Gezi Davası sürecinde tutuklanan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası’nın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın ve arkadaşlarının hukuksuz tutuklama kararının üzerinden 700 gün geçtiğini belirten TMMOB Artvin Temsilcisi Hakan Yavuz, “Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası’nın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarımızın 18’er yıllık hapis cezaları, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı” dedi.
Alınan kararın sadece Tayfun Kahraman ve Can Atalay’a yönelik olmadığını belirten Yavuz, “Ülkemizin her bölgesinden, her yöresinden yurttaşlarımızın itirazlarını, taleplerini haykırdığı; ülke tarihinin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi ’ne suç isnat etmek, onurlu direnişimizi lekelemek amacıyla iktidarın güdümündeki yargı mensupları tarafından verilen hukuksuz tutuklama kararının üzerinden 700 gün geçti” ifadelerini kullandı.
GEZİ’Yİ SAHİPLENMEYE ARKADAŞLARIMIZLA DAYANIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Alınan kararın 2013 Mayıs-Haziran aylarında ülkesinin bugününe ve yarınlarına sahip çıkan milyonlara yönelik olduğunu belirten Yavuz, “Milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir. Gezi Direnişi, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olaydır” dedi.
Gezi Direnişi’nin Türkiye’nin umudu, güzelliği ve içinde taşıdığı tüm renkleri olduğunu belirten Yavuz, “Ne o gün orada olmak, ne de doğamıza, tarihimize, yaşamımıza sahip çıkmak suç değildir. Gezi direnişi geleceğimizdir. Gezi direnişi bu ülkede bir avuç karşısında ezilen milyonların sesidir. Halkın en örgütlü mücadelesidir. Bu hukuksuzluğun 700. gününde inatla, korkmadan bir kere daha söylüyoruz; Şehir şehir dalga dalga yayılan, yasaklara, hukuksuz cezalara, baskıya, ranta, talana, yalana, tüm ayrıştırma politikalarına karşı yan yana durduğumuz, sesimizi çığa dönüştürdüğümüz o şanlı direnişten hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Yavuz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Gezi ülkeyi karanlığa boğan rantçı, piyasacı, kadın düşmanı siyasetin karşısında; eşitlikçi, paylaşımcı, doğayı ve emeği koruyan ve kadınların önde saf tuttuğu başka bir dünya mümkün diyenlerin sesidir. Gezi eşitliktir. Gezi emeğimiz, alın terimiz, gururumuz, kardeşlik ve dayanışma demektir.
Gezi bir arada yaşamanın mümkün olduğunun en güçlü ifadesidir. Gezi laikliktir. Gezi barikatın karşısında korkmadan direnenler kadınlardır. Gezi, genç yaşlı, işçi, emekçi, işsiz, öğrenci demeden; birbirini emeğinden tanıyanların, ezilenlerin en güçlü haykırışlarıdır. Gezi bu ülkenin yarınıdır. Gelecek meselemizdir. Bu sebeple bir onur nişanıdır bizler için.
İşte bu yüzden ilk günden itibaren Gezi, iktidarın hedefindedir. Hepimiz biliyoruz ki, siyasi iktidarın ve onun maşalarının Gezi Direnişi nezdinde asıl cezalandırmak istediği eşit, özgür, demokratik ve gerçekten bağımsız bir Türkiye ideali için mücadele eden toplumsal muhalefet hareketidir. Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz.
TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Siyasi iktidarın cezalandırmak istediği, yıllardır her fırsatta saldırdığı TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisi ve onurlu mücadele geleneğidir. Bu kapsamda, milyonlarca yurttaşın, toplumun ortak değeri olan Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir.
Arkadaşlarımız, Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olmuşlardır. Gezi Direnişi ‘ne katılan milyonlardan intikam almak için hukuksuz bir biçimde tutsak edilen arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz. Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır. Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Adalet Nöbetlerimizi arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek sürdüreceğiz. Bu kararlı adalet mücadelemizi, tüm dost kurum ve kuruluşları, tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz. Arkadaşlarımızın derhal salıverilmesini istiyoruz. Gezi davasında tutuklanan tüm arkadaşlarımıza özgürlük istiyoruz.”