Akyüz, yetkililere ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, oğlunun tedavisi için yardım istedi. Yaşadığı zorlu hayatın detaylarını paylaşan Akyüz, “Başka hiçbir şey istemiyorum, çocuğumun iyileşmesini istiyorum” dedi.

Hanife Akyüz, evde hem yatalak annesine hem de madde bağımlısı oğluna tek başına bakıyor. Maddi ve manevi olarak tükenmiş durumda olduğunu belirten Akyüz, şöyle konuştu:

“Evimde iki hasta var. Yatalak annem içerde, oğlum ise odada. Oğlum madde bağımlılığından tedavi gördü ama yeterli olmadı. Tekrar yatılı tedavi görmesi gerekiyor. Annemi bırakıp oğlumla ilgilenebilecek kimsem yok. Annem kalp hastası ve iki yıldır yatalak. Her şeyini ben karşılıyorum, kimseye bırakamıyorum. Eşimden aldığım 11 bin 750 lira maaşla geçinmeye çalışıyorum ama bu gelir ne hastalarımın ihtiyaçlarını karşılamaya ne de tedavi masraflarını karşılamaya yetiyor.”

Akyüz, oğlunun durumunun giderek kötüleştiğini vurgulayarak, doktorların yatılı tedaviyi şart koştuğunu ifade etti:

“Psikiyatri doktoru, ‘Bizim yapacak bir şeyimiz yok, çocuğun yatması gerekiyor’ dedi. Ancak bu süreçte annemi bırakıp oğlumla ilgilenmem mümkün değil. Kendim bile ameliyat olmam gerekiyor ama hastalarımı bırakacak kimsem olmadığı için olamıyorum. Eğer çocuğum ilaçlarını alamazsa kendine zarar veriyor. Bu yüzden tek dileğim, onun bir rehabilitasyon merkezinde yatılı tedavi görmesidir.”

Artvin ve Bayburt'ta Yolu Kardan Kapanan Köylerdeki Hastaların Yardımına Ekipler Yetişti Artvin ve Bayburt'ta Yolu Kardan Kapanan Köylerdeki Hastaların Yardımına Ekipler Yetişti

Hanife Akyüz, yerel yönetimlerin de sorunlarına duyarsız kaldığını belirterek şunları söyledi:

“Geçmişteki belediye başkanımız çok yardımcı oldu. Evime defalarca kumanya gönderdi, her ihtiyacımda yanımdaydı. Ancak şimdiki başkan, bırakın yardımı, odasından bile çıkmıyor. Sekreterine ‘odada yok’ dedirtiyor. Bu ilgisizlik beni çok üzüyor. Oysa Faruk Çelik, ‘AK Partili belediyelerin kapıları halka açık olacak’ demişti. Ama şimdi bu kapılar bize kapalı.”

Akyüz, başvurduğu çeşitli fonlardan da ret yanıtı aldığını dile getirdi:                                            

“Fona başvurduk, ‘Geliriniz var’ diyerek yardım talebimizi reddettiler. Evet, evimize bir gelir giriyor ama bu gelir ilaçlara, tedaviye ve diğer masraflara asla yetmiyor. Oğlumun kullandığı ilaçların aylık maliyeti 2 bin lirayı buluyor. Oğlum çay ve sigara bağımlısı, evde 50 kilo şeker ve 4 paket çay bir ayda tükeniyor. Aldığım maaş tüm bunlara yetmiyor.”

Hanife Akyüz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek yardım çağrısında bulundu:

“Sayın Cumhurbaşkanım, tek dileğim, çocuğumun iyileşmesidir. Oğlumun tedavisi için destek istiyorum. Beyin hücrelerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü söylediler, en az 6 ay yatılı tedavi görmesi gerekiyor. Onun bu illetten kurtulmasını ve yeniden hayata dönmesini istiyorum. Lütfen sesimi duyun, bize yardım edin!”

Ev kirası, faturalar, ilaç masrafları ve gündelik ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirten Akyüz, ailevi sorumluluklarının altında ezildiğini dile getirdi. Annesi ve oğlu için yaptığı fedakarlıkların artık dayanma sınırını aştığını ifade ederek, “Yardım talebime olumlu bir dönüş bekliyorum” dedi.

Bu feryat, yalnızca bir annenin çaresizliğini değil, aynı zamanda sosyal destek mekanizmalarının yetersiz kaldığı noktaları da gözler önüne seriyor. Hanife Akyüz’ün yardım çağrısı, sadece bireysel bir mesele değil, toplumun duyarlılığını harekete geçirmesi gereken bir sorundur.

Editör: ALİ ERAY ÇELİK