Programa, Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, Kemalpaşa Belediye Başkanı Erhan Yılmaz, CHP Hopa İlçe Başkanı Şükrü Aydemir, CHP ilçe örgütü, partililer ve çok sayıda yurttaş katıldı. Etkinliğe ayrıca Hopa Belediyesi Başkan Vekili Avukat Sümeray Çelik de eşlik etti.
“Cumhuriyet, Kadınların Eşit Yurttaşlık Mücadelesinin Teminatıdır”
Programın açılış konuşmasını CHP Hopa İlçe Kadın Kolları Başkanı Şeniz Aytaş yaptı. Aytaş konuşmasında, Cumhuriyet’in kadınlara sağladığı kazanımlara dikkat çekerek şunları söyledi: “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi, halkın iradesinin teminatıdır. Ve biz kadınlar bu iradenin, bu eşit yurttaşlık mücadelesinin en güçlü iradesiyiz, öznesiyiz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bizlere armağan ettiği Cumhuriyet, kadınlara yalnızca seçme ve seçme hakkını vermemiştir. Eşit, özgür ve onurlu bir yaşam kapılarını aralamıştır. Bizler bu hakkın savunucularıyız. Bugün Cumhuriyet, kadın ve adalet üzerine konuşurken yalnızca geçmişi değil günümüzü ve geleceğimizi de tartışıyoruz. Çünkü adalet sadece mahkeme salonlarında değil bir ülkenin yönetiminde, kurumlarında, sokaklarında ve kadınların yaşamında var olmalıdır. Ne yazık ki 19 Mart'ta yaşadığımız süreç halkın iradesine vurulmuş açıkça bir darbedir. Seçmen iradesinin yok sayıldığı, hukukun yok sayıldığı Cumhuriyet'in temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Ama biz halkın iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü Cumhuriyet bir avuç insanın hakkını değil, halkın hakkını savunmaktır. Adaletin, eşitliğin, özgürlüğün hakim olduğu bir Türkiye umuduyla. Yaşasın kadınlar, yaşasın halkın iradesi, yaşasın Cumhuriyet”

“Kimsesizlerin Kimsesi Olan Cumhuriyet”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, konuşmasında Cumhuriyet’in tarihsel önemine ve günümüzdeki mücadele değerine vurgu yaptı. Gökçen, “Cumhuriyetle ilgili bugün tabi çok şey duyacağız. Hatta Cumhuriyete çok inanmayanlardan da Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimlerini teker teker yok etmeye çalışanlardan da güzel özlü sözler duyacağımız bir gün olacak aslında. Ama önemlisi gerçekten inanarak, Cumhuriyetin ne olduğunu bilerek ona sahip çıkarak ve geleceğe onu nasıl taşıyacağımızı doğru yerden tarif ederek bir kutlama yapılması gerektiği ortada bugün. Çünkü bakıyorsunuz aslında hukuku yok edenler, Cumhuriyeti belki kendilerine düşman olarak bile görenler, Türkiye Cumhuriyeti kısaltmalarını her yerden ortadan kaldıranlar, Atatürk'ün resminden bile fotoğrafından bile rahatsız olanlar şimdi Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarını yapay zeka ile yapılmış videolarını kullanarak bize bir yozlaşmış bir hikâye anlatıyorlar. O yüzden gerçekliğe sahip çıkmak, Cumhuriyet'in kendisine ve değerlerine gerçek anlamına sahip çıkmak hepimiz için çok önemli.
Özellikle de 19 Mart darbe girişimi döneminde yaşıyorken, böyle bir darbe girişimiyle karşı karşıyayken. Diğer taraftan da bugüne dair bu ülkede hala en birleştirici değer, yani toplumumuzu bir araya getiren, hepimizin uğradığımız haksızlıklara karşı tekrar dönüp ayağa kalkabilmemiz için, bir arada mücadele edebilmemiz için dönüp yine 102 yıl öncesine baktığımızda ilham aldığımız ve geleceği bu şekilde tarif edeceğimiz, mücadelemize ışık tutan, hepimize cesaret veren, bir kazanım, bir değerden bahsediyoruz. O yüzden hem bugünden geçmişe baktığımız zaman sahip çıkılması gereken hem de bugünden geleceğe bakarken de doğru anlamak ve bu mirasta doğru mücadeleyi tarif etmek gereken bir çizgiden bahsediyoruz” şeklinde konuştu.
Gökçen, “Kimsesizlerin kimsesi olan cumhuriyetten bahsediyoruz ve bu anlatılan cumhuriyetten bugüne hep hiç kimsenin geride kalmadığı, bütün çocukların aynı fırsata sahip olabildiği, kız çocuklarının okuduğu, çocukların zorla işçi yapılmadığı, zorla çalıştırılmadığı, hiçbir çocuğun zorla evlendirilmediği, kadınların özgür olabildiği, başı dik bir şekilde sokakta yürüyebildiği bütün karar mekanizmalarında yer alabildiği bir rejimden bahsediyoruz. O yüzden küçüklüğünde bir kız çocuğu olarak Cumhuriyet benim için ne ifade ediyordu ve şu anda böyle bir dönemde bir siyasetçi olarak, bir milletvekili olarak bugün benim için ne ifade ediyor diye dönüp tekrar düşünme fırsatım oldu buraya gelmeden önce. Eşitliğin temel dayanağı, güvencesi, yurttaşlık bilincimizin olmasının temel sebebi, kadınların özgürlüğünün güvencesi, haysiyetli bir yaşamın göstergesi aslında Cumhuriyet hepimiz için ve tebaa olmaktan yurttaşlığa giden bir yolu bize tarif eden bir kazanım. Kutsal, belirsiz bir güç kaynağından yola çıkan bir iktidar anlayışı yerine halkın kendisinden ve gerçeklikten yola çıkan bir iktidar anlayışını bize tarif ediyor Cumhuriyet” dedi.
Gökçen, kadın hakları konularında da önemli mesajlar vererek; “Bir kadın özgürlüğünün tehlikede olduğu çok açık. Laikliğin tehlikede olduğu çok açık bugün. Laikliğin hedef alındığı, kadınların özellikle hedef alındığı çok açık ve bütün bu yaşananlar acaba birbirinden bağımsız birer hak ihlali, bağımsız birer saldırı, bağımsız birer kadının düşmanlaştırılması, çocuğun düşmanlaştırılması, siyasetçilerin düşmanlaştırılması, iktidara gelecek olan siyasetçilerin, seçimi kazanmış olan siyasetçilerin düşmanlaştırılması birbirinden bağımsız olaylar mı? Yoksa aslında hepsi bir topyekun saldırıyı mı gösteriyor bize ve aynı zamanda topyekun bir mücadele ihtiyacını mı ortaya koyuyor? İnsanların korkmayacağı, Tele1 gibi kanalların kapanmayacağı, gazetecilerin özgürce yazıp çizebileceği, üreticinin sorunlarını dile getirdiğimiz zaman hem sizin problem yaşamayacağınız hem üreticinin problem yaşamayacağı. Öyle bir Türkiye hayal ediyoruz hep beraber, bunun için çalışıyoruz. O yüzden Mustafa Kemal Atatürk demiş ki umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır ben umudumu hiçbir zaman kaybetmedim demiş. Tam da bundan ders olarak, bundan ilham olarak mücadelemizin büyüyeceği ve işin sonunda gerçekten hep beraber kucaklaşacağımız ve iyi ki mücadele etmişiz diyeceğimiz günlerin geleceğine eminim. Bunu biliyorum. O yüzden hepinize mücadelemiz için de teşekkür ediyorum” dedi.
Söyleşi katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.







