Bir önceki yıla göre yüzde 92,5 artan eğitim harcamaları, toplamda 1 trilyon 130 milyar 844 milyon TL’yi bulurken, hane halkının bu alandaki yükü de ağırlaştı. TÜİK verilerine göre, yurttaşların eğitim için yaptığı harcamalar 2022’de 91,5 milyar TL iken 2023’te yüzde 64,5 artarak 150,5 milyar TL’ye ulaştı.
Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, kamusal eğitimin özelleşmeye doğru kaydığına dikkat çekerek, “Halkın cebinden çıkan eğitim harcamalarının bu kadar artmış olması dikkat çekici. Veliler, artan maliyetler nedeniyle gıda harcamalarından kısıyor ve çocuklarını okutabilmek için kredi çekiyor” dedi.
Gümüş, temel eğitim masraflarının, özellikle kırtasiye, kitap, giysi ve servis ücretlerinde yaşanan artışların birçok aileyi zora soktuğunu belirtti. “Sürekli artan maliyetler, çocukların yeterli beslenme, barınma ve eğitim materyallerine erişimini engelliyor. Bu durum, eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştiriyor” ifadelerini kullandı.
2023’te eğitim harcamalarının en fazla arttığı alanlar yüzde 109 ile ilkokul ve yüzde 107,2 ile okul öncesi eğitim oldu. Öğrenci başına düşen ortalama eğitim harcaması ise 25 bin 143 TL’den 49 bin 45 TL’ye çıktı. Yükseköğretimde bu rakam 84 bin 759 TL olarak gerçekleşti.
Devlet eğitim kurumları tarafından yapılan 833,7 milyar TL’lik cari harcamanın 666,4 milyar TL’si personel giderlerine ayrıldı. Eğitim-Sen’den Köksal Gümüş, “Eğitim harcamalarının yüzde 80’i, yüksek enflasyonun etkisiyle personel harcamalarına gidiyor. Ancak bu artış, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrıldığı anlamına gelmiyor” diyerek, okulların bütçe yetersizliği nedeniyle sıkıntı çektiğini vurguladı.
Eğitim İş Artvin Şube Başkanı Filiz Yılmaz ise, eğitim harcamalarındaki artışın yurttaşlar üzerindeki etkilerini değerlendirirken, şu çarpıcı ifadelerde bulundu:
“Eğitimdeki bu mali tablo, yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda bir sosyal adalet sorunudur. Bugün birçok aile, çocuklarını okutabilmek için gıda harcamalarından feragat ediyor, borçlanıyor veya yaşam standartlarını düşürüyor. Eğitim, bir ülkenin geleceğine yapılan en önemli yatırımdır ancak mevcut tablo, yurttaşların omuzlarındaki yükün dayanılmaz bir hale geldiğini gösteriyor. Özellikle Artvin gibi sosyoekonomik açıdan daha kırılgan bölgelerde, bu durum çocukların eğitim hayatını doğrudan etkiliyor.”
Yılmaz, kırtasiye, okul kıyafetleri, ders materyalleri ve servis ücretleri gibi temel masrafların aile bütçelerinde yarattığı derin gediklere dikkat çekerek, şunları ekledi:
“Artan maliyetler, sadece çocukların eğitimine erişimini değil, aynı zamanda eşit bir şekilde eğitim alabilme haklarını da tehdit ediyor. Bugün kamusal eğitim kurumlarının birçok eksikliği var. Isınmadan temizlik malzemelerine kadar temel ihtiyaçlar bile karşılanamıyor. Velilerden ‘bağış’ adı altında sürekli para talep edilmesi, devletin eğitime yeterince bütçe ayırmadığının bir göstergesidir.”
Yılmaz, Türkiye’nin eğitim politikalarının daha adil ve sürdürülebilir bir temele oturtulması gerektiğini belirtti:
“Kamusal eğitimin giderek özelleştirilmesi, fırsat eşitsizliğini derinleştiriyor. Eğitim, bireyin değil, toplumun ortak bir hakkıdır. Bu nedenle devlet, eğitime ayrılan bütçeyi artırmalı, eğitimi ücretsiz ve ulaşılabilir hale getirmelidir. Artvin gibi bölgelerde, kırsal kesimlerde yaşayan çocukların fırsat eşitliğine erişmesi için özel projeler geliştirilmelidir.”
Eğitim İş Şube Başkanı Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bugün yurttaşlar eğitim için büyük fedakârlıklar yapıyor ancak bu fedakârlık sürdürülebilir değil. Artan maliyetler nedeniyle çocuklarımız, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geliyor. Eğitim sistemi, sosyal devlet anlayışıyla yeniden yapılandırılmalı ve genç nesillerin geleceği garanti altına alınmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanamazsa, ülke olarak sosyal ve ekonomik alanda ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız.”