Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Hüseyin Aydın, sendikasının ücretli öğretmen araştırma verilerinde Artvin’in durumunu açıkladı.
Buna göre Artvin’de 380 kişilik öğretmen açığı, 105’i eğitim fakültesi, 114’ü lisans ve 51’i ön lisans mezunu olmak üzere toplamda 270 ücretli öğretmen ile tamamlanıyor.
Eğitim kenti olarak nitelendirilen Artvin’de, öğretmen açığının ücretli öğretmen ile tamamlanmaya çalışılması akıllara “Artvin eğitim kenti olmaktan çıkıyor mu” sorusunu akıllara getirdi.
Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Hüseyin Aydın, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Türk Eğitim-Sen, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında da ülkemizde ücretli öğretmen sayılarını araştırdı. Buna göre ülkemizde 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 71 ilde ücretli öğretmen sayısı 66 bin 780 oldu.” dedi.
Artvin’de ücretli öğretmen sayısının dahi öğretmen eksiğini doldurmadığını, öğretmen atamalarının yapılması gerektiğini belirten Aydın, “Eğitimden tasarruf olmaz. Bizler geleceğimiz teminatı çocuklarımıza gençlerimize iyi eğitim vermek zorundayız. Bunun yolu da iyi öğretmenlerden eğitim almaktan geçer. Ücretli öğretmen ile sorunlar çözülmez. Bizim köklü bir atamaya ihtiyacımız var.” dedi.
En az 92 bin öğretmen ataması yapılmalı
2024 yılında Türkiye genelinde en az 92 bin öğretmen ataması yapılması gerektiğini ifade eden Aydın, “Ülkemizde öğretmen açığı sorunu bir türlü çözülemiyor. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacını yeterli sayıda kadrolu öğretmen ataması yapmak yerine, girdikleri ders başına ücret alan, asgari ücretin yarısı bir aylık gelire sahip olan, hak ve güvenceden mahrum, geleceği amirlerinin iki dudağı arasında olan ücretli öğretmen görevlendirmesi yaparak gidermeye çalışıyor. Ücretli öğretmenlerin bir kısmının pedagojik formasyonunun olmaması ve iki yıllık meslek yüksekokullarından mezun olması da işin eğitimi tehdit eden boyutu olarak karşımıza çıkıyor. Yaptığımız araştırmaya göre 10 il eksik olmasına rağmen ücretli öğretmen sayısının 67 bine ulaştığı görülmektedir. Şayet tüm illerin verileri elimizde olsaydı, ücretli öğretmen sayısının 80 bini aştığı görülecektir. Ücretli öğretmen sayısının yüksekliği kadar norm kadro ihtiyacının da 90 binin üzerinde olması dikkat çekicidir. Bu durum, ücretli öğretmen çalıştırılmasına rağmen ülkemizde öğretmen açığının kapatılamadığının göstergesidir. Nitekim öğretmen açığı olduğunu Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin de kabul etmiştir. Ancak Bakan Tekin 68 bin öğretmen ihtiyacı olduğunu söylerken, sendikamızın tespitleri Yusuf Tekin’in verdiği norm kadro ihtiyacının en az 23 bin 484 üzerindedir.” diye konuştu.
“Bir ihtisas mesleği olan öğretmenlikte ‘ücretli’ adıyla bir çalıştırma yöntemi olmamalıdır.”
Ücretli öğretmenliğin kaldırılıp kadrolu öğretmen ataması yapılması gerektiğini vurgulayan Aydın, “Peki öğretmen açığı ve bu açığın ücretli öğretmenler eliyle giderilmeye çalışılması eğitim hayatımız için ciddi bir sorunken, bu sorun nasıl çözülmelidir? Yapılması gereken öncelikle ücretli öğretmenlik denilen ve neredeyse asal istihdam modeli haline gelen bu ucube çalıştırma şeklinin tamamen kaldırılması ve sadece kadrolu atama yapılmasıdır. Şubat ayında en az ücretli öğretmen sayısı kadar yani 67 bin öğretmen ataması yapılması, ardından da 2024 yılında bu atamaların norm kadro ihtiyacına tamamlanması da gerekmektedir. Kısacası ülkemizde öğretmen açığı sorununu ortadan kaldırmak için 2024 yılında en az 92 bin atama yapılması elzemdir. Şunu da belirtmeliyiz ki; bir ihtisas mesleği olan öğretmenlikte ‘ücretli’ adıyla bir çalıştırma yöntemi olmamalıdır. Siz nasıl ücretli polis, ücretli doktor çalıştırmıyorsanız, insan yetiştiren bir mesleğin saygınlığını azaltan, mesleği tahrip eden, eğitimin kalitesini düşüren bir usulle öğretmen çalıştıramazsınız!”
Ücretli öğretmenlik yerine vekil öğretmen çalıştırılması gerektiğini kaydeden Aydın, açıklamasına şunları da ekledi:
“MEB sadece ve sadece gerekli istisnai hallerde 657 Sayılı DMK’ya dayalı olarak ‘Vekil Öğretmen” unvanıyla öğretmen çalıştırmalıdır. Bunun dışında tüm öğretmenlerimizin kadrolu olarak istihdam edilmesi temel talebimizdir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başlangıcında, Türkiye Yüzyılını inşa ederken, eğitimi öncelemek başat sorumluluğumuzdur. Eğitimin itici gücünün öğretmenler olduğunu göz önüne aldığımızda eğitim alanında tasarruf yapılmayacağı gerçeğinden hareketle, tüm imkânlarımızı geleceğimiz olan çocuklarımıza, onları yetiştiren öğretmenlerimize seferber etmeliyiz.”