ARDANUÇ

Gevhernik Kalesi'ndeki Kazılarda Çeşme ve Sarnıç Bulundu

Ardanuç ilçesinde, Hristiyan ve Türk-İslam medeniyetinin izlerini taşıyan yapıları bünyesinde barındıran Gevhernik Kalesi ve çevresindeki arkeolojik kazılarda, çeşme ve sarnıç gün yüzüne çıkarıldı

Abone Ol

Arkeolojik sit alanı Gevhernik Kalesi ve çevresinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi işbirliğinde yürütülen kazılar dördüncü sezonda devam ediyor.

Orta Çağ ve Osmanlı dönemlerine ait cami, türbe, çeşme, şadırvan, hamam, konut, dükkan ve kilise kalıntılarının bulunduğu sit alanında tarihi dokunun gün yüzüne çıkarılmasının ardından, bölgenin turizme kazandırılması planlanıyor.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Osman Aytekin'in başkanlığındaki ekip, bu yıl 8 Temmuz'da başlayan çeşme ve sarnıçtaki kazıyı tamamladı. Ekip, çalışmalarını sarp kayalığın üzerine inşa edilmiş iç kaledeki kilise kalıntıları üzerinde sürdürüyor.

Kazı Başkanı Aytekin, 2021'de başlayan kazının dördüncü sezonundaki çalışmaların 1 Kasım'a kadar süreceğini söyledi.

Aytekin, kazılarda çeşme ile iç kalenin güney eteğinde sarnıç olarak kullanıldığına kanaat getirdikleri yapıyı ortaya çıkardıklarını belirtti.

Çeşmenin 18. yüzyılda yapıldığını tespit ettiklerini dile getiren Aytekin, şöyle konuştu:

"Osmanlı arşivlerine göre, bölgedeki yönetim kademesindeki paşalardan birinin eşlerinden olan Hatice Hanım tarafından yaptırılmış. Üçgen alınlıklı, 3x3 metre ebatlarındaki çeşme, arka tarafında su deposu olan tipik bir Osmanlı çeşmesidir. Sarnıç ise iç kalenin güney tabında Orta Çağ'da Bagratlılar döneminde yapılmıştır. 8 metre uzunluğunda, 3 metre genişliğinde tonoz örtülü, içeriği kireç harcı sıvalı su sarnıcıdır. İç kalenin su ihtiyacının karşılandığını düşünüyoruz."

İç kalenin, Orta Çağ döneminde inşa edilen etrafı surlarla çevrili 8 dönümlük alana sahip olduğunu bildiren Aytekin, Osmanlı döneminde yerleşke olarak kullanılmayan iç kalede Hristiyan dini literatüründe önemli yer tutan kilisenin kalıntı ve yıkıntılarının olduğunu kaydetti.

"Kültür varlıklarının görünebilir hale getirilmesi bölge turizmi açısından önemli"

Kaleye çıkmanın zor ve tehlikeli olduğuna dikkati çeken Aytekin, şu değerlendirmede bulundu:

"Kazı çalışmasında kullandığımız malzememizi, yaptırdığımız ilkel teleferikle kaleye çıkarıyoruz. İşçi ve uzman arkadaşlarımızla zorlu bir merdivenden ve yoldan çıkarak kazıyı sürdürüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığını Kültür Miras Programı kapsamında iç kaleye güney taraftan asansörlü merdiven projemiz var. Proje, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan geçti. Proje uygulandığında hem kaledeki çalışmaları daha kolay yürüteceğiz hem de kale yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılabilecek. Turistler Ardanuç'u tepeden görme imkanının yanı sıra buradaki kültür varlıklarını da görmüş olacak. Kültür varlıklarının görünebilir hale getirilmesi bölge turizmi açısından çok önemli."

Aytekin, yörede "Adakale" olarak da adlandırılan Gevhernik Kalesi'nin iç kale ve çevresindeki yerleşkeden oluştuğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Burada ilk yapılaşma 5. yüzyılda başlıyor. 9'uncu yüzyılda daha köklü bir yapılaşmanın varlığını görüyoruz. 1551'de burası Osmanlı toprağı olmuş. 1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar Türk toprağı olmuş. Rusların da 40 yıllık bir egemenliği var. Burası dört farklı kültür katmanını barındıran bir bölge. Osmanlı Dönemi eserlerinin Artvin'deki en iyi örneklerinin olduğu alan. Buradaki cami, Osmanlının Artvin'de inşa ettiği ilk cami. Türbeleri, hamamı, medresesi ile bir külliye niteliğinde. Gevhernik Kalesi, Artvin'in tarihsel geçmişi açısından, geçmişi günümüze bağlayan somut taşınmaz ve taşınabilir kültür varlıklarıyla en önemli arkeolojik alanıdır. Bundan dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığımız da kazımıza büyük destek veriyor."

Dört sezonluk kazıda çok sayıda seramik ürün, sikke, gülle gibi taşınabilir kültür varlıklarına ulaştıklarını bildiren Aytekin, kazıda ağırlıklı olarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi olmak üzere Pamukkale, Mersin, Karadeniz Teknik, Ardahan ve Ankara üniversiteleri akademisyenlerinden oluşan 20 kişilik bilim heyeti ile 10 işçinin çalıştığını sözlerine ekledi.