Artvin, halk oyunları denildiğinde Türkiye’nin en köklü şehirlerinden biri olarak bilinir. Ancak bu yıl düzenlenen Okul Sporları Halk Oyunları Artvin İl Birinciliği Yarışması’nda yaşanan tablo, bu kültürün giderek göz ardı edildiğini düşündürdü. Önceki yıllarda dolup taşan Artvin Kapalı Spor Salonu’nda bu kez boş koltuklar dikkat çekti. Ayrıca, geçmiş yıllarda 10-15 ekibin yarıştığı organizasyona bu yıl yalnızca 4 ekip katıldı. Peki, halk oyunlarına olan ilginin bu denli azalmasının sebebi ne?
Geçmiş yıllarda Artvin’de halk oyunları yarışmaları olduğunda kent adeta durur, halk saatler öncesinden salonları doldururdu. Yarışmalar sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda bir kültürel şölen niteliğindeydi. Ancak bu yıl tablo tamamen değişti. Tribünler neredeyse boş kalırken, ekip sayısındaki ciddi düşüş de dikkatlerden kaçmadı. Organizasyona olan bu ilgisizlik, halk oyunlarının geleceği açısından endişe verici bir durum olarak değerlendiriliyor.
Halk oyunlarının bu noktaya gelmesinin en büyük nedenlerinden biri olarak, tasarruf tedbirleri kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Halk Eğitim Merkezi’nde halk oyunları kurslarının açılmaması gösteriliyor. Önceki yıllarda birçok antrenörün görev aldığı ve gençlerin ilgisini çeken halk oyunları kursları, yerini farklı eğitim programlarına bırakmış durumda. Bu da hem yeni oyuncuların yetişmesini engelledi hem de mevcut ekiplerin devamlılığını zorlaştırdı.
Halk oyunlarına gönül vermiş birçok antrenör, eğitim camiasında halk oyunlarına karşı mesafeli bir tutumun olduğunu düşünüyor. Öğrencilerin halk oyunları çalışmalarına katılmasının derslerden geri kalmalarına sebep olduğu yönündeki algı, bu kurslara katılımı olumsuz etkiliyor. Ayrıca bazı velilerin, çocuklarının akademik başarısızlığını halk oyunlarıyla ilişkilendirerek bu kurslara gitmelerine izin vermediği de belirtiliyor.
Artvin halk oyunları yarışmaları bir zamanlar kentin en önemli etkinliklerinden biriyken, bugün yaşanan ilgi kaybı, bu mirasın geleceği konusunda soru işaretleri doğuruyor. Geleneklerin yaşatılması ve kültürel değerlerin korunması için yetkililerin ve halkın bu konuda daha duyarlı olması gerektiği belirtiliyor.