı için biz coğrafyaya saygı duyarak ona ayak uyduruyoruz. Metrelerce yüksekliğe çocuk yaşta çıkıp zeytin toplamayı öğrendik. Bu yaşıma geldim hala topluyorum. Bizler babamızdan öğrendik, onlar da babalarından öğrenmişler. Şimdi bizler de çocuklarımıza öğretiyoruz. Bu topraklarda var olduğumuz sürece bu nimetlerden faydalanmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
10 yaşındaki Said Ensar Keleş de hafta sonları babasına ve dedesine yardım etmek için zeytin bahçesine geldiğini söyleyerek şunları kaydetti: “Zeytin hasadı mevsiminde boş zamanlarımda babama ve dedeme yardıma geliyorum. Onlar yüksek ağaçlarda zeytini toplarken be yere düşen zeytinleri ayıklıyorum. Boyumun yetiştiği kısımlardan zeytin topluyorum. Zeytin ayıklamak kolay bir işlem değil en az toplaması kadar zor. Boyutlarına göre yemelik, yağlık, satılık diye ayırmak gerekiyor. Bu da toplamak kadar yorucu.”
Ayla ALKAN
