Cankurtaran’da yaşanan olaylar, Artvin’de toplumsal ve siyasi gerilimleri tırmandırmaya devam ederken, AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik’in olaylarla ilgili yaptığı açıklamalar tepkilere neden oldu. SOL Parti Hopa İlçe Örgütü, Çelik’in açıklamalarına yanıt vererek, yaşanan olayların AK Parti’nin sermaye ilişkilerinden bağımsız gösterilme çabasını eleştirdi.

Cankurtaran mevkiinde 19 gün önce Muhammet Ustabaş adlı şahıs, bu direnişe karşı silahlı bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda, çevre mücadelesinin sembol isimlerinden biri haline gelen Reşit Kibar hayatını kaybetti. Olayın ardından saldırgan Ustabaş tutuklandı; ancak saldırı sırasında silahı temin eden ve olay günü bölgede bulunan şirket yetkilisi Fikret Merttürk, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Bu olay, Cankurtaran’da çevre mücadelesi veren halkın adalet taleplerini daha da güçlendirdi ve bölgedeki tansiyonu iyice yükseltti.

Reşit Kibar’ın öldürülmesinin ardından Hopa'nın Çavuşlu köyü büyük bir gerilim içine girdi. Saldırgan Ustabaş’ın abisine ait olan kereste atölyesi, 5 Eylül gecesi Hopalı gençler tarafından “Reşit Kibar ölümsüzdür” sloganlarıyla ateşe verildi. Bu kundaklama olayı, bölgedeki tansiyonu daha da artırdı. Kereste atölyesinin yakılmasıyla bağlantılı olarak gözaltına alınan Yıllar Kibar ve Mutlu Akyüz, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Aynı süreçte, Halkevleri yöneticisi Dursun Ali Koyuncu da "kamu görevlisine hakaret" ve "kamu görevlisine mukavemet" suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bu olaylar, bölgede madencilik faaliyetlerine karşı süregelen toplumsal direnişin ne kadar derin bir toplumsal yaraya dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Köylüler ve çevreciler, ormanlarını ve yaşam alanlarını koruma mücadelesini sürdürürken, adaletin sağlanması için yetkililere çağrıda bulunuyor.

Cankurtaran’daki olayların üzerinden günler geçmesine rağmen, AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik, olaylar sırasında bölgedeki halkın yanında yer almamakla eleştiriliyordu. Çelik, geçen gün katıldığı bir televizyon programında, Cankurtaran’da yaşanan gelişmelere ve kendisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. Ancak bu açıklamaları, halkın ve özellikle çevre direnişi yürüten grupların tepkisini daha da artırdı.

Faruk Çelik, programda, olayların politik bir mesele olmadığını vurgulayarak konuyu AK Parti’nin sermaye ilişkilerinden bağımsız gösterme çabasına girdi. Ancak SOL Parti Hopa İlçe Örgütü, Çelik’in bu açıklamalarına sert bir şekilde karşı çıktı. Örgüt, Çelik’in açıklamalarını, gerçekleri saptırma girişimi olarak nitelendirerek, halkın hafızasında yer eden rant ilişkilerinin unutturulmaya çalışıldığını öne sürdü.

“Hakkımı Ver” Mitingine Çağrı “Hakkımı Ver” Mitingine Çağrı

Whatsapp Görsel 2024 09 21 Saat 13.30.24 10E9714ASOL Parti Hopa İlçe Örgütü, AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik’in açıklamalarına yönelik tepkisini net bir şekilde dile getirdi. İlçe Başkanı Tanju Gümüşkaya, Çelik’in, Reşit Kibar’ın katledilmesine zemin hazırlayan çevresel ve toplumsal koşulları göz ardı etmeye çalıştığını belirtti.

Gümüşkaya yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:

“Faruk Çelik yaptığı açıklamalar ile Reşit Kibar’ın katledilmesine zemin hazırlayanları aklamaya çalışmıştır. Meselemiz politik değil deyip meseleyi AK Parti sermaye rant ilişkisinden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Bizler yıllardır biliyoruz memleketimizi talan etmeye çalışanların kimler olduğunu ve bunların karşısında durup yaşam alanlarına sahip çıkanları. Öyle yağma yok! Bu memleket sahipsiz değil, yaşam alanlarımızın katledilmesine izin vermeyeceğiz. Reşit Kibar’ın yolu, bizim yolumuzdur.”

SOL Parti’nin bu sert açıklaması, Cankurtaran’da süregelen çevre mücadelesini daha geniş bir toplumsal ve siyasi meseleye dönüştürme eğiliminde olduklarını gösteriyor. Parti, AK Parti’nin bölgede madencilik faaliyetleri üzerinden rant elde etmeye çalıştığını ve halkın buna karşı direndiğini savunarak, bu konunun sadece çevre meselesi değil, aynı zamanda bir adalet mücadelesi olduğunu vurguladı.

Cankurtaran mevkiinde yaşananlar, Artvin’de çevresel adalet taleplerini ve bu taleplerin karşısında yer alan sermaye güçlerini yeniden tartışmaya açtı. Reşit Kibar’ın ölümü, bölgedeki direnişin simgesi haline gelirken, bu mücadele hem bölgesel hem de ulusal ölçekte büyük yankı uyandırdı.

Bölge halkı, yaşam alanlarını savunmak için yıllardır süren mücadelelerinde, adaletin tecelli etmesini ve bu tarz trajik olayların bir daha yaşanmamasını talep ediyor. Öte yandan, siyasi aktörlerin bu olaylar karşısındaki tutumları da, bölgedeki toplumsal gerilimleri derinleştiriyor.

Cankurtaran’da yaşananlar, sadece bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda toplumsal adalet, hak ve özgürlükler için verilen bir savaş olarak görülüyor. Reşit Kibar’ın anısı, bu mücadelenin simgesi haline gelirken, SOL Parti ve diğer muhalefet grupları, halkın sesini daha gür bir şekilde duyurmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Editör: ALİ ERAY ÇELİK