Kırtasiyecilik mesleğinin babasından geldiğini ve aslında 40 yıldır bu sektörün içerisinde olduklarını kaydeden Kara, 2002’den sonraki krizle beraber kırtasiyenin işlerinin bayağı değiştiğini ifade etti. Kara, bununla ilgili, “Ders kitaplarını devletin ele alması kırtasiyeleri tamamen yarı yarıya indirdi” dedi.
“Zincir marketler ile bizim baş etmemiz mümkün değil” diye söyleyen Kara, zincir marketlerin yerel esnafı çok etkilediğinin altını çizerek, “Zincir marketleri söylemeye gerek yok, Türkiye’nin yarısı. İnsanlarda bunu bu şekilde değerlendiremiyorlar. Bizi suçlu çıkartıyorlar. Benim aldığım fiyata o satıyor” diye ifade etti.
“Önceden 4-5 kişi sezonu zor yetiştirirken şimdi 1 kişi çalışıyorum” diyen Kara, “5 Bin nüfuslu bir yerde beş altı tane marketin olması bütün esnafı baştan sona etkiliyor. 600 -700 tane esnaf olduğunu düşünürsek bunu iş alanına da yansıtırsak benim iş eskiden 4 -5 kişi sezonu zor yetiştirirdik. Çalışırdık, şimdi sezon içinde ben tek başıma çalışıyorum. Aradaki farkı buradan değerlendirebiliriz.
Şu anda tek amacım zor da olsa emekli olabilmek ki o şartları bile zor yetiştiriyoruz. Bankanın desteği ile oluyor. Kendi kendini döndüremiyor. Nüfus belli 60 yaş üstü nüfus ortalaması, emekli kesimi. Emeklinin parası da dışarıdaki çocuklarına akıyor genelde bütün bunlar esnafı etkileyen unsurlar. Ülkedeki artışlar nakliye oranları bizim fiyatlarımızı da etkiliyor. Bu şartlar zincir marketler için geçerli olan bir şey değil. KDV’lerimiz arttı onlar fiyatları etkiliyor” şeklinde konuştu.
Babasından kendisine kalan kırtasiye ile ilgili olarak, “Bu şartlarda ölene kadar çalışmak zorundayız ama yine bu şartlardan dolayı mecbur bir şekilde bayrağı teslim edeceğiz ya da kapatacağız. Çünkü pahalılık, zincir marketler ve nüfusun azlığı bizi bu yola götürüyor” ifadelerini kullandı.
Ayla ALKAN