Borçka 2. Kitap Günleri kapsamında Gazeteci Deniz Zeyrek, belediye meydanında vatandaşlar ile buluştu.
Borçka halkının yoğun katılım gösterdiği söyleşiye Artvin balı ile ilgili televizyon programında kullandığı ifadeler hakkında açıklama yaparak başladı.
Sözcü Tv'de katıldığı programda bal ile ilgili bir anısını anlatırken Artvinlileri zan altında bırakacak ifadeler kullanması nedeniyle tepki alan Zeyrek, yaşanılan olayın yanlış anlaşıldığını ifade etti.
Zeyrek, yaptığı açıklamada sahtekarlıklarla mücadele kısmına vurgu yaparak şu ifadelere yer verdi; “ Programda başımdan geçen bir olayı anlattım. O da bazı arkadaşlar yanlış anlamışlar. Bütün Artvinlileri kastettiğimi anlamışlar. Baya bir üstüme geldiler. Sosyal medyada baya bir saldırdılar. Halbuki söylediğim şey Artvinlilerin de dikkat etmesi gereken bir şeydi. Ortada bir sürü sahtekar var. Bu bal meselesi. Adam bana, benimle dalga geçti bal almak istedim. Dedim ki ya 47 liraya bal mı olur, bu fiyata bal satılır mı? Biz 150 liraya alıyoruz, o da indirimli fiyatı bu dedi ticari bal. Ya bu ticari bal mı olur? Bal, baldır yani. Ondan sonra ben de dedim ki, bizim memlekette 300 kilo zor almışlar Kaşkovan'dan. Sen bu tırı nasıl doldurdun? Dedi ki arılara güvenmiyoruz, kendimiz yapıyoruz. Ben de onu anlatmış oldum. Adama sordum, neredensin sen? Artvinliyim dedi, ben de bunu da aktardım. Gürcistan'dan şuradan buradan getirdikleri saçma sapan şeyleri bal diye millete satıyorlar. Bu Kars'ta da oluyor, Ordu'da da oluyor, başka yerlerde de oluyor. Bu bizim mücadele etmemiz gereken bir şeydi. Ama vay beni izleyerek Artvinliler sahte bal yapıyor diye bir kıyameti koparttılar. Biraz tereddüt ettim, acaba Artvin'e gidersem öyle bir protesto ile karşılaşır mıyım diye ama gerçekten Artvinlilerin beni anladığını hissettim.
Benim neyi kastettiğimi, hangi konuda uyarı yaptığımı anladıklarını fark ettim. Ama bizim kaderimiz bu. Yani burada bazı insanların canını sıkabilir o sözcükler, o ifadeler, o cümleler. Ama bizim bu sahtekarlığı yapanlarla mücadele etmemiz lazım. İster Kars'ta olsun, ister Ordu'da olsun. Bunlardan bu ülkeyi kurtarmak lazım. Bütün sahtekarlardan ülkeyi kurtarmak lazım. Sahtekarlarla mücadele ettiğiniz zaman da hedef olmanız kaçınılmaz oluyor. İstersen siyaset sahtekarı olsun, istersen tüccar sahtekarı olsun, istersen müteahhit sahtekarı olsun. Hangisine karşı sen doğru durursan, doğru şeyleri söylersen o sahtekar çevre seni hedef alır, seni küçük düşürmeye çalışır.”