Genel

“Hod’da İliç Felekati Yaşanmasın”

Ankara’da faaliyet gösteren Artvin dernekleri, TBMM’de ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Abone Ol

Aşağı-Yukarı Maden Ankara Derneği, Ardanuç Karsniya Derneği, Yusufeli Demirdöven Köyü Derneği, Adana Hod Derneği, İstanbul Çevre Platformu, Bursa Hod Derneği, Artvin Deriner Baraj Köyleri Derneği, Ardanuç Derneği ve Kılıçkaya Derneği, TBMM’de Artvin’in doğasını, çevresel sorunlarını düzenlediği basın açıklamasıyla dile getirdi.
Artvin’in, çevresinin, doğasının, insanın plansız ve sınırsız yapılan maden çalışmaları, hes gibi çalışmalarla risk altında olduğunu aktarılan basın açıklamasında “Artvin’in üstü, altından daha değerlidir” dedi.


Dernekler adına basın metnini okuyan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan “Yaşanan çevre sorunları Artvin’in nüfus kaybetmesine, burada kalan halkın doğa ile birlikte sağlığını da tehdit edecek olumsuzluklara maruz kalmasına sebep olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Çevreyi ve şehirleri öncelikle insanları ile birlikte korumak olan kurumların kanunlar ve mevzuat gereği artık Artvin’in çığlıklarını duymasını beklediklerini vurgulayan Bayraktutan,  “Keşke demeden Artık bu kontrolsüz sömürünün durdurulması gerekmektedir” dedi.
Artvin’de de bir İliç felaketi yaşanmaması gerektiğini belirten Bayraktutan, “Artvin Doğası ve İnsanı en kısa zamanda sorumluluğu olan her kurum ve makamdan bu konuda destek ile doğru ve gerçekçi adımlar beklemektedir” ifadelerini kullandı.
Gerçekleştirilen basın açıklamasında Bayraktutan şu ifadeleri kullandı;
“Anayasamızın 56. Maddesi diyor ki;
“ Herkes, sağlıklı ve dengeli çevrede yaşamak hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, Çevre sağlığını korumak ve Çevre Kirlenmesini önlemek Devletin ve Vatandaşın ödevidir.”
Bu maddede açık şekilde ifade edildiği gib; hava, su ve toprak kirliliği, ormansızlaşma gibi çevre sorunları karşısında Devlet ve Vatandaş olarak hepimizin sorumluluğumuzun bilincinde olmamız gerektiği vurgulanmış ve bu sorumluluk kanunla güvence altına alınmıştır. 
Devlet bütün bu konudaki sorumluluğunu tüm kurumları ile asla göz ardı etmeden ekonomiyi koruma ve büyümenin devamlılığını sağlamak durumundadır.
Bu düşünce temelinden yola çıktığımızda; Ülkemiz ekonomisi için Artvin, Çoruh ve kolları üstüne kurulan 10 baraj ve köylerinin yegâne su kaynaklarına kurulan ve yapımı planlanan sayıları onlarca HES ve kapsadığı alan itibariyle insanımızın yaşamını ve eşsiz doğamızı tehdit eden maden çalışmaları için fazlasıyla kaynak sağlamaktadır.
Ancak Artvin halkının karşısında durduğu konu; ekonomik kalkınmanın devamlılığını tehdit eden çevresel risklere, bilim ve teknoloji ile çözüm bulmadan Artvin halkının yaşamsal şartlarının tehdit edilmesidir.
Maden arama çalışmaları şehrin doğasını bozacak, halk için sağlık tehditi yaratacak şekilde vahşi boyutlarda, şehrin her yerini kevgire döndürerek gerçekleştirilmektedir.
Ormanların hem maden aramak için, hem de kontrolsüzce yok edilmesi ile birlikte iklimsel değişim ve toprak kaymalarıyla sonuçlanacak afetlere zemin hazırlanmaktadır.
HES’ler ile birlikte; Artvin’in ilçelerinin, köylerinin kendine ancak yeten içilebilir su kaynakları ellerinden alınmaktadır. Bu noktada Artvin halkı büyük mağduriyet yaşamaktadır.
Tüm bunlar Artvin insanının sağlığını, yaşadığı doğasını düşünmeden gerçekleştirilen çalışmalardır. Hepimizin karşı olduğu konu bu çalışmaların kontrolsüz, plansız ve herhangi bir sınırlama olmaksızın gerçekleştirilmesidir.  
Artvin Karadeniz’in nefes alan ormanlarına sahip eşsiz endemik yapısı ve hırçın doğası ama düzgün insanları ile önemli bir sınır kenti olarak hak ettiği değeri görmek istemektedir.
Artık ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere verilen ekonomik kaynakların kullanımının maksimum seviyede yöre insanlarının hayatının ve doğanın sömürülmesi boyutuna vardığı bilinmelidir.
Örneğin; Cerrattepe içten içe oyulan ve tehlike boyutu gittikçe artan ve biran önce durdurulması gereken ilk yaramızdır.
Artvin’in üstü altından! daha değerlidir.
Yusufeli’ndeki baraj nedeniyle ilçe merkezi 7. kez değişmiştir. Baraj nedeniyle değişen yollar eskisini fazlasıyla aratmaktadır.
Artmin Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Aşağı ve Yukarı Maden (HOD) Köylerinde altın-gümüş-bakır kompleks maden hazırlık çalışmaları başlamış, Çoruh nehrine çok yakın olan dar bir vadide yaptığı çalışmalar sırasında kullanacağı kimyasalların yeraltı sularına ve derelere karışmasını önlemeleri imkansızdır.
Çok yakın bir geçmişte Erzincan -İliç’te meydana gelen yığın iliç sahasındaki kaymayı hepimiz yüreğimiz yanarak izledik. Nasıl bir çevre felaketine dönüşeceğini henüz daha görmeye başlamadık, yalnızca o bölgede yaşayanlar değil hepimizin çok fazla zarar göreceğimizi tahmin etmek zor değildir.
Aşağı ve Yukarı Maden Köyleri nin İliç’ten neden daha riskli olduğunu açıklayan bir yazımız ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘na Firmanın işletme ruhsatı ve izninin iptali için Ankara, İstanbul, Bursa, ve Adana’da faaliyet gösteren 31 Dernek ve Vakıf adına Hod derneği bir dilekçe vermiştir.”