14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında, 2. sınıf öğrencisi Yaren Öçsoy, annesinin Tip 1 diyabetle mücadelesinin kendisini nasıl etkilediğini ve hastalıkla başa çıkma sürecinde neler öğrendiğini paylaştı.
Hemşire adayı Yaren Öçsoy, diyabet gibi kronik hastalıkların, hemşire ve hasta ilişkisini bir tedavi sürecinden öte bir yaşam yolculuğuna dönüştürdüğünü belirtti.
Öçsoy, diyabetin bireylerin hayatını köklü şekilde değiştiren bir hastalık olduğunun altını çizerek, hemşire olarak bu hastalarla çalışırken sadece tıbbi bilgi değil, empati ve duygusal desteğin de çok önemli olduğunu vurguladı.
Yıllar önce annesine Tip 1 diyabet tanısı konduğunu ve o zamandan beri diyabetle iç içe büyüdüğünü belirten Öçsoy, bu sürecin hemşirelik mesleğine olan bakışını değiştirdiğini ifade etti.
Annesinin diyabetle tanışmasının kendisi için de bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Öçsoy, annesinin hastalığıyla ilgilenmenin sadece tıbbi bir süreç olmadığını, aynı zamanda onun hayatını yeniden düzenlemesi gereken zorlu bir dönem olduğunu belirtti. Bu süreçte annesine hem tıbbi bilgilerle yardımcı olmaya hem de moral ve motivasyon sağlayarak destek olmaya çalıştığını söyledi.
Hastanedeki staj deneyimlerinden de bahseden Öçsoy, diyabetli hastalarda tedaviye uyum sağlamada yaşanan zorlukların sıklıkla karşılaşılan bir sorun olduğunu vurguladı. Diyabetin yaşam tarzı değişikliklerini zorunlu kıldığını ve bu değişikliklerin kabullenilmesinde güçlük yaşandığını belirtti. Aynı zamanda hastaların hastalıkları hakkında yeterli bilgiye sahip olmamalarının da tedavi sürecini zorlaştırdığını ifade etti.
Öçsoy, hastaların kaygılarını dinlemenin, empatik bir yaklaşım sergilemenin ve güven vermenin önemine değinerek, annesiyle yaşadığı bu süreçten öğrendiği bilgilerin, staj yaptığı hastalara daha etkili bir şekilde yaklaşmasını sağladığını belirtti.
Son olarak, diyabetle başa çıkmanın doğru eğitim, destek ve empatik yaklaşımla mümkün olduğunu ve diyabetli bireylerin tedavi dışında yaşam kalitelerini artıracak desteğe de ihtiyaç duyduklarını söyledi.