Hopa’da esnafı ve pazarı ziyaret eden eylemciler, halkı bu önemli buluşmaya katılmaya davet etti. Pazarda dağıtılan bildiriler ve yapılan açıklamalarla, bölge halkına seslenildi. “Hep birlikte ‘Hakkımı ver!’ demeye, herkesi ‘Hakkımı Ver’ kampanyasını iş yerlerine ve tüm Memlekete yaymaya çağırıyoruz” denildi.
Açıklamada, iktidarın halkın hakkını gasp etmeye yönelik saldırılarından bahsedildi. “Elimizde hak olarak geriye ne kaldıysa almak, emeğimizi değersizleştirerek sömürmek, coğrafyamızın her köşesini maden ve enerji şirketlerinin yağmasına açmak için saldırıyorlar” ifadeleri kullanıldı.
Hakkımı Ver diyenler bu saldırıların amacının açık olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı;
“Çoğunluklu şirketlerin kârlarını arttırmak, yerel uzantılarını semirtmek, güvencesizliği, geleceksizliği, iş cinayetlerini hâkim kılmak, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul hale getirmek.”
Mevcut sömürü düzenine karşı halkın direniş seçeneğini kullanma kararlılığı öne çıkarıldı. Bildiride, “Bu saldırıların karşısında işçilerin, halkın elinde de direniş seçeneği var. Ve biz bu seçeneği kullanmaktan çekinmiyoruz” denildi.
Türkiye'nin dört bir yanında gerçekleşen işçi, çevre, çiftçi eylemleri, yoksulluk ve hayat pahalılığına karşı verilen tepkiler, ülke haritasını bir direniş haritasına dönüştürmüş durumda. Bu direnişler arasında, AsPlastik, Polonez, Fernas Madencilik gibi iş yerlerindeki işçi direnişleri ve öğretmenlerin taban maaş talepleri de öne çıkıyor. Eylemciler, bu mücadelenin Türkiye işçi sınıfının mevcut politikalardan hoşnutsuzluğunu ve toplumun en geniş kesimlerine hitap eden yeni bir yol arayışını ifade ettiğini belirtti.
Hopa’da yapılan etkinlik, bölgenin direniş sürecine önemli bir katkı sağladı. Pazarda yapılan bildirilerin dağıtımında, halkın bu mücadeleye daha fazla katılım göstermesi için çağrıda bulunuldu.
Hopa halkına seslenen Hakkımı Ver diyenler Hakkımı Ver!” kampanyasını iş yerlerine ve tüm memlekete yaymayı hedefliyor. Hopa’daki direniş, Türkiye genelinde genişleyen bu mücadelenin bir parçası olarak, yerel halkı bilinçlendirmeyi amaçlıyor.
Bildiride, Artvin’in Borçka ile Hopa ilçeleri arasında, maden arama faaliyetlerine karşı yaşam nöbeti tutarken öldürülen Reşit Kibar’a da selam gönderildi. Cankurtaran’da, maden arama faaliyetlerinin zeminini hazırlamak için Mesire Alanı Projesi adı altında yapılan doğa katliamına karşı köylülerle birlikte yaşam nöbeti tutan Reşit Kibar, şirketlerin desteğiyle hareket eden bir çete tarafından hayatını kaybetti. Eylemciler, “Bir kez daha anısını önünde saygıyla eğiliyoruz” diyerek, onun adalet mücadelesini yaşatacaklarını belirtti.
Hakkını talep edenlerin çağrısına, eğitim, sağlık, barınma ve ulaşım gibi temel hakların da dahil olduğu geniş bir mücadele alanı eklendi. Bildiride, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerin paralı hale getirilmesine ve bu durumun daha fazla yoksullaşmaya neden olduğuna dikkat çekildi. “İnsanca yaşam, güvenli çalışma hakkımı ver!” denilerek, mücadelenin tüm topluma hitap eden yönleri vurgulandı.
Türkiye’nin dört bir yanındaki direnişlere destek vermek ve birlikte güçlü olmak için 15 Aralık’ta Ankara’da toplanma çağrısı yapanlar “Bu yüzden bütün itirazlarımızı, tepkimizi, taleplerimizi Ankara’ya taşımaya çağırıyoruz” denildi.
Ankara’da yapılacak eylem, Türkiye genelindeki tüm direnişlerin birleştiği, güçlü bir sesin çıktığı bir platform olmayı vaat ediyor. Eyleme, işçiler, çiftçiler, emekliler, öğretmenler ve halkın çeşitli kesimlerinden katılım bekleniyor.