Sermayenin rantı; doğayı, yaşamı, insanı, hayvanı, canlıyı ve tüm değerleri yok etme pahasına kendini üstün görmek olduğunu belirten karşı Eğitim İş Artvin Şube Başkanı Filiz Yılmaz, “Doğayı karatmayın. Ellerinizi ağaçlarımızdan ve köylerimizden çekin” şeklinde dedi.
Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Üzerinde kişisel mülkiyet kurulamayacak su, toprak ve orman gibi doğal varlıklarımız, ülkeyi küresel sömürgeci sistemin açık pazarına dönüştüren, gözün görebildiği her şeyi alınıp satılabilen piyasa girdisi olarak gören anlayış tarafından hoyratça yağlanmaktadır.
Sermayenin rantı; doğayı, yaşamı, insanı, hayvanı, canlıyı ve tüm değerleri yok etme pahasına kendini üstün görmektedir.
Bu yağmacı, talancı, kişisel zenginleşmeyi doğanın dengelerinin ve halkın refahının üzerinde gören anlayış bugün Akbelen Ormanı’nı yok etmeye çalışıyor. Akbelen Ormanı'nda ağaçlar jandarma eşliğinde kesiliyor, iktidar ormanı değil kömür madenini genişletsin diye Limak ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji’yi koruyor. İktidarın ve sermayenin rant sistemine karşı doğasını korumak için 2 yıldır direnen köylülere ve yaşam savunucularına ise hukuksuz bir şekilde jop, biber gazı ve TOMA’larla orantısız güç uygulanıyor.
Tüm dünyanın iklim değişikliği mücadelesinde termik santrallerin kapatılması gündemdeyken, Türkiye’de kömür “yağma-talan” politikasının temel direklerinden biri haline gelmiştir. Dünya yenilenebilir enerjiye geçerken, AKP’nin “yerli-milli” enerji politikası kömüre dayanmaktadır. Açılan santraller için kredi veren yurt dışı kuruluşlar teminat olarak kömürlü santraller yapıyor ve bir engelle karşılaşmıyor. Sonuç olarak da toplumuyla ve doğasıyla hiçe sayılan bir ülke ve zenginleşen iktidar yanlısı enerji şirketleri oluyor.
Oysa ki Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, YK Eneriji’ye ait Yeniköy ve Kemerköy Termik santrallerinin toplam kurulu gücü 1100 megavat, yani Türkiye’nin enerjisinin sadece yüzde 1'ini üretiyor. Yüzde 1 için, yüz yıllık zeytin ve çam ağaçları, birçok canlının yaşam alanı, arkeolojik sit alanı içindeki binlerce yıllık kültür mirasımız yok ediliyor.
Doğanın yıkımına ve doğayla iç içe yaşayan halkın yaşam alanlarını yok etmeye yönelik bu girişimlerin bir başka amacı köylerde hayat süren yüz binleri, şehirlerde üç kuruşa çalışacak köleler haline getirmek. Ve bu yöntemle insansızlaştırılan kırsal alanlardaki rantı şirketlerin tekeline teslim etmek.
Eğitim-İş olarak, Türkiye’nin doğal yapısı üzerinde büyük tahribatlara neden olacak her türlü ticari rant projesinin karşısındayız. Bu ülkeyi emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerin talanına karşı koruyacağız. Doğayı karartmayın! Ellerinizi ağaçlarımızdan ve köylerimizden çekin!”
Hikmet BAŞAR