Elektrik tarifelerine yapılan yüzde 25’lik zam, Türkiye’nin dört bir yanında büyük tepkilere yol açtı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın, zammın gerekçesini "devlet desteğinde yapılan düzenleme" olarak açıklaması ve yüzde 25’lik devlet desteğinin geri çekildiğini belirtmesinin ardından, birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü bu karara sert tepki gösterdi. Bu tepkilerden biri de Artvin’in Ardanuç ilçesinden geldi. Sol Parti Ardanuç İlçe Başkanı Uğur İstanbullu, yaptığı açıklamada, elektrik fiyatlarındaki artışı ve devlet desteğindeki azalmayı sert bir dille eleştirdi.

İstanbullu, açıklamasında, “Bu zam, halkı ezmekten başka bir işe yaramaz. Hükümet, elektrik tarifesindeki artışı ‘devlet desteği’ adı altında gizleyerek halkı kandırıyor. Enerji Bakanı'nın açıklamalarına göre, devletin sağladığı yüzde 25’lik desteği geri çekmiş olmasına rağmen, halk yine de enflasyonun etkisiyle zor durumda kalacak. Bu desteklerin azaltılması, halkı daha da yoksullaştıracak" dedi.

Ardanuç Ardahan Karayolu 4.5 Ay Sonra Ulaşıma Açıldı Ardanuç Ardahan Karayolu 4.5 Ay Sonra Ulaşıma Açıldı

Elektrik faturalarının kalemlerini ayrıntılarıyla değerlendiren İstanbullu, faturaların büyük kısmının dağıtım bedeli ve vergilere gittiğini belirtti. İstanbullu, “Şu an elektrik faturalarının yüzde 70’i dağıtım bedeli, yüzde 10’u vergi ve sadece yüzde 19’u kullanılan enerji bedelinden oluşuyor. Yani halk ödediği fatura üzerinden gerçek enerjinin sadece beşte birini kullanıyor, geri kalanı sistemin açgözlü yapısına gidiyor. Enerji üretimi ve dağıtımı kamu hizmeti olması gerekirken, yıllardır yapılan özelleştirmelerle bu alan büyük ölçüde özel şirketlerin eline bırakıldı. Bu şirketler kâr hırsıyla hareket ediyor, bu da halkın sırtına yük bindiriyor. Bu açık bir soygundur” diye konuştu.

İstanbullu, enerji sektöründeki kamusal rolün giderek zayıflatıldığını ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade ederek "Enerji şirketleri, kârlarını maksimize etmek adına halkın temel ihtiyaçlarını ikinci plana atıyor. Oysa enerji bir lüks değil, bir temel haktır. Bu nedenle enerji üretimi ve dağıtımı derhal kamulaştırılmalı, şirketlerin kâr hesaplarına değil, halkın ihtiyaçlarına göre planlanmalıdır. Bugün enerjiyi özelleştiren zihniyet, elektriği alınamaz hale getirmiştir. Kamulaştırma, halkın çıkarlarını savunmanın en doğrudan ve etkili yoludur" dedi.

Devletin enerji sektöründe sağladığı desteklerin zamanla daraldığına dikkat çeken İstanbullu, en büyük zararı düşük gelirli kesimlerin gördüğünü söyledi. İstanbullu, “Devlet, geçmişte hiç değilse fatura yükünü hafifletmek adına destekler sunuyordu. Bugün gelinen noktada bu destekler azaltıldı ve hatta tamamen çekildi. Bu da asgari ücretli, emekli, işsiz ya da tek maaşla geçinen haneler için büyük bir yıkım anlamına geliyor. Elektrik faturası artık insanların aylık geçim planını alt üst eden bir yük haline geldi. Bu yükü taşımak mümkün değil. Hükümet, halkı koruyacak sosyal politikalar üretmek zorundadır” dedi.

Uğur İstanbullu, Sol Parti olarak halkın yanında olduklarını ve bu zamma karşı her platformda mücadele edeceklerini vurguladı. “Elektrik fiyatları ve devlet desteğinin daralmasıyla birlikte halkın yaşam kalitesi daha da düşecek. Hükümet, bu durumu göz ardı etmemeli ve halkın enerjiye erişimini sağlamalı. Enerji şirketlerinin kârları, halkın temel ihtiyaçlarıyla orantılı olmalıdır. Bu soygun bitmeli,” ifadelerini kullandı.

İstanbullu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bugün halk karanlıkla sınanıyor. Bir yandan hayat pahalılığı, diğer yandan faturalarla gelen ağır yük altında ezilen milyonlar, bir yandan da temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Elektrik zammı sadece rakamsal bir artış değildir; aynı zamanda halkın yaşam hakkına bir müdahaledir. Biz Sol Parti olarak diyoruz ki: Bu karanlığı kabul etmiyoruz. Bu düzenin sürmesine izin vermeyeceğiz. Elektrik, su, doğalgaz gibi temel hizmetler kamunun elinde olmalı, halk için üretilmeli. Bugün bize ‘tasarruf edin’ diyenler, holdinglere milyarlarca teşvik vermeye devam ediyor. Bu adaletsizliktir. Bu yüzden elektrik şirketleri kamulaştırılmalı, halkın enerjisi halkın elinde olmalı. Bu soygun bitene kadar mücadelemiz sürecek.”

Editör: ALİ ERAY ÇELİK