İktidarın tarıma yapması gereken desteği yasaların öngördüğü oranlarda asla yapmadığını belirten Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan “Bizim iktidarın tarım politikalarını da bu anlamlı cümleye benzer bir deyişle halkımıza haykırabiliriz. Ülke olarak geleceğimiz, temel gıda ürünlerimizi kendimize yeterli olarak kendi üretimimizle karşılamamızdadır. Bir kuru ekmeği havaya kaldırarak halkımıza deriz ki: Ekmek veya ekmemek! İşte bütün mesele bu” şeklinde konuştu.

Soydan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Mevsim sıcaklarının başladığı şu günlerde yangın haberleri de sık duyulmaya başlandı. Orman yangınları haberlerine alıştırıldık ama şu ekin tarlalarındaki yangınlara ne diyeceğiz? Tam hasat mevsiminde her yöreden haberler alıyoruz. Son bir iki yıldır buğday tarlalarının yakılmasını hayret ve üzüntü ile takip etmekteyiz. Bu sene de devam ediyor maalesef. Buğdayın bir ülke için her şeyden önce stratejik önemi var. Yeterli silahı olmayan orduların savaş kazanma ihtimali belki vardır ama yeterli buğdayı olmayan ülkelerin uzun vadeli bir savaşı kazanma ihtimali yoktur.

Saadet Partisi'nin çiçeği burnunda milletvekillerinden Sayın Şerafettin Kılıç'ın iktidara yönelttiği, genelde tarımımızın ve özelde buğday ile ilgili soru önergesindeki sorulardan anlıyoruz ki, daha yakın zamana kadar tarım ürünleri olarak dünyada kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri iken, son yıllarda sektördeki gerileme neticesinde büyük oranlarda ithalata muhtaç edilmemiz yanlış politikalar yüzünden olmuştur. İktidar, tarıma yapması gereken desteği yasaların öngördüğü oranlarda asla yapmamıştır. Verdiği cüzi desteği de doğru bir şekilde değil, denetimsiz ve isabetsiz metotlarla vermekte, bu yüzden üretim de gittikçe azalmaktadır. Bu isabetsiz metotlarla yapılan desteğin de adeta "al şu parayı, ekim dikim işleri ile uğraşma" der gibi neticeler doğurduğu anlaşılıyor.

Buğday hasadının yaşandığı şu günlerin öncesinde, iktidar bir buğday taban fiyatı ilan etti. Toprak Mahsulleri Ofisi eliyle de destekleme alımları yapacağını duyurdu. Medyaya yansıyan ve internete düşen feryatlara baktığımızda buna rağmen üreticinin yapayalnız bırakıldığını görmekteyiz. Her bölgemizden aynı çığlıklar yükseliyor. İşte bunlardan bir örnek:

"Kaç gündür internet sitesinden ürün alımı için randevu almaya çalışıyorum fakat alınmıyor. Siteyi zar zor açıp girdiğimizde de randevu vermiyor. Bu çiftçiler ürününü nasıl satacak acaba? Yazık günahtır, bin bir emekle üretilen mahsuller elimizde kalıyor, randevu için oluşturulan internet sitesi açılmıyor. Ek olarak Kırklareli TMO'yu aradığımızda kesinlikle telefonlara cevap vermiyor. Bu çiftçi ne yapsın? Ürünüm için ben nasıl randevu alacağım, yetkililer suspus oldular." Bu nasıl bir iş? Milli Gazete'den takip ettiğimize göre ilgili bakanlıkların "Gıda, Tarım ve Hayvancılık" birimlerinde peş peşe yaşanan skandallar neyin nesidir? Kendi ürettiğimiz mahsullerin tarlada yakılarak, üreticinin elinde kalmasını sağlayarak ya da fırsatçıların elinde heba ettirilerek daha fazla ithalat yapmaya mı hazırlanılıyor?

"Afrika'da veya Latin Amerika'da araziler kiralanıp Türkiye için tarım ürünü ekileceği" masalları ile yıllarca kamuoyunu oyaladılar. Sonra da buğday ithalatını "makarna üretip geri ihraç ediyoruz" kamuflesi ile gizlemeyi denediler. Şimdi iktidar, Sayın Kılıç'ın bu konudaki kapsamlı ve can alıcı sorularına ne cevap verecektir, merakla beklemekteyiz.

Bu cevaplar doğru olmak kaydıyla bu iktidarın gıda yönünden geleceğimizi önemseyip önemsemediğini gösterecek. Ya da küreselci rejisörlerin önerdiği gibi inek yellemesi ile mücadele adı altında, böcek ve sinek eti ve sütüyle beslenmeyi gündemlerine alıp almadıklarını açığa çıkaracak. Şekspir'in Hamlet'inde geçen bir sahneyi hatırlıyoruz. Kuru insan kellesini eline alıp yukarı kaldıran aktör, seyirciye dönerek şu anlamlı cümleyi söyler: "Olmak veya olmamak! İşte bütün mesele bu!"

Bizim iktidarın tarım politikalarını da bu anlamlı cümleye benzer bir deyişle halkımıza haykırabiliriz. Ülke olarak geleceğimiz, temel gıda ürünlerimizi kendimize yeterli olarak kendi üretimimizle karşılamamızdadır. Bir kuru ekmeği havaya kaldırarak halkımıza deriz ki: Ekmek veya ekmemek! İşte bütün mesele bu.”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, Rize'de AK Parti Kongresinde Konuştu: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, Rize'de AK Parti Kongresinde Konuştu:

Ayşe ÖZDER

Editör: Haber Masası